Uzunca sayılacak bir rahatsızlık dönemini atlatıp yeniden klavye başına geçip de birikmiş yüzlerce e posta sayfalarını okurken içimi bir hüzün kapladığını fark ettim. Her şey birkaç ay öncesine kadar çok iyi idi, umutla başımız dik yürüyor ve birleşe birleşe kazanacağımıza inanıyorduk. Herkesin hayalinde toplumumuzun tanıdığı çok parlak isimler, adaylar vardı. Sonra muhalefet liderlerimiz bir isim seçtiler. Okuduğum ve beni üzen mesajlardan anladığım kadarı ile seçilen isim bu muhalefet partilerini destekleyen siyasi kadroları destekleyen kişi ve kurumları pek tatmin etmemiş. Muhalefet liderlerimizin Başbakan Erdoğan’ın karşısına çıkacak, onunla mücadele edip, AKP kadrosuyla demokratik yoldan yapacağı politik oyunlarla mücadele edecek çapta bir aday seçmediklerini iddia ediyorlar. Bunun tam tersi; kamuoyunca pekiyi tanınamayan ama efendi ruhlu sakin ve dindar bir insan olduğunu kabul ediyorlar.
Son günlerdeki mesajlar ile tutsak olmayan ve sayıları çok azalmış olan özgür basın yayın organlarında yayınlanan yazılar Demokratik, Laik kesimin Ekmelettin Beyi yavaş yavaş kabullenmeye başladığını gösteriyorsa da bizce bu yeterli değil. Önemli olan bu kesimin ve hatta liberaller olarak tanıdığımız Merkez Sağ kesimin duraksamadan bütün güçleri ile muhalefet saflarında yer almalarıdır. Ancak bu şekilde Müslüman bir ülkede Dinin bütün gücünü kullanarak iktidar olmuş bir siyasi grubun karşısına çıkmak mümkün olabilir.
Matematiksel olarak AKP karşısına birleşmiş bir cephe olarak çıkmak çok zor, hatta imkânsız gibidir. Erdoğan ve arkadaşlarının oylarının en son verilere göre % 43–44 olduğunu biliyoruz. İki Muhalefet Partimizin oy toplamı da o civarda. Bunun yanında % 7–9 oy da ayrılıkçı kardeşlerimizin oyları mevcut. Birde bu hesabın dışında kalan ve devreye girdiği anda ağırlığını hissettirecek seçime katılmayanların oyları var. Her seçime göre değişik oranlarda olmasına rağmen bu oylar % 10–20 gibi bir oranda olabiliyor.
Biraz gerçekçi olabilirsek AKP’nin oylarının kemikleşmiş oylar olduğu görülebilecektir. Yani bu oylar 17 Aralık rezaletine rağmen % 43-44’lerde olmuştur ve olası bir seçimde garanti gibidir. Başbakan Erdoğan’ın düşünce, tavır ve davranışlarının eski liderlerden farklı oluşunun nedeni bu kemikleşmiş oylardır. Ancak bu oylar içinde bu gün kaybolmuş gibi görünen ve AKP desteğinde olduğu bilinen Merkez Sağ oylar da var. Bilinmesini istediğimiz en önemli konu şudur: AKP öyle sistemli ve öyle etkin bir çalışma içinde ki bu oyları kaybetmemek için yasal veya etik olan olmayan ne varsa hepsini yapabilecek bir anlayışa sahip gibi görünüyor. Gerektiğinde yol masraflarını bile sıfıra indirerek vatandaşı yurt içinde ve yurt dışında seçim sandığına götürebilen bir anlayışa sahipler ve bu davranışlar seçmeni mutlu ediyor.
Bunun yanında AKP seçmenleri seçimlerde sandıklara koşarcasına ve bayram havasında gidiyorlar. Tayyip Erdoğan onlar için sanki bir çağdaş Robin Hood veya Köroğlu olmuş. Onu seviyor ve her türlü olumsuz şartlara rağmen onu desteklemekten veya onunla birlikte mücadeleye girmekten büyük bir keyf alıyorlar. Yani bizler sevsek te sevmesek de kabul etmek mecburiyetindeyiz ki, halkın içinden gelen Erdoğan aynı zamanda halkın bir kahramanı olmuş gibi. Onun kazandığı her seçim taraftarlarını da mutlu ediyor. Yolsuzluklar, beceriksizlikler, yalanlar onları rahatsız etmiyor, sorular sorup cevaplar aranmıyor. Zor bir soru ile karşılaştıkları zaman, omuz silkip gözünle gördün mü? Veya söylenenlere inandın mı? Deyip geçiyor ve hatta üste çıkıyorlar. Tabii ülkedeki 100 gazetenin 85’i 100 televizyonun 95’i her gün 24 saat doğruları yanlış, yanlışları doğru gösteriyorsa o ülke halkının kafalarının karışması normaldir.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen kendilerini “ Atatürk’ün çocukları veya askerleri” olarak tanımlayan demokratik, Laik ve adil bir hukuk sistemi içinde yaşamak isteyen aydın insanlarımız bu karanlığı aydınlatmanın bir yolunu mutlaka bulacaklardır. Eski bir Kurmay subay ve Öğretim üyesi olarak size tavsiyem şu olacak; sakın teferruatla uğraşıp boğulmayın. Sorunun iyice temeline inin. Bu sizin hedefiniz olsun ve o hedefe varmak için maddi ve manevi bütün gücünüzü o hedefe ulaşmak için kullanın.
Bu seçimlerde hedef belli; Başbakan Erdoğanın tek adam yönetimine gidişini engellemek. Dikkat edilirse hedef Ekmelettin Beyi Cumhurbaşkanı seçtirmek demedim, diyemedim, çünkü pekiyi tanımadığımız ve bilmediğimiz ama liderlerimizin beğenip seçtiği bir isim. Burada muhalefet liderlerine güvenerek onların seçtiği adaya destek vermek mecburiyetindeyiz. Eğer bu adayı beğenmeyip seçimlere katılmaz veya oy vermek istemezseniz inanın bu oylar, yani sizin oyunuz AKP hanesine yazılmış gibi bir sonuç verir.
Özetle söylemek gerekirse seçime katılmayanların oyları AKP’nin işine yarar. Çünkü seçimlerin Ağustos ayında yapılmasının bir nedeni de tatilcilerin oylarını kullanma yerine kişisel ve ailevi nedenlerle kendi zevklerinden fedakârlık yapamayacakları düşüncesidir. AKP seçmenleri halkımızın çoğunlukla hayat mücadelesi veren, tatile veya tatil yerlerine uzak kalmış, oldukça mütevazı bir yaşam süren kesiminden olmaları nedeniyle bu konuda oy kaybı bahis konusu olamaz. Ama bizler gibi tatilin nimetlerini bilen, tanıyan ve zevk alan yurttaşlarımız için Akdeniz veya Ege kıyılarındaki tatili yarıda bırakıp oy vermek için geriye dönmek büyük sorun olabilir. Ama oyunun kuralı budur. Oy vermek için sandık başına gitmeyen herkes Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermiş sayılır.
Son sözüm şu Birleşe birleşe kazanacağız şarkısını söylemekten zevk alan dostlarımız içindir. Lütfen samimi ve inançlı olalım. Birleşeceğiz ama benim istediğim şekilde şu uçta, şu partide ve şu kişide birleşmeliyiz. Öyle olmazsa birleşmem deme hakkına sahip değiliz. Ekmelettin Bey mutlaka birinci turda yeterli oyu almalı ve kazanmalıdır.
İkinci Turda PKK sempatizanlarının oylarının bazı tavizler alarak Erdoğan’a gideceği kesin gibidir. Buna karşılık hesaba katılmayan ve şu anda satıhta görünmeyen, 12 yıldır şu veya bu nedenle AKP’ye yapışık giden Merkez Sağ oylarıdır. Eski liderleri Ekmelettin Beyin safında görmek sevindirici. İnşallah biraz etkili olup % 5-10 civarında bir oy kitlesini sandık başına götürüp kendi taraflarına çekmeyi başarırlar. Böylece AKP ve liderlerinin diktaya giden yürüyüşlerinin önü kesilmiş olur. Bizler ancak birlik ruhumuzu muhafaza edebilirsek olumlu sonuca ulaşabilir ve çocuklarımıza daha çağdaş ve daha özgür bir ülke bırakabiliriz.
Dr. M. Galip Baysan
Yorum Gönder