Bugün öğleden sonra
kapım çalındı, açtığımda genç bir hanım ile takım elbiseli bir genç, ellerinde
küçük torbalar ve torbalardan dışarı çıkmış kırmızı karanfillerle karşımda
duruyorlardı.
Tedirgin bir halleri
vardı.
AKP den geldiklerini
Kadıköy Belediye Başkanı adaylarının tanıtım broşürlerini dağıttıklarını,
isteyip istemediğimi kibarca ama eklim büklüm bir halde sordular.
CHP li olduğumu
söyleyerek, madem buraya kadar zahmet etmişsiniz, siz bir görev yapıyorsunuz,
alayım bari dedim teşekkür ettim ve torbayı aldım.
Biraz şaşırdılar,
teşekkür ederek diğer dairelerin zillerini çalmak üzere asansöre yöneldiler.
Kadıköy adayı kimdi ve halka neler anlatıyorlardı, merakımdan almıştım.
Torbanın içerisinde
tek karanfil, adayın broşürleri ve kapağında Tayyip Erdoğan’ın resmi olan bir
kitapçık ve küçük mavi bir kutu vardı.
Ben hemen üzerinde “Türkiye’nin geleceği için çalıştığımız ilk
11 yıl” yazılı kitapçığı işi gücü bırakıp, okumaya başladım ve notlar
aldım.
Ekonomi—Sağlık--- Ulaştırma--- Milli Eğitim---Şehit Yakınları ve
Gazilerimiz—
Sosyal Devlet—Köy-Tarım---Sözleşmelilerle Kadro---Trafik konuları
işlenmişti.
Kitapçığın baş
sayfasında Recep Tayyip Erdoğan imzalı yazısında sanırsınız Türkiye’de her şey
güllük gülistanlık . Türkiye’de cebinde Ay-Yıldızlı pasaportu olan her Türkiye
Cumhuriyeti Vatandaşının dünyanın neresine giderse gitsin başı dik gittiği, dış
politikadaki başarılarımız, itibarımız filan falan buna benzer hayali sözler
yazılıydı.
Ekonomi---11 yılda sağladıkları istikrarlı
yönetimleri sayesinde tarihimizde olmadığı kadar büyümüşüz.(Tarihimizde hiç olmadığı kadar soyulmuşuz hâlbuki değil mi?) Hayalî
rakamlarla Milli gelirimiz çok büyümüş ve dünyanın gelişen ekonomisi arasına
girmişiz.
Kişi başına düşen
milli gelirimiz 10 bin 774 dolara yükselmiş.
---Vay be! Bizim bundan neden haberimiz yok acaba?
Küçük esnaf
kredileri 6,8 milyar liraya ulaşmış esnaf kredileri için 513 milyon901 lira
rekor kaynak ayırmışlar.
Hay Allah’ım hay! Güler misiniz ağlar mısınız?
Güldüm! “Yahu koca koca AVM leri, marketleri diktin, ne bakkal
kaldı ne de küçük esnaf, hepsinin canına okudun be adam “diye söylendim.
IMF ye tüm borçları
ödemişler IMF istediği zaman kredi isteyebilirmiş ve 5 milyar dolar vermek için
anlaşmışlar.(Gel de inan )
52 yılda yapılan
demiryolundan daha fazlasını 11 yılda yapmışlarmış.
2014 yılı içinde
Millisi kalmayan bakanlığa rekor bütçe ayırmışlar. 11 yılda 55,7 milyara
çıkartarak % 740 artırım yapmışlar.
4+4+4+ sistemi ile
28 Şubat döneminin izlerini silmişler.
İhtiyaç sahibi 2
milyon ailenin her birine 500 kg olmak üzere kömür dağıtımı, 75 bin aileye
erzak yardımı her ay yapıyorlarmış.
Yine okuyan çocukların
annelerine her ay bankaya para yatırıyorlarmış.
21 milyon öğrencinin
annesine 2 milyar 800 milyon para vermişler.
Bilmem kaç milyon
yeşil kartlılar varmış onlara şu kadar para yardımı yapıyorlarmış.
Artan nüfusa ve
işgücüne işsizliği tek haneli rakamlara düşürmüşler.
İnsan, vay canına ya diyor. Yüzbinlerce işçimiz neden sokaklarda hak
istiyorlar acaba? Neden nankörlük yapıyorlar ya?
Velhasıl, Recep Bey öyle masallar anlatıyor ki
sanki biz uzayda yaşıyoruz.
Ayıp, ayıp ya, insan
bu kadar yalan nasıl söyleyebilir?
İşte Recep Tayyip
İktidarı böyle bir iktidar!
Önce fakirleştiriyor
sonra vergilerden kestiği kendi paralarımızı oy alabilmek adına fakir fukaraya
dağıtıyor.
Haydi, fakir fukara
neyse diyelim, ya ayakkabı kutularından çıkan dolarlar, avrolar, o rüşvet
paraları kimin cebine gitti acaba? Evinde sakladığı iddia edilen paralar kimin
cebinden çıkıyor acaba?
Memlekette özelleştirmediği bir tek bizler kaldık. Buna da kılıf
uydurmuş Türkiye Uluslararası sermayenin çekim merkezi olmuş.
E pes yani, bu
kadarı da fazla. Bol keseden milli değerlerimiz olan kurumları,
fabrikalarımızı, köprüleri her şeyi özelleştirme adına sat sav sonra da çekim
merkezi olduğumuzu söyle.
Dünya kadar satış,
özelleştirme yaptı da bizim cebimize ne girdi Allah aşkına?
Halen emeklilerimiz,
işçilerimiz hayat standartlarının altında yaşam savaşı veriyorlar.
Türkiye dediği gibi güllük gülistanlık olsa neden kömürdü, erzaktı,
paraydı dağıtıyor dersiniz?
Bunların gözleri
doymuyor. Villalar, gemicikler, uçaklar sandıklara sığmayan paralar,
bankalardaki paraları yetmiyor.
Gözünüzü toprak doyursun demekten başka ne diyebiliriz?
Bunlar hem doymaz hem de utanmazlar...
Kapağında ampul
resmi yanlarında Kız Kulesi ve Sirkeci, Sultanahmet, Sarayburnu sahilleri
özellikle üç camimizin resimleri konulmuş mavi kutunun içinde küçük bir kahve
paketi vardı.
İçinde AKP.İst.İl
Başkanının bir notu;
Kahve bahane...
Asıl olan hep
beraber huzur ve refah içinde yaşadığımız Büyük Türkiye’dir.
***
Hey gidi hey! İşte böyle din ile birkaç parça erzak, sadaka gibi
verdikleri paralar ve yalanlarla bir kesim halkımızı kandırıyorlar.
Garibim halkımız o verilenlerin kendi ceplerinden çıktığının
farkında değiller.
Asıl olan hep beraber huzur ve refahı ancak AKP ‘in tahtından
inmesiyle bulacağımızı ne zaman öğrenecekler acaba?
TC.TünaySüer
Not: Torbayı
içindekilerle akşamüstü bizim Ziverbey’deki seçim bürosuna ilçe başkanımıza
verilmek üzere arkadaşlara teslim ettim.
Yorum Gönder