Dincilik Yarışı - İrfan O. Hatipoğlu

Dincilik Yarışı - İrfan O. Hatipoğlu
Dincilik yarışı kötü bir tümör gibi hızla yayılıyor. Yurttaşlarımızın büyük bölümü başarıyı dinci söylemlerde arıyor. İşyerlerini dua ile açmak, sınava giren çocuğunun başarısı için okul önlerinde dualar okumak sıradanlaştı. Son olarak Cumhurbaşkanı çatı adayı olarak dini eğitimi tam, bir İslam entelektüeli bulundu. Modern İslam anlayışı ve muhafazakâr kimliği yadsınmıyor, ama radikal İslamcı olmadığını ortaya koymak adına Ecevit’ten devlet nişanı aldığı, Nâzım’ın şiirlerini Arapçaya çevirdiği, çağdaş bir yaşam tarzına sahip olduğu anlatılıyor... Yaptığı çalışmalardan dolayı, İslamcı terör örgütlerinin hedefi haline geldiği, kadının sosyal yaşamda mutlaka yer alması gerektiğini savunduğu için İslamcıların eleştiri oklarına hedef olduğu söylenerek entelektüel düzeye yeni bir boyut getirilmeye çalışılıyor.

Cumhurbaşkanı çatı adayı olarak İslam entelektüelinin gösterilmesinin önemli sonuçları vardır. Birincisi son on yılda hızla yayılan dincilik akımının ulaştığı boyutu ve baskıcı, ayrıştırıcı (mezhepsel/etnik), yağmacı/talancı iktidara karşı seçeneksiz kalındığını göstermesidir. İkincisi neoliberal, “yetmez ama evet”çilerin desteğiyle geliştirilmeye çalışılan ileri demokrasinin dinciler tarafından teslim alındığını ortaya koymasıdır. İlginç olanıysa toplumsal muhalefeti temsil eden ana muhalefet partisinin ideolojik öngörüsüzlüğü, toplumsal muhalefetin inşası yerine yükselen dincilik akımına kapılması. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kuruluş felsefesi dışında, Cumhuriyetin değerlerini bir yana iterek sürdürdüğü ideolojik söylem arayışıdır.

CHP yöneticileri “Yeni CHP”, “Dev çınar yeni filiz” söylemi altında muhafazakâr, dindar kesimle uzlaşmaya çalışıyor. Geliştirilen “dinci söylemler, cemaat yakınlaşması” ile muhafazakâr seçmenden oy alacaklarını düşünüyorlar. Yerel seçimlerde bu söylem karşılık bulmadı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de karşılık bulmayacaktır. Tam tersine CHP’nin Cumhuriyetin değerlerinden uzaklaşması, ideolojik söylem geriliği geleneksel seçmeni partiden uzaklaştırıyor. Çünkü CHP’nin kuruluş felsefesini bağımsızlık, laiklik, çağdaşlık, kurucu liderinin işaret ettiği gibi “akıl ve bilim” olmuştur. Akıl ve bilimin olduğu yerde dogmalara ve dinciliğe yer yoktur. Bu nedenle partinin 90 yıllık tarihi, dincilerle girdiği kavgalarla doludur.


CHP üst yöneticileri aldıkları eğitim, yaşam biçimi olarak dincilerden uzak oldukları için bu grubun özlemlerini, hedeflerini, öfkelerini doğru algılayamıyorlar. Sıradan, kabul edilebilir isteklerini karşılanması ile birliktelik sağlanacağını düşünüyorlar. Örneğin türbanın serbest bırakılması, okullarda din derslerinin okutulması, dinsel törenlere katılmak, Meclis’e türbanla girilmesi… Oysa dincilik yarışı siyasallaşan ve metalaşan İslamı temsil eder. Siyasallaşan ve metalaşan İslam anlayışı ile mücadele etmek, İslamcı anlayışa sahip seçmenleri etkilemek sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü İslam dini bir dünya dinidir ve günlük yaşama doğrudan müdahale eder. Kuran’ın üçte ikisi dünya işlerini düzenleyen, yöneten ayetlerden oluşur. Bu ayetler, insanın insanla, insanın toplumla olan ilişkilerini düzenleyen yasalardır. Kuran kadar önemli olan diğer kaynak ise Hz. Muhammet’in yaşam tarzı, söylemleri günlük yaşamın yönlendiricisidir. İnananlar açısından ortaya konan ilkeler tartışılmaz, değiştirilemezdir. İslami yaşam tarzını benimsemiş insanlar İslamın değişmez kurallarına günlük yaşamında uymak zorundadır. Bu nedenle dincilerle uzlaşmanın yolu radikal İslamcı söylemlerden geçer.

CHP’nin kuruluş felsefesi ile dinciler arasında doku uyuşmazlığı vardır. Radikal dinci söylemleri uyuşmaya izin vermez. CHP söylemleri ve tavrında ısrarcı olursa radikal İslamcı söylemler arasında boğulur.

 İrfan O. Hatipoğlu /Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget