Hukuka Uymayanlar Devleti Adil Yönetemez…

Hukuka Uymayanlar Devleti Adil Yönetemez…
Anayasamızın 2. Maddesi Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu söyler…
Hukuk devletinin olmazsa olmazı, yürürlükteki hukuk kurallarını koşulsuz uymak ve uygulatmaktır…
Bu yükümlülüğü devleti yönetenler yerine getirmek zorundadırlar…
Türkiye, demokrasi ile yönetilen bir hukuk devleti olduğu için, dünya uygar hukuk devletlerinin kabul ettiği, yurttaşların hak ve özgürlükleriyle ilgili birçok anlaşmaya imza atmıştır…
Bu anlaşmaların en önemlisi, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesidir…”
Bu sözleşmenin 14. Maddesi ayrımcılık yasağı getirmiştir…
Buna paralel olarak, Anayasamızın 10. Maddesiyle, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.” Amir hükmü kabul edilmiştir…
Yine Anayasamızın 11. Maddesi, “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır…
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz” demektedir…
2007 yılında, 5678 sayılı yasa ile Anayasanın 101 maddesinde yapılan değişiklikle Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi olanağı getirilmiştir…
Yine bu değişiklikle;
-Aday olabilmek için 20 milletvekilinin yazılı teklifi zorunludur…
-Aday gösterilen kamu görevlisi, aday gösterildiği tarihten itibaren görevinden ayrılmış sayılır…
Hükmünü getirilmiştir…
Bu genel açıklamadan sonra gelelim başlıktaki savımızın gerçekliliğine…
AKP yaklaşık 12 yıldır kesintisiz iktidardadır…
Bu güne kadar çıkardığı tüm yasalar ve yaptığı Anayasa değişikliklerinde hep keseri kendinden yana yonttuğu, gelecek hesaplarını gerçekleştirebilmek için gerektiğinde kişiye özel yasa çıkarmakta tereddüt etmediği hepimizce bilinmektedir…
Cumhurbaşkanlığını, uzun zamandan beri düşünen Sayın Başbakan, sözünden çıkmayan 330’u aşkın AKP milletvekillerinin kaldırdığı parmaklarla, Anayasada yaptığı değişiklikle, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi olayında da ileriyi düşünmüş ve yasanın o şekilde çıkmasını sağlamıştır…
Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, parlamenter demokrasi için büyük bir tehlike oluşturmakta, tek kişi otoritesinin yolunu açmaktadır…
Şu anda üç aday başvuruda bulunmuştur…
1-CHP-MHP ortak çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu
2-AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
3-HDP adayı Selahattin Demirtaş
Bu üç adayın, yukarıda belirttiğimiz hukuk kurallarına göre eşit koşullarda seçime girdiklerini söylemek ne yazık ki olası değildir…
Kamu görevlileri için getirilen istifa zorunluğu, Başbakan için söz konu değildir…
Bu seçimde, Erdoğan’ın Başbakan sıfatıyla tüm devlet olanaklarını kullanacağından kimsenin şüphesi olmasın…
İktidarı döneminde, köşeyi dönen ihale zenginlerinin bağışta çok cömert davranacakları da kuşkusuzdur…
Yıllardır hizaya getirdiği, yazılı ve görsel medyanın %90’ı, Erdoğan’ın propagandasını yapmayacağını kim söyleyebilir. Zaten şimdiden başladılar bile…
Diğer iki aday ise kendilerini gösteren partilerin maddi olanaklarından yararlanmayacağı, sadece sınırlı miktarda yapılacak kampanya bağışları ile bu işi yürütmeye çalışacakları göz önüne alındığında, eşitler arası bir yarış olmadığı kendiliğinden anlaşılacaktır…
Diğer taraftan, belli oranda imza toplamayı başarabilen sivil toplum kuruluşlarının,  demokratik hukuk devleti ile asla bağdaşmayan %10 seçim barajını aşmamış ve meclise girmemiş siyasi partilerin aday göstermemeleri de ayrı bir sorun oluşturmaktadır…
Bu seçiminde, parti liderlerinin otoritelerini kullanarak nerede ise tek başına önümüze koydukları milletvekili adaylarına oy kullanmaya mecbur edilişimizden farkı bulunmamaktadır…
İçimize sinmeyen bir adaya oy kullanmak zorunda bırakılışımız dünyanın hiçbir demokrasisi ile bağdaşmamaktadır...
Son söz;
Cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan, 40 kilometrelik maratonu, diğer adaylardan 10 kilometre önde başlamaktadır…
Anayasada ki eşitlik ilkesi resmen çiğnenmiştir…
Hukukun emredici kuralları göz ardı edilmiştir…
Tüm bu hukuksuzluklara baktığımızda;
Hukuk devleti, hukuka uymayanlar tarafında yönetilemez demek yanlış değildir…
Yönetilirse ne olur?..
FELAKET…   

04.07.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget