MHP, 7 Haziran seçimlerinde oylarını birkaç puan artırarak, seksen civarında milletvekili kazanmıştır.
Bize göre, seçimlerden bir partinin galip çıktığını söyleyebilmek için, oy oranını artırması yeterli değildir. Zira, siyasi partiler iktidar olmayı amaçlarlar ve iktidar olamayan bir parti de başarılı sayılmamalıdır. Bu nedenle, MHP'nin seçimlerden galip çıktığını söyleyemeyiz.
Bu seçimden galip çıkan tek parti ve lider, HDP ve DEMİRTAŞ olmuştur. Evet, onlar da iktidar olamamıştır ama, en az iktidar olmak kadar zor olan %10 seçim barajını kolayca aşarak, önemli bir aşama kaydetmişler ve meclise seksen civarında milletvekili grubu ile girme başarısını göstermişlerdir.
Oyların bir kısmı emanet de olsa, ülkenin sadece Doğu ve Güneydoğusundan değil, ülke genelinde oy alarak, Türkiyenin bütününe hitap ettikleri ve bir Türkiye partisi oldukları tezini ortaya koyma başarısını elde etmişlerdir.
CHP de bu seçimin yenilenlerindendir. Zira, bizim ölçülerimize göre iktidar olamadıkları gibi, önceki seçime nazaran oylarını artıramamış ve azaltmışlardır.
Ancak, CHP bu seçimin yenileni olmasına rağmen, bu seçimlerde büyük işler yapmış, çok güzel ekonomik projelere imza atarak seçmenin önüne koyabilmiş, projelerini gerçekleştirecek kararlılığı ve iradeyi de sergilemiş olmasına rağmen, Türk seçmeninin;uzun yıllara dayalı, haksız ön yargılarını aşamaması, AKP ve Tayyip Bey'in, haksız ve yalan bir şekilde, bunlar din düşmanı, ezanı yasakladılar,camileri ahır yaptılar, imam hatip okullarını kapatacaklar yönündeki sistematik propaganda ve iftiraları yüzünden, özellikle mütedeyyin kesimlerin güven ve itimadına mazhar olamaması nedeniyle, oy oranını artırarak iktidar olamamış ve ana muhalefet partisi olarak kalmıştır.
CHP, seçimi kazanamasa da, propaganda döneminde ve öncesinde %10 seçim barajına karşı duruşu, HDP'nin barajı aşması konusundaki olumlu tavrı ve kendi tabanından kayan emanet oylarla, HDP'nin rahat bir şekilde barajı aşarak meclise girmesine dolaylı bir katkı sunmuş ve bunun sonucunda, AKP'nin tek başına iktidar olamamasında, HDP'nin yanında etkin bir rol oynayarak, Türk Milletine ve seçmenine hizmet etmiştir. Bu nedenle, CHP eşit koşullarda yapılacak olan gelecek seçimler için ümit vaat eden, bu seçimin de galip sayılması gereken mağluplarından biri olmuştur.
HDP, seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra büyük olgunluk göstermiş ve barajı aşmasında, kendisine verilen emanet oyların mutlak etkisini inkar etmemiş ve bu emanet oylara layık bir politika izleyecekleri vaadinde bulunmuştur. Kürt'ü ile Türk'ü ile bu ülke halkı artık geçmişin tüm acılarını unutmalı, geçmişe bir sünger çekmeli ve HDP için temiz bir sayfa açarak, ona bir şans tanımalıdır.
HDP'ye oy ve gönül veren ekseriyet; Kürt kökenli de olsalar, onlar da, asla atamayacağımız ve satamayacağımız, et ve tırnak olduğumuz Kürt kökenli Türk Vatandaşı kardeşlerimizdir. Bu seçimler ve HDP'nin aldığı başarılı sonuç, geçmişte yaşanan acıları unutmanın, barış ve kardeşlik duygusunu pekiştirmenin bir vesilesi olarak, Türk ve Kürt kökenli insanlarımıza Tanrının sunduğu bir imkan olup, bu imkan,her türlü ard niyetlerden arınılarak, çok iyi değerlendirilmeli ve ülkemizi bölmeden, gerçekten varsa Kürt sorununun çözümünde değerlendirilmelidir
HDP'yi ve HDP'nin bu seçim başarısından dolayı sevinç ve memnuniyet duyan kişi ve çevreleri karalayan ve eleştiren, bu eleştirilerini kendi partilerinin propaganda malzemesi olarak kullanan, ancak, seçim sonuçlarını gösteren tabelada isimlerine dahi rastlayamadığımız iyi niyet yoksunu partiler ve mensupları, HDP'nin bu seçim başarısına asla gözlerini yummamalıdırlar.
MHP oyunu artışmış gözükse de, bu seçimin galibi olmadığı gibi, seçim gecesi,seçimi yorumladığı konuşmasına bakıldığında, Sayın Bahçeli; seçim sonuçları, sanki koalisyonu işaret etmiyormuş gibi, seçim sonuçlarına gözünü ve kulağını tıkayarak, hiçbir koalisyon senaryosunda ve seçeneğinde rol almayacaklarını beyan ederek, partisini koalisyon hükumetlerine kapatmış, adeta Tayyip Bey'in Anayasanın 116. maddesini işleterek bir hükumet krizi yaratmasına ve ülkeyi seçimlerin yenilenmesi seçeneğine mahkum etmesine yeşil ışık yakmıştır.
Bahçeli, işin kolayına kaçmış ve elini taşın altına koymaktan kaçma planını deşifre etmiştir.
Bahçeliye sormak lazım; sen tek başına iktidar olamadığına, seçim sonuçlarının bir koalisyona işaret edeceğini önceden bildiğine ve tahmin edildiği gibi,seçimlerden koalisyon sonucu çıktığına göre, seçimlerin kesin sonuçları dahi açıklanmadan, MHP'yi her türlü koalisyon seçeneğine kapatma lüksün ve hakkın var mıdır?
Bize göre, Bahçelinin böyle bir lüksü ve hakkı yoktur. MHP dahil tüm partiler, öncelikle tek başlarına, olmadığı taktirde ise, partileri zarar görecek dahi olsa, koalisyon ortağı şeklinde iktidar olmak üzere,ülkeye hizmet sunmak için seçimlere girmelidirler.
MHP lideri Bahçeli'nin; daha seçim gecesi, her türlü koalisyon'a girmeyeceklerini beyan ederek, ana muhalefet partisi olmaya talip olması, siyasi partilerin iktidara gelerek ülkeye hizmet etme ana gayelerine ve varlık nedenlerine aykırı olduğu gibi, 2002 de koalisyon ortağı olduğu hükumeti sonlandırarak, ülkeyi erken bir seçime sürükleyip, tek başına iktidarı, altın tepsi içinde AKP'ye sunduğu o dönemi hatırlatmaktadır.
08/06/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder