Herşeyimizi dinliyorlar, bir tek lafımızı dinlemiyorlar! Dinlemelerine karşı değilim. Birgün belki dinlediklerini anlamaya da başlarlar.
• Bu toplum çözülmek üzere... Farkında mısınız? Her siyasi görüşten her birimiz her iddianın savcısı ve yargıcı yapıldık. Türk Milleti adına yargılayan mahkemelerimizi devre dışı bıraktık. Yargılamanın tüm evrensel ilkelerini küçümsemeye, yadsımaya yöneldik. Kitlesel bir önyargı’lama histerisine kapıldık. Öte yandan, Hukuk Devleti’ni totaliter otoriter, dinci faşizan bir devlete dönüştürecek yasalar çıkarıldıkça muhalefet partilerinin meclisi terk etmeyerek bunlara meşruluk kazandıran tutumlarını olağan gördük, doğru bulduk. Atatürk Cumhuriyetiınin tüm kurumlarının birer birer sökülmesine seyirci bırakıldık. Tüm bunlar en somut delilleriyle,yani yasalar çıkararak yapıldı. Kemali Devlet Muhalefet işte bize bu kötülüğü yaptı, yaptırdı! Şimdi asıl bunlardan hesap sormanın zamanıdır: Bir an önce akıllarını başlarına devşirip, oylarımızı hak etmenin gereklerini yapsınlar. Meclisi derhal boşaltsınlar ve meydanları doldursunlar. Adil ve güvenilir bir erken genel seçimin yolunu açsınlar. “Uygar Direniş” çağrımıza uysunlar!
• Ülkemizde siyaset birbirini tasfiye üzerine kurulu. Halka da bu dayatılıyor. Bizim bu durumu düzeltmemiz gerekiyor. Değilse, ülkemiz dönüşü olmayan bir çöküş sürecine girecektir. Halk hukukun koruduğu değerlerle yeni bir siyaset dili geliştirmelidir. Hukuka dayanmayan, hukukla beslenmeyen hiç bir siyaset, ülkesine barış ve erinç getiremez. Bu bakımdan Gezi’den öğrenilecek pek çok şey var. “Uygar Direniş” çağrımızda önerdiğimiz koşulların gerçekleştiği bir ortamda gidilecek bir genel seçim bu geleceğin miladı olacaktır. Bunda daha fazla gecikmemelidir. Herkes bu bakımdan olağanüstü bir sorumluluk taşıyor.
• AKGESTAPO (komisyonda) doğdu! Geheime Staatspolizei Devlet Gizli Polisi, Hitler’in sağ koluydu. Tüm devleti ve toplumu kontrol ediyordu. Olağanüstü yetkileri ve imkânları vardı. MİT’e biçilmek istenen rolü buradan birazcık anlayabiliriz.
• Üniversitede BBG Geçen hafta dersimi verirken gözüme arı gözü gibi, ama kocaman kara bir şey çarptı tavanda. “Çocuklar, nedir bu?” diye sordum. “kamera, hocam!” diye bağırdılar. Şaşırdım. Bir süre dilim tutuldu. Bu koşullarda ders yapamayacağımı söyledim. Yarın o derslikte yine dersim var. İnsan onurundan ve özgürlükten konuşacağız, mobese’ler altında. Ama daha önce rektörlüğe okkalı bir dilekçe yazacağım ve kayda vereceğim. Sonra, bu örnekle de (örneğin elbette küçüğü büyüğü olmaz) “üniversite”nin onurunu savunacağız, yel değirmenlerine karşı!
(Bir hafta sonra) Dün derse başlamadan önce o göze koli bandıyla yakışıklı bir çarpı işareti yapıştırdım. Sonra öğrencilerimle güzel güzel dersimizi yaptık.
• Paraları sayarken, birbirlerine nasıl gizlediklerini söylerken de «Allahın izniyle» deyip duruyorlar. Bunların Allahıı sakın para olmasın! Başka nasıl anlayabiliriz ki?
• Para pis bir şeydir. Herkesi kirletir!
• Yasaya aykırı yollarla elde edilmiş bilgilerin açıklanması ya da belli bilgilerin açıklanmasının yasaya aykırı olması sivil itaatsizlik hakkına uygun olabilir. Mahkemeler bu hakkı tanıyabilir.
• İşverenlere sendikasız işçi çalıştırmak yasaklanmalıdır! Emek ahlâkı, üretim ahlâkı bu ülkede sesini duyurmalıdır!
• Sistem kendini kötü hissetmez, ama biz suçu sistemin üstüne atarak kendimizi iyi hissedebiliriz.
• Yurttaşın bilinç, yargıcın duyunç (vicdan) yetkinlikleri demokrasinin ve hukuk devletinin yetkinlik güvenceleridir. Birindeki açık, ötekindeki güç ile kapatılmalıdır.
• Türkiye Cumhuriyeti bir güven devleti olmak zorundadır. Bunlar güvenlik devleti yapmaya giriştiler. Kendi güvenlikleri için!
• Herşeyimizi dinliyorlar, bir tek lafımızı dinlemiyorlar! Dinlemelerine karşı değilim. Birgün belki dinlediklerini anlamaya da başlarlar.
• Geri kalmışlığımızın nedeni, hep geride kalacağımızın da nedeni olacaktır: Atatürk’ten başka hiç bir iktidar bu ülkede bilginin ve bilimin ne olduğunu yeterince kavrayabilmiş değildir. Üniversiteler açmışlardır, çok dokunaklı nutuklar çekmişlerdir, ama bilimin, bilginin insanlık ve ülke için değerini ve önemini yeterince anlayamamışlardır. Buna üniversiteler de dahildir. Bu durum geride kalmak için yeterli nedendir.
Hayrettin Ökçesiz/Cumhuriyet/Bilim Teknoloji
Yorum Gönder