Aydınlar, Aydınlara Karşı! - Gündüz Akgül

Başlık biraz oskarlı sinema filmi Kramer, Kramer'e Karşı gibi oldu.
Olsun…
Zaten aydınlar perişanları oynuyorlar. Bir tür sinema oyunu…
Ülke gündeminde tamamen Cumhurbaşkanı seçimi konuşuluyor…
Beğenelim, beğenmeyelim, oy kullanacağımız üç aday yarışıyor…
1-Yıllardı her siyasi kademede tanıdığımız 12 yıldır iktidarda olan, seçildiğinde ülkeyi nere götürdüğünü bildiğimiz Başbakan…
2-Etkin kimlik üzerine siyaset yapan bize uymaz, ayrışım değil birlik istiyoruz…
3-Kamuoyu tarafından pek tanınmayan, dindar, muhafazakâr bir bilim adamı…
Aydınları karpuz gibi ikiye bölüm birbirlerini yıpratmasına, bitirip tüketmesine neden olan 3. Aday…
CHP-MHP ve diğer meclis dışı partilerin çatı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun aday gösterilmesi üzerinde fırtınalar koparılıyor.
Efendim…
-CHP Genel Başkanı parti içi demokrasiyi işletip kurullarına sormamış…
- Doğru…
-Halkoyu yeteri kadar tanımıyor…
-Doğru…
-Ortak çatı adayın Recep Tayyip Erdoğan’dan farkı yokmuş…
-Yanlış…
-Cemaatin mensubuymuş…
-Yanlış…
-Türk vatandaşı değilmiş…
-Yanlış…
-Askerliğini yapmamış…
-Yanlış…
-Şeriatçıymış…
-Yanlış…
İki doğrunun yanında bu kadar yanlışı savunan, ulusalcılığı ve Atatürkçülüğü tekelinde sanan bir bölüm aydın, 3. Adayı destekleyen aydınları ulusalcı ve Atatürkçü olmamakla, teslim olmakla, ehven-i şeri kabul etmekle günlerdir bombalamakta…
Ekmeleddin Beyi destekleyen aydın olarak, bizleri bombardımana tutan aydınlara bazı diyeceklerim var…
İçinizden Kürt yurttaşlarımızın adayı olan ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapan Sayın Selahattin Demirtaş’ oy vereniniz var mı? Birkaç kişi olabilir ama tamamınızın vereceğini zannetmiyorum…
Geriye kaldı iki aday…
Yıllarda hep birlikte, Aday Recep Tayyip Erdoğan’ın, 12 yıllık Başbakanlığı döneminde ülkeyi nerelere götürdüğünü, tek adamlığını ilan ettiğini, tüm kamu kuruluşlarını yandaş hale getirdiğini, yolsuzluk yaptığını, dini siyasallaştırdığını, taraf olmayanı bertaraf ettiğini, kişi hak ve özgürlüklerini yok ettiğini, laik Cumhuriyeti için tehlike oluşturduğunu söyleyip yazmıyor muyuz?..
Evet yapıyoruz…
Şimdi, Ekmeleddin ihasnoğlu’nu gerçeğe uymayan savlarla karalayarak, Recep Tayyip Erdoğan’ın değirmenine su taşımaya ve seçilmesinin önüne açmak niye…
Soruma, girdiğiniz hava dolayısıyla doğu yanıtı vermeyeceğini bildiği için yanıtı yine ben vereyim…
Yıllardır hepimizin bildiği gibi İşçi Partisi (İP), girdiği genel seçimlerde yurttaşlardan aldığı oy %1’i bulmamasına karşın, elindeki yazılı ve görsel medya ile etkin propaganda yapma düzeyi %60’larla, tabanından oy koparmak adına durmadan inatla CHP düşmanlığı yapmaktadır…
Bu olayda da propagandası yine tutmuş olacak ki ulusalcılığı ve Atatürkçülüğü tekelinde gören bir bölüm aydını peşine takmış, CHP-MHP çatı adayına destek vereceklerini söyleyen diğer aydınları, ulusalcı ve Atatürkçü olmamakla suçlamakta ve Ekmeleddin İhsanoğlu’un seçimi kazanmaması için ellerinden gelen kara propagandayı yaparak Recep Tayyip Erdoğan’ın değirmenine su taşımaktadırlar…
Suçladıkları aydınların teslim olduklarını, ehven-i şeri kabul etiklerini söylüyorlar.
Suçlanan aydınlardan biri olarak bu suçlamaları kabul etmiyorum…
Ulusalcılığımı ve Atatürkçülüğümü kimsenin sorgulama hakkı ve haddi yoktur…
2001 yılında bu yana sürekli bazen yazılı medyada, genellikle sanal medyada yazdığım yaklaşık 800 makalem, Ulusalcılığım ve Atatürkçülüğümün kanıtları olarak ortada durmaktadır. Şüphe eden varsa bir daha göz atsın…
Evet, “Ehven-i şer, erlerin en kötüsüdür.” Sözü önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e ait olduğunu biliyoruz…
Büyük Atatürk bu sözü Sivas Kongresi'nde 'Amerikan Mandası' ve 'İngiliz Himayesi' arasında 'Hangisi ehven-i şerdir?' diyerek tercih yapmaya çalışanlara, “Ehven-i şer, şerlerin en kötüsüdür” yanıtını vermişti…
Bu sözü söyleyen büyük Atatürk, duygularıyla değil, şeri defedecek güce, akla ve yeteneğe sahip olduğuna güvenerek söylemiştir, bağımsızlığı seçmiş ve başarmıştır…
Ey aydınlar bu söyleminizle, Erdoğan’ı şer ve Ekmeleddin’i ehven-i şer olarak kabul edip bizleri suçluyorsunuz…
12 yıldır, henüz bu gün gibi bölünmemişken ve birlikte hareket ederken, tüm uğraşlarımıza karşın Erdoğan’ı durdurabildik mi? Hayır…
O zaman siz neyin peşindesiniz söyler misiniz?..
Kendime yakıştıramıyorum, sizin söyleminizle şeri mi kabul ediyorsunuz?..
Aklınızı başınıza toplayıp, bu katkılarınızla Erdoğan seçilir de yasal olmayan fiili başkanlık sistemi ile laik cumhuriyet yönetimi değiştirirse bu sorumluluğun altından kalkamazsınız…

11.07.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget