Hakimlik mesleği kutsal ve kutsal olduğu kadar da çok zor bir meslektir.
Hakimin vereceği kararlar; insanların mal varlıklarında, her türlü hak ve özgürlüklerinde olumlu veya olumsuz, doğrudan etki yapar, bu nedenle hakimin vereceği kararın, hukuka uygun ve adil olması büyük önem taşır.
Hakimlerimiz; görevlerine atanarak da gelseler, Türk Milleti adına yargı yetkisini kullanırlar,bu nedenle tarafsız ve adil olmaları, bunun için de, bağımsız olmaları ve kendilerine anayasa ve yasalara göre bazı teminatların tanınması gerekir.
Ancak, hakimlerimizin adil ve tarafsız karar vermelerinin teminatı olarak, bağımsız olmaları ve bu nedenle kendilerine bir takım dokunulmazlıkların tanınması, adil yargılama yapıp, hukuka uygun ve adil kararlar verebilmelerini temin için olup, bu bağımsızlık, dokunulmazlık ve teminatlar, kişi olarak kendilerine tanınan, kişisel bir üstünlük ve ayrıcalık amacı taşımamaktadır.
Durduk yerde, çoğunuzun da çok iyi bildiği bu hatırlatmayı niçin yapıyoruz?
Anlatalım.
Bugün (07/01/2016) bilgisayarımızdan Resmi Gazeteleri incelerken, 06/01/2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan bir Anayasa Mahkemesi Kararı dikkatimizi çekti.
Karar göre, kaç numaralı olduğunu burada açıklamayı uygun bulmadığımız, Ankara'daki İş Mahkemelerinden birisinin Hakimi,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yemin etmeyi, yeminin usulünü ve içeriğini düzenleyen 233. maddesinin 5. numaralı fıkrasında yer alan; “yemin eda edilirken, hakim de dahil olmak üzere, hazır bulunan herkes ayağa kalkar” hükmünün, “...hakim de dahil olmak üzere...” ibaresinin, Anayasanın; 12,13,14, 49,50,138, 139 ve 140. maddelerine aykırı olduğu kanısına vararak, “...hakim de dahil olmak üzere...” ibaresinin iptaline karar verilmesi için, Anayasa Mahkemesine müracaat etmiştir.
Ankara ( ) İş Mahkemesi Hakimi, konuyu Anayasa Mahkemesine taşıyarak demek istiyor ki; ben koskocaman, bazı teminatları olan, Türk Milleti adına yargı yetkisi kullanan, bağımsız bir hakimim.Mahkemede yemin edilirken, hakim olarak ben niçin ayağa kalkacak mışım ki?Beni ayağa kalkmaya zorlayan bu yasa hükmü, anayasaya aykırıdır.
İşte size, yeminin önemi ve ciddiyeti,yemin edecek kişiyi, doğruları söylemesi için manen ve vicdanen hazırlama ve havaya sokma, yeminin ulviyeti adına, yemin eda edilirken, salonda hazır bulunan herkesin yanı sıra , hakimin de ayağa kalkmasını öngören yasa hükmüne tahammül edemeyen bir hakim profili.
Bu kafada olmayan, kendilerine anayasanın tanıdığı teminatları ve bağımsızlığı, yüksek kürsüde oturarak görev yapmayı, şahıslarına tanınan kişisel bir ayrıcalık ve imtiyaz olarak görmeyen, bunların adil yargılama yapmaları, maddi hakikate ve gerçek adalete ulaşmak için tanınan görev imtiyazları olduğunun bilincinde olan hakimlerimizin çoğunlukta olduklarını çok iyi bilmekteyiz, ancak, azınlıkta da olsalar, yemin eda edilirken ayağa kalkmayı kendileri için zul sayan kafa yapısına ve düşünceye sahip olan hakimlerin dağıtacakları adalete ne kadar güvenebileceğiz,onu kestiremiyoruz.
Peki, Anayasa Mahkememiz, İş Mahkemesi Hakimimizin bu anayasaya aykırılık itirazına ne demiş, onu da açıklayalım ki, merakta kalmayınız.
Anayasa Mahkememiz; yemin sırasında, hakim de dahil olmak üzere, hazır bulunan herkesin ayağa kalkacağını emreden yasa hükmünde yer alan; “... hakim de dahil olmak üzere...” ibaresinin, davada uygulanacak olan bir hüküm olmaması nedeniyle, mahkemenin, dayanaktan yoksun ve yöntemine uygun olmayan anayasaya aykırılık itirazının, esastan incelenmesine dahi geçmeden, oybirliğiyle REDDİNE karar vermiştir.
Eline ve kalemine sağlık Anayasa Mahkemesi.
07/01/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder