Başlıktaki soruyu bilerek soruyorum ve bilerek başlığa koyuyorum…
Bugün yazılı ve görsel medyaya yansıyan haberlerde “Hükümet Alevileri üçe böldü” şeklindeydi…
Ancak benim başlığa koyduğum sorunun doğru yanıtı hayır olduğu gibi, hükümetin de Alevileri üçe bölmeye gücü yetmemektedir…
Bu arada kendi kişisel çıkarlarını düşünenler, kurdukları yerel örgütleriyle (dernekler, vakıflar) varlığını kanıtlarken, bir federasyon altında birleşmeleri yerine ayrı telden çalarak, kendi başına hareket etmeleri, hükümet yetkililerinin de bunu fırsat bilerek “Siz kendi aranızda anlaşmıyorsunuz” gibi bir tavırla, Alevileri istediği kalıba sokmaya, yanı sünnileştirmeye fırsat vermektedirler…
03 Haziran 2009 - 30 Ocak 2010 tarihleri arasında 7 Alevi Çalıştayı yapıldı…
Bu Çalıştaylara, Alevi-Bektaşi sivil toplum temsilcileri, Akademisyenler, İlahiyatçılar, Sendika Başkanlar, medya temsilcileri, siyasiler çeşitli aşamalarda katıldılar…
Alevilerin istekleri çok netti…
Neydi bu istekler?
1-Asırlardan beri ibadetlerini yaptıkları Cem evlerine yasal statü tanınması,
2-Vergi verdiklerine göre, Cem evlerinin yapım, onarım ve bakımı için bütçeden pay verilmesini, elektrik ve su giderlerinin karşılanması,
3-Anayasada yer alan ve AİHM tarafından kaldırılması karar altına alınan zorunlu din derslerinin kaldırılarak, çocuklarının zoraki Sünni din öğretisine göre eğitilmemesi,
4-Çoğunluğu Alevi yurttaşların yer aldığı 35 aydının vahşice gerici güçler tarafından yakıldığı Sivas’taki Madımak otelinin müzeye dönüştürülmesi…
Bu isteklerin, bir Anayasa değişimine gerek olmadan yasalarda yapılacak ufak düzenlemelerle çözülme olanağı varken, ne yazık ki 7 Çalıştay sonucunda dağ fare doğurmuş ve hiçbir sorun halledilmemişti…
Aradan 6 yıl gibi uzun bir zaman geçtikten sonra, Alevi olayının tekrar üç parçalı bohça gibi gündeme alınması manidardır…
Fakat bu kez yapılan hata katmerli bir şekilde sorunu çözmek yerine, çözümsüzlüğe götürmek ve kişisel çıkarlarını düşünen birkaç kişiyi yanına alarak, Aleviler bölünüyor görüntüsü vermektir…
Anadolu’da tek bir Alevilik vardır…
Alevi örgütlerinin büyük çatısı altında yer almayanlar ve kendi başına hareket edenler, Alevilik öğretisi gereği yol düşkünü durumuna düşerler…
Kurulan bütün Federasyonların birlikte hareket etme ve birlik görüntüsü verme, Alevilerin sorunlarının çözümünü için zorunludur…
Hükümet yetkilileri bunu bildiği halde, Alevileri 3 ayrı zamanda ve Müsteşar Yardımcısı düzeyinde kabul ederek, Alevilerin bölündüğü görüntüsünü vermeye çalışmaktadır…
Nitekim bugün medyaya yansıyan demecinde, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, “Hükümet yetkilileri, Alevi sivil toplum örgütlerinden muhalif olan ile olmayanları ayrı çağırmışlar. Alevi Bektaşi Federasyonu bileşenleri hükümete muhalefet, bizimle birlikte diğer arkadaşları çağırmamalarının nedeni, hükümete yakın duran örgütlerin kafalarının karışmamasını sağlamak sanırım.” Şeklinde itirazda bulunmaktadır…
Umuyor ve diliyorum, Alevi dostlarım, bu oyuna gelmeyecek, birlik ve beraberlik içinde hareketle, ayrı üç toplantıya katılmayı ret ederek bu oyunu bozacak ve Bakan düzeyinde olmayan hiçbir toplantıya katılmayacaklarını hükümete bildireceklerdir…
Tüm canlara selam olsun…
25.01.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder