Ben Berna Yılmaz. Hani şu, “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız!” yazılı pankartı Başbakan’ın karşısında açtığımız için tutuklanmıştık. 19 ay sürmüştü tutsaklığımız. Öğrencilerin, öğretmenlerin, ailelerin, demokrat çevrelerin sahiplenmesi sonucu, 19 ay sonra tahliye olmuştum. Bir buçuk yıl sürdü “özgürlüğüm!” Bir buçuk yıl sonra 18 Ocak 2013 günü benimle birlikte 13 kişi uydurma iddialarla tutuklandık. Uydurma diyorum çünkü iddianame hukuksal olarak bir mantığa sahip değil.
Bakın, iddianame bizi 13 aydır tutsak etmesinin sebebini nasıl açıklıyor:
“Terör örgütleri gençlerin suça yönlendirilebileceğini ve suça aşırı temayüllerinden dolayı, gençlik yapılanmalarına azami önem göstermektedir. Terör örgütlerinin gençleri hedef kitlesi olarak seçmesinin nedeni: Gençlerin propagandaya açık olmaları, Şiddeti çok hızlı ve kolayca benimsemeleri, Örgüt tarafından verilen talimatlara harfiyen ve sorgulamadan uymaları, Kitlesel, bireysel şiddet eylemleri ve en ön saflarda gençlerin olması nedeniyle tercih edilmektedir.”
İddianame bizi, akılsız, cahil, iyiyle kötüyü ayırt edemeyen, kolayca kandırılabilecek insancıklar olarak görmektedir.
Hayır, yanılıyorlar!
Gençlik, ideallerine bağlıdır, evet.
Gençlik, fedakâr, gözü karadır.
Gençlik, öğrenmeye açıktır. Gençlik, delikanlıdır.
Gençlik, sadece kendisini değil, ülkesinin sorunlarına da duyarlıdır.
Suçlarımız ne kadar büyük değil mi?
Biz çocuk değiliz, cahil, kandırılmış değiliz.
Biz 17’sinde asılacak kadar Erdal Eren’iz!
Biz 17’sinde sokaklarda kurşunlanacak kadar Ferhat Gerçek’iz!
Biz 14’ünde beyni sokaklara akıtılıp aylarca komada kalacak kadar Berkin’iz!
Biz kuytu sokaklarda dövülerek katledilecek kadar Ali İsmail’iz, Abdo’yuz, Ethem’iz, Mehmet’iz, Ahmet’iz, Medeni’yiz, Ferit’iz!
İşte bizler bu kadar büyüğüz!
Başbakan’ın katıldığı toplantıda sırf parasız eğitim istedik diye tutuklanabiliyor, okuldan atılabiliyoruz.
Savcı bizleri cahil, kandırılmış diye aşağılıyor. Peki, Kurtuluş Savaşı’nda vatan için canlarını verenlerin yaşı kaçtı?
İşte tam 13 aydır tutsak oluşumuzun nedeni, gençliğin enerjisinin hak mücadelesine adanmasıdır. 25 Şubat 2014 günü 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci duruşmamız vardı. Hâkim özel yetkili mahkemeler kaldırıldığından karar verme yetkisinin olmadığını, bize “batan geminin malları” olduğumuzu söyledi. Onlar bu kelimeleri rahatça söylerken bizim ömrümüzden ömür alıyorlar... Oysa 3 gün sonra 28 Şubat’ta bakanların oğulları tahliye oldu!
Sizleri ve halkımızı, adaletin sadece zenginlere uygulanıp, biz yoksul halkın evlatlarına uygulanmadığı ülkemizde, sesimize ses olmaya çağırıyoruz.
Göstermiş olduğunuz ilgiye şimdiden teşekkür ediyor, çalışmalarınızda kolaylıklar diliyorum.
Berna YILMAZ Bakırköy Kadın Hapishanesi L9 Koğuşu
Cumhuriyet
Yorum Gönder