Dünyada bu kadar sahipsiz bir ülkeye tanık olunmuyor

Dünyada bu kadar sahipsiz bir ülkeye tanık olunmuyor
Başta 17-25 Aralık eşi görülmemiş devlet soygunlarını örtbas için yasama, yürütme ve yargıya da egemen olacak, gerektiğinde parlamentoyu da feshedecek bir başkanlık istediklerini kendi ağızlarıyla ikrar ve ifade etmişlerdi.
Herkesi aptal yerine koyarcasına “Başkanlık sisteminden neden korkuyorsunuz” diye soruyorlar. Neden korkulduğu apaçık ortadadır. Şöyle ki:
Sanal, sehven, uyduruk belge, bilgi, isnat ve ithamlarla şüpheli yaftasıyla yapılan tutuklamaların başkanlık sistemiyle yasal hale getirilmek istendiğinden korkuluyor.
Bir kişinin talimatıyla muhalif gazete,kurum ve şirketlerin yok edilmesi, yandaş militanlar tarafından basılarak, gazetecilerin dövülüp, hapse atılmasının meşrulaştırılacağından korkuluyor.
Can ve mal güvenliğimizin bir kişinin buyruğuna bağlı olacağından korkuluyor.
Kendi çıkar ve keyiflerine göre tüm ülkelere düşman edilip, dünyadan dışlanmış olmamızın sürüp gideceğinden korkuluyor.
En önemlisi de başta 17-25 olmak üzere 12 yıl boyunca yapılan yolsuzluklar, rüşvet ve hırsızlıkların örtbas edileceğinden korkuluyor.
Tüm bunları halktan gizleyerek bermutat milleti kandırıyorlar.
Her şeyin cılkını, devletin çivisini çıkarttılar, Türkiye’de normal işleyen bir tek kurum bırakmadılar.
PKK istemiyor diye laik Cumhuriyetin rumuzu TC levhalarını, Türklük andını kaldırttılar.
PKK istemiyor diye Türk yok, Türkiyelilik var dediler.
PKK istemiyor diye tam 3 yıl operasyonları durdurdu, PKK’ya aguşlarını açtılar.
ABD, Gülen ve PKK istiyor diye “askerin bağırsaklarını temizleyeceğiz” hokkabazlığıyla orduyu çökerttiler.
PKK istiyor diye 2013 yılında Diyarbakır’da “bölgeyi Kürdistan” olarak tanımlayan nutuklar çektiler.
Laik Cumhuriyet düşmanları din simsarları istiyor diye Atatürk devrimlerini bir bir yok ettiler.
Durmak, durulmak bilmiyorlar. Her gün yeni bir yolsuzluk haberi ve skandalla uyanıyoruz. Ama bunlar hiçbir şey olmamış gibi yine esip, gürlüyorlar. Böyle bir iktidarı tarih yazmıyor.
13 yıldır AKP ve AKP liderlerinin ülkeye verdikleri zararlar, işledikleri suçların hepsi birer müebbetlik suç oluyor. Hiçbir toplum bu kadar melanetlerin altında baki kalamaz.

TAKILMIŞIZ BİR ALAMETE GİDİYORUZ KIYAMETE

- Anayasaca belirlenen görev ve sorumluluk sınırlarını aşarak anayasayı fiilen “tebdil ve tağyir” (değiştirip, bozarak) müebbetlik suçlar işliyorlar. Ulusal en ufak bir tepki olmuyor.
- Demokrasinin olmazsa olmazı hukuk devleti, yargı ve basın özgürlüğü faşizan yasalarla katlediliyor. Kimse umursamıyor.
- 17-25 asrın devlet soyguncuları suçüstü yakalanıyor. Başta yasama, yürütme ve yargı bu melanetleri örtbas için seferber ediliyor.
Tüm anayasal organlar, sivil toplum örgütleri, dindar Türk halkının sanki üstüne ölü toprağı serilmiş, gıkları çıkmıyor.
- Bir akıl tutulmasıyla Ortadoğu’da Sünnileri egemen kılıp bölge lideri olma hayaliyle Ortadoğu’yu kan gölü haline getirdiler.
2,5 milyon Suriyeliyi davet ederek ülkenin sosyal ve ekonomik yapısını felce uğrattılar. Bir dost ülke bırakmadı, tüm dünyadan dışlandılar. Bu gaflet ve dalaletin Türkiye’ye bedeli Libya, Mısır, Irak ve Suriye’de 54 milyar dolara mal oluyor. Bütün bunlar Türk halkını ırgalamıyor.
Tüm bunlara karşın hâlâ “biz ne halt ettik” deyip, başta Suriye, komşu ülkelere barış elini uzatıp, “biz emperyalist güçlerin oyununa geldik. Artık Atatürk’ün yurtta barış, dünyada barış düsturunu rehber ediniyoruz” diyerek yanlıştan dönmenin emareleri görülmüyor.
Halkın kimyasını bozdu, tüm manevi değerlerimiz harsımız, hasletlerimizi bir bir yok ettiler.
Molla-medreseler, dalkavuk ulemalar,
Çoğunlukla uydu haline getirilmiş yargı,
Sarılaşmış sendikalar,
Tasmalanmış gazeteci yazarlar ürettiler.
Atatürk’ün çağdaş devrimlerinin bir bir yok edilmesi, 22 şehir stadından Atatürk ismi kaldırılıp, Atatürk anıtlarına çelenk koymanın yasaklanması rezaletine karşın “bunlar bizi rahatsız ediyor” diye tek kelime etmekten çekinen Genelkurmay Başkanları imal ettiler.
Ülke kan ağlıyor, bunlar ODTÜ’deki mescitlerle ya da gazeteci hapsetmekle uğraşıyor.
Türkiye can derdinde, ülkeye sahip çıkması gerekenler kimi rütbe, kimi makam, kimi unvan, kimi cüzdan, havuzcu medya ise avanta peşindeler.
Türkiye elden giderse kendilerine sağlanan dünya nimetlerinin baki kalacağını hayal ediyorlar.
2016’ya girerken tek dileğimiz Türk halkının bu narkoz ve illetten kurtulup, ülkesine sahip çıkmasıdır

Kemal Baytaş / SÖZCÜ

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget