Bilenler biliyor, bilmeyenlere ağlatılan Adalet Tanrıçasını özetle tanıtalım.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinin rozeti, Adalet Tanrıçası bakire kadın “THEMİS”İ temsil eder.
Gözleri bağlı, bir elinde terazi, bir elinde kılıç, bakire Adalet Tanrıçasının bu özelliklerinin anlamı, Hukuk fakültesi birinci sınıfına başlayan tüm öğrencilerin ABECE’sidir.
Terazi: Adaletin eşit ve dengeli şekilde dağıtılmasını,
Kılıç: Adaletin keskinliğini, (mutlaka uyulması gerektiğini)
Bağlı gözler: Adaletin tarafsızlığını,
Bakire Kadın: Adaletin bağımsızlığını,
Simgeler.
Tarafsız ve adil bir adalet için bu değişmez kuralara göre adalet dağıtması gereken yargı mensupları, ne yazık ki son yıllarda verdikleri kararlarla Adalet Tanrıçasının gözyaşı dökmesine neden oluyorlar.
Örnekler o kadar çok ki birkaçını vermekle yetineceğim.
-Şanlı Türk ordusunu bitirme planı olan ve Ergenekon, Balyoz diye adlandırılan davalarda görev yapanlar, yere, göğe konulmazken, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmaları sonrasında, “öküz öldü ortaklık bozuldu” özdeyişinde belirtildiği gibi birden bire çil yavrusu gibi sağa, sola dağıtılarak paralel yapının mensupları oldukları savıyla haklarında soruşturmalar açıldı.
Paralel yapının Ordu’ya kumpas kurduğu ve mahkemelerde görev yapanlarında bu kumpasa hizmet ederek Adalet Tanrıçasının ağlamasına neden oldukları, Anayasa Mahkemesinin (AYM) bireysel başvurular sonucunda verdiği hak ihlali kararı ile anlaşıldı.
- Ayrıca, yerleşmiş AYM ve AİHM kararları gereğince Türban, tüm kamu alanlarında kullanılmazken, AKP iktidarı, Üniversitelerde önce YÖK Başkanının genelgesi ile sonra (Silahlı Kuvvetler, Yargı Emniyet hariç) diğer kamu kurumlarında yönetmelik değişikliği ile oldubittiye getirerek serbest bıraktı.
Bu oldubitti, ne yazık ki muhalefet partilerinin de olaya çanak tutmasıyla gerçekleşti.
Oldubitti ile türbanı kamu alanlarında serbest bırakmayı sağlayan yönetmelik, mevcut hukuku kurallarla uyuşmamaktadır.
Şöyle ki;
-Türkiye aleyhine AİHM de dava açan türbanlı Leyla Şahin’in isteğinin mahkemece reddedilmesi üzerine, adı geçen AİHM’nin büyük dairesine itirazı da kabul edilmeyişi kararının aksine hala AİHM bir içtihat değişikliği yapmamıştır.
Türkiye, 28 Ocak 1990 tarihinde AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini tanımıştır.
-AYM’sinin son zamanlarda bireysel başvuru üzerine verdiği hak ihlalleri kararları adil yargı adına takdirle karşılanırken, Türban konusunda verdiği karar ise o kadar şaşırtıcı olmuştur.
-4 Kasım 1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na 10 Aralık 1988 tarihli ve 3511 sayılı Kanunla eklenen Ek 16. maddede "Yükseköğretim Kurumlarında, dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dinî inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir." Fıkrasının eklenmesini, dönemim Cumhurbaşkanı Kenan Evren, "Görüldüğü üzere, sadece İslâmi kurallara göre kadınlar için örtünme (tesettür) hususları göz önüne alınarak, dinî inanç yönünden Yükseköğretim Kurumlarında öğretim yapan bayan öğrencilere eşitlik ve genellik ilkelerini de aşarak lâikliğe aykırı bir biçimde imtiyaz tanınmaktadır” gerekçe göstererek iptal istemiyle AYM ‘ne taşımış, Mahkeme, 7.3.1989 tarih ve Esas 1989/1, Karar 1989/12 kararıyla, geniş bir gerçek içinde yer olan “Çağdışı bir görünüm veren bu durumun giderek yaygınlaşması Cumhuriyet, devrim ve laiklik ilkesi yönünden sakıncalara da açıktır. Demokrasiden yararlanarak lâikliğe karşı çıkışlar din özgürlüğünün kötüye kullanılmasıdır.” Tümceye benzer gerekçelerle iptal etmiştir.
Bu kararı ve benzer kararları ile Türbanı dini bir simge kabul eden ve laikliğe aykırı gören AYM görüş değiştirerek, bir Avukatın Türbanla Mahkemeye alınmamasını hak ihlali olarak kabul edip kendisiyle çelişmiştir.
Yönetmelik değişikliği ile kamu alanında türbanın laikliğe aykırı dini bir simge olmaktan çıktığı, AYM’nce kabul edildi de bizim mi haberimiz olmadı?
Anayasa Mahkemesi Sayın üyelerinin bu tavır değişiklikleri de Adalet Tanrıçasının ağlamasına neden olmuştur.
-Yönetmelikle yasak kapsamında olmasına karşın, bu karardan ve Adalet Bakanının Başkanı bulunduğu HSYK’dan cesaret alan Danıştay Tetkik yargıcının, türbanla görev yaptığı yazılı medyada haber konusu yapılmıştır.
AKP bir dönem daha iktidarda kalırsa, Yönetmelikle hariç tutulan Silahlı Kuvvetler, Yargı, Emniyet dâhil, tüm kamu kurumlarında türbanın zorunla hale geleceğini söylemek kehanet değildir.
Hiç unutmayalım ki kim olursak olalım, hangi makamda bulunursak bulunalım, Adalet Tanrıçası “THEMİS’İN” temsil ettiği değerler günün birinde hepimize gerekecektir.
Onu ağlatmayalım ki o gün geldiğinde bizlerde ağlamayalım.
03.07.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet savcısı
Yorum Gönder