Tünay Süer: Sen, Tayyip Erdoğan!

Tünay Süer: Sen, Tayyip Erdoğan!
Sen,
Annen Tenzile hanımefendi 88 yaşında hakkın rahmetine kavuştuğunda tabutu başında gözyaşlarına boğulduğunda, ben de ekran başında seninle birlikte hıçkırıklara bürünmüş, zırıl zırıl ağlıyordum.
Seni ideolojinden dolayı hiç sevmem.
Bir kere bile konuşmuşluğum ne de seni yakından görmüşlüğüm olmamasına rağmen, kendi anamı kaybetmişçesine üzülmüştüm.
Sen, o anda başbakan değil bir evlattın.
Sen, o an bir insandın, bende bir insan olduğum için acını paylaşmıştım.
Ben, önce bir oğul, sonra bir kız evladını kaybeden ana olarak, ne zaman bir şehit haberi duysam kahrolurum.
O anaların, babaların acılarını kalbimin derinliklerinde duyar, günlerce kendimi tutamaz, ağlarım.
Kaç yaşında olursa olsun,  sende canından birisini kaybetmenin acısını tadan bir kişisin.
Evlat acısı hiçbir şeye benzemez Tayyip.
Oğlun Bilal’in adı yolsuzluklara karışınca sorguya göndermeye bile kıyamadın.
Kaplan kesildin.
Hâkimleri, Savcıları oradan oraya sürdün.
Ya bir de kaybetseydin!   Bunu hiç düşündün mü?
Abdullah Cömert
Ethem Sarısülük
Mehmet Ayvalıtaş
Mustafa Sarı
İrfan Tuna
Ali İsmail Korkmaz
Bu gencecik fidanlarımız Gezi Parkı direnişleri sırasında kimi cipin, kimisi akrep denilen canavarın altında kalarak,  kimi de senin kahraman ilan ettiğin polislerinin kurşunlarıyla, can verdiler.
12 çocuğumuz gözlerini kaybettiler, beyin travması geçirenler, kafası yarılan, burnu, kolu, bacağı kırılanlar oldu.
Ankara’da ki bir eylemde, hiç ilgisi olmayan 36 yaşında bir temizlik işçisi de senin şiddetinden nasibini aldı.
Oysa o, belediyenin kendisine verdiği görevi yerine getiriyordu. Atılan gaz fişeği ile gözünü kaybetti.
Tüm olanlar karşısında,
Hiç mi üzülmedin?
Duyguların nasır mı tuttu?
Onlarında anaları, babaları, sevdikleri var.
Anaların acılarını hiç kimse dindiremez Tayyip.
Evladını yitiren ananın dışı gülse de, içi kan ağlar her zaman.
Ona sarılmak, kokusunu, anneciğim diyen sesini duymak ister.
Kara toraklara girdiğini asla kabullenemez.
Ve İsyanı hiç bitmez.
Resimleriyle konuşur, avunmaya çalışır.
Her kapı çaldığında bir yerlerden çıkıp gelecekmiş gibi bekler.
Her çocuğa kendi evladıymış gibi bakar.
Ve özlemi hiç bitmez.
Kalbinde sönmeyen bir ateş vardır, bir türlü küllenmez.
Dün 14 yaşında karakaşlı, elmas gözlü Berkin Elvan’ı da kaybettik.
Suçu neydi?
Evinden ekmek almak için sokağa çıkmak.
Bu küçük çocuk, senin polisinin gaz bombası ile beyninden vurulmuş,269 gün komada kalmıştı.
O, tüm Türkiye’nin Berkin’i olmuştu.
Onu sen öldürttün.
Mutlu musun ey Tayyip?
Gezi Parkında masum bir protesto ile başlayan gittikçe büyüyen ve tüm ülkeyi saran olaylar, ölenler, yaralananlar için, sende Melih Gökçek gibi
“Suç işleyecek kadar büyüdülerse, ceza çekecek kadar büyümüşlerdir” (“Kadın çocuk, gereği ne ise yapılır)...Diye mi düşünüyorsun?
Bak Tayyip; bu çocuklar, bu halk genciyle yaşlısıyla ne senden ne de senin polisinden korkuyor.
Bunu anla artık.
Ölümüne coplandılar,  tekmelendiler, Tomalardan sıkılan zehirli sularla vücutları yanık içerisinde kaldı.
Acıya katlandılar. İçlerinden ölenler oldu ama yine yılmadılar.
Yine pes etmediler ve etmiyorlar.
Saçlarından yerlerde sürüklendiler, tekme tokat yediler.
Onları ne senin destan yazan polislerin, ne de sen durduramıyorsun.
Dünden beri yine yollara düştüler Berkin Elvan için.
Sadece üzüntülerini dile getirmek, tepkilerini göstermek, yasal hakları olan protestolarını yapmak için.
Hepimiz Berkiniz Öldürmekle bitmeyiz diye slogan atıyorlar.
Şimden sonra ne yapacaksın ey Tayyip?
Yine polis ordunu üzerlerine saldırtıp Allah, Allah diyerek makineli ile taratacak mısın?
Bir o kaldı zaten.
Sana, yüzsüz, pişkin, yalancı, hırsız diyorlar. Sen ise halen alanlarda saltanatını kurtarmaya bakıyor, abuk sabuk konuşuyorsun.
Ve “Evlatlarıma Helal Lokma Yedirmedim. Diyorsun.
Yasal hakları olarak protesto yapan halkın üzerine polislerini salmadan görüyorsun ki hiçbir şey olmuyor. Halk slogan atıyor açıklamasını yapıp dağılıyor..
Senin amacın polisini acımasızca halkın üzerine saldırtarak,  kaos yaratmak, bir iç savaşa çıkartmak mı?
Halkın sabrını mı sınıyorsun?
Bu ülkeye verdiğin maddi manevi zarar yeter artık. Lütfen, artık ya çek git ya da adam gibi adam ol seçimler bitene kadar.
Şu anda gözyaşlarımla yazıyor, bir yandan ekrandan izliyorum, Berkin’in tabutu binlerce kişi eşliğinde taşınıyor.
Türkiye ayakta ve Berkin artık kalplere yazılan bir kahraman oldu. O hepimizin evladı bir sembol olarak yüreklerimizden asla silinmeyecek.
Sen ise bir gün bu halka yaptıklarından ötürü lanetle anılacaksın.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget