Tatar Böreği,geçen yıl bugünlerde kaybettiğimiz sevgili babam Hacı Gani Evren'in en çok sevdiği yemekti. Bu yemeğinin farklı versiyonları var. Erzurum'da, kalın ve üçgen şeklinde kesilerek haşlanmış hamurun üstüne biber salçalı tereyağı, kavrulmuş kıyma ve sarımsaklı yoğurt dökülerek yapılır.
Çocukluğumda annem, babamın ısrarına dayanamaz haftada mutlaka 1 kez Tatar Böreği yapardı. Yağlı, sarımsaklı yoğurtlu yemekleri sevmediğim için sofrada ağzıma tek bir kaşık götürmeden, dudaklarımı asar otururdum. Rahmetli babam ise kızar, köpürürdü.
Ukrayna'daki olaylar bitti derken asıl kriz, bu ülkeye bağlı bir Özerk Cumhuriyet olan Kırım'da çıkınca, aklıma Tatar Böreği geldi.
Kırım'ın yerli halkı Tatar kardeşlerimiz her dönemde baskı ve sürgünlere maruz kalmıştır. Özellikle 2. Dünya Savaşı döneminde, Stalin, Kırım Tatarlarını Orta Asya Cumhuriyetlerine sürmüş, Kırım'ı 'Tatarsızlaştırma' politikasını uygulamıştır.
Tatarlar ise gönderildikleri yerlerde de, horlanmış, dışlanmış hatta saldırılara ve katliamlara maruz kalmışlardır.
Sovyetlerin dağılmasının ardından Kırım'a dönenler ise evlerine arazilerine el koyulduğu gerçeği ile yüzleşmiştir.
Bir diğer gerçek ise Tatarların sürülmesinden sonra Kırım'a yerleştirilen Rusların,artık nüfusun ezici çoğunluğunu oluşturmasıdır. Günümüzde Kırım nüfusunun yüzde 15'i Tatarlardan, yüzde 25'i Ukraynalılardan gerisi Ruslardan oluşmaktadır. Rusya Federasyonu nüfusunun ise yüzde 5'i Tatardır.
Rusya, Kırım'ı bırakmaz, çünkü buradaki büyükRus nüfusu yok sayamaz.
Rusya'nın, kendi toprakları dışında 11 askeri üssü bulunmaktadır.
Rusya, Kırım'ı bırakmaz, çünkü en büyük askeri üssü Kırım'dadır.
Rusya'nın sıcak denizlere inecek en kısa yolu Karadeniz'dir.
Rusya Kırım'ı bırakmaz, çünkü Akdeniz'de de görev yapan Karadeniz filosunun üssü Kırım'ın Akyar, diğer adıyla Sivastopol limanındadır.
Rusya, Kırım'ı bırakmaz, çünkü Ukrayna'nın anahtarı Kırım'dır.
Doğalgaz ve silah sanayi Rus ekonomisi için hayati önem taşımaktadır.
Rusya, Ukrayna'nın özellikle Avrupa Birliği'ne yakın olmasını istemez, çünkü eski Sovyet Cumhuriyetleri ile kurduğu Gümrük Birliği'nin zarar göreceğini bilir.
Rusya, Ukrayna'nın etki alanı dışına çıkmasını istemez, çünkü Avrupa'ya gönderdiği doğalgazın boru hatları bu ülkeden geçmektedir.
Rusya, Ukrayna'dan elini çekmez, çünkü bu ülkedeki silah sanayisinde büyük payı vardır.
Rusya, Ukrayna'yı tamamen kaybetmez,çünkü ülkenin özellikle doğu kesiminde çok etkilidir.
Rusya, Ukrayna'nın tamamen denetimi dışına çıkmayacağını bilir, çünkü bu ülkede çok önemli bir Rus nüfusu bulunmaktadır (8,5 milyon).
Rusya, ne Kırım'dan vazgeçer ne de Ukrayna'dan tamamen elini çeker, çünkü aksi durumda ABD ve AB'nin burnunun dibine yerleşmeye başlayacağını bilir. Rakiplerinin nefesini arka bahçesinde hissetmek istemez.
ABD, AB ve NATO, Ukrayna ve Kırım'ı, Rusya'nın etkisi dışına çıkaramaz, çünkü bu bölgede eline silah alıp isyan edecek kadar güçlü bir muhalefet olmadığının farkındadır.Ordu içinde de, Rusya yanlısı subayların ve askerlerin çoğunlukta olduğunu bilir.
Ayrıca ABD, AB ve NATO, Rus ordusunun, Ağustos 2008'de, Osetya krizi nedeniyle Gürcistan'a nasıl girdiğini unutmamıştır. Üstelik o dönemde bugünkü kadar güçlü olmayan Rusya karşısında, yaptırım, ilişkileri gözden geçirme, kınama ve eleştiri türünden çıkışlarla yetinmişlerdi. Yani çaresiz kalmışlardı.
Şimdi gelelim bize. Bakmayın bazı gazetelerin, “Erdoğan, Putin'i arayıp Kırım konusunda uyardı” türünden palavralarına. Bunları yazanlar, seçim sürecinde yaptıkları“Erdoğan'ı kahramanlaştırma” haberlerine kendileri de inanmıyor zaten.
Türkiye, her ne kadar tarihsel bağları olsa da, Kırım'a diplomatik müdahale bile yapamaz. Ukrayna ile ilgili herhangi bir girişimi aklının ucundan geçiremez. Çünkü enerji kaynakları başta olmak üzere birçok konuda Rusya'ya göbeğinden bağlı olan Türkiye, kapı komşusunun hışmından çekinir. Hükümet, güneyde Suriye belasına bulaşmışken, kuzeyde de Ukrayna ve Kırım'ı başına dert edip, ortada sıkışıp kalmak istemez.
Dışişleri Bakanı gider, birkaç görüşme yapar. Bir iki açıklama ile işi idare etmeye çalışır. Başbakan da, Putin'e alo der. Medyanın bir kesimi de bunu abartarak kamuoyuna pompalar. Hepsi o kadar.
Özetle söylemek gerekirse Kırım bağımsızlık falan istemez, referandumla Rusya'ya bağlanır.
Ukrayna ise en kötü ihtimalle bölünür. Doğu kesimi Rusya'nın denetiminde bir ülke olur. İnandırıcılığı olsun diye de, Kırım, Özerk Cumhuriyet olarak buraya bağlanır. Ülkenin batı kesiminde ise ABD ve AB'nin etki edebileceği yeni bir ülke kurulur.
Ukrayna konusunda olabilecek en kötü senaryo budur.
En iyi senaryo ise Rusya ile arayı bozmadan, Batı ile ilişkilerini sürdüren, Rus kökenlilerin de etkili olduğu Ukrayna'dır. Rusya, böylesi bir Ukrayna oluşturulurken, dengelerin kurulmasında söz sahibi olacaktır. Batı da buna büyük oranda müsaade edecektir. Çünkü Rusya'ya binlerce kilometre uzaklıktaki Suriye'de istediği değişikliği gerçekleştiremeyen ABD, AB, NATO, Moskova'nın dibindeki Kırım ile Ukrayna'da havasını alır.
Umarım uzun uzadıya anlatılan, derin analizlerle süslenen, isimler, tarihler ve anlaşma metinlerine boğulan konu, bu yazıda hap gibi olmuştur.
Gürbüz Evren
Yorum Gönder