Sen,
Annen
Tenzile hanımefendi 88 yaşında hakkın rahmetine kavuştuğunda tabutu başında
gözyaşlarına boğulduğunda, ben de ekran başında seninle birlikte hıçkırıklara
bürünmüş, zırıl zırıl ağlıyordum.
Seni ideolojinden dolayı hiç
sevmem.
Bir
kere bile konuşmuşluğum ne de seni yakından görmüşlüğüm olmamasına rağmen, kendi
anamı kaybetmişçesine üzülmüştüm.
Sen, o anda başbakan değil bir evlattın.
Sen, o an bir insandın, bende bir insan olduğum için acını paylaşmıştım.
Ben, önce bir oğul, sonra bir kız evladını kaybeden ana olarak, ne zaman
bir şehit haberi duysam kahrolurum.
O
anaların, babaların acılarını kalbimin derinliklerinde duyar, günlerce kendimi
tutamaz, ağlarım.
Kaç
yaşında olursa olsun, sende canından
birisini kaybetmenin acısını tadan bir kişisin.
Evlat acısı hiçbir şeye
benzemez Tayyip.
Oğlun
Bilal’in adı yolsuzluklara karışınca sorguya göndermeye bile kıyamadın.
Kaplan kesildin.
Hâkimleri,
Savcıları oradan oraya sürdün.
Ya bir de kaybetseydin! Bunu
hiç düşündün mü?
Abdullah
Cömert
Ethem
Sarısülük
Mehmet
Ayvalıtaş
Mustafa
Sarı
İrfan
Tuna
Ali
İsmail Korkmaz
Bu
gencecik fidanlarımız Gezi Parkı direnişleri sırasında kimi cipin, kimisi akrep
denilen canavarın altında kalarak, kimi
de senin kahraman ilan ettiğin polislerinin kurşunlarıyla, can verdiler.
12
çocuğumuz gözlerini kaybettiler, beyin travması geçirenler, kafası yarılan,
burnu, kolu, bacağı kırılanlar oldu.
Ankara’da
ki bir eylemde, hiç ilgisi olmayan 36 yaşında bir temizlik işçisi de senin
şiddetinden nasibini aldı.
Oysa
o, belediyenin kendisine verdiği görevi yerine getiriyordu. Atılan gaz fişeği
ile gözünü kaybetti.
Tüm
olanlar karşısında,
Hiç mi üzülmedin?
Duyguların nasır mı tuttu?
Onlarında
anaları, babaları, sevdikleri var.
Anaların
acılarını hiç kimse dindiremez Tayyip.
Evladını
yitiren ananın dışı gülse de, içi kan ağlar her zaman.
Ona
sarılmak, kokusunu, anneciğim diyen sesini duymak ister.
Kara
toraklara girdiğini asla kabullenemez.
Ve
İsyanı hiç bitmez.
Resimleriyle
konuşur, avunmaya çalışır.
Her
kapı çaldığında bir yerlerden çıkıp gelecekmiş gibi bekler.
Her
çocuğa kendi evladıymış gibi bakar.
Ve
özlemi hiç bitmez.
Kalbinde sönmeyen bir ateş
vardır, bir türlü küllenmez.
Dün
14 yaşında karakaşlı, elmas gözlü Berkin Elvan’ı da kaybettik.
Suçu
neydi?
Evinden
ekmek almak için sokağa çıkmak.
Bu
küçük çocuk, senin polisinin gaz bombası ile beyninden vurulmuş,269 gün komada
kalmıştı.
O,
tüm Türkiye’nin Berkin’i olmuştu.
Onu
sen öldürttün.
Mutlu musun ey Tayyip?
Gezi
Parkında masum bir protesto ile başlayan gittikçe büyüyen ve tüm ülkeyi saran
olaylar, ölenler, yaralananlar için, sende Melih Gökçek gibi
“Suç işleyecek kadar
büyüdülerse, ceza çekecek kadar büyümüşlerdir” (“Kadın çocuk, gereği ne ise
yapılır)...Diye mi
düşünüyorsun?
Bak
Tayyip; bu çocuklar, bu halk genciyle yaşlısıyla ne senden ne de senin
polisinden korkuyor.
Bunu
anla artık.
Ölümüne coplandılar, tekmelendiler, Tomalardan sıkılan zehirli
sularla vücutları yanık içerisinde kaldı.
Acıya
katlandılar. İçlerinden ölenler oldu ama yine yılmadılar.
Yine
pes etmediler ve etmiyorlar.
Saçlarından
yerlerde sürüklendiler, tekme tokat yediler.
Onları
ne senin destan yazan polislerin, ne de sen durduramıyorsun.
Dünden
beri yine yollara düştüler Berkin Elvan için.
Sadece
üzüntülerini dile getirmek, tepkilerini göstermek, yasal hakları olan
protestolarını yapmak için.
Hepimiz Berkiniz Öldürmekle
bitmeyiz diye slogan atıyorlar.
Şimden
sonra ne yapacaksın ey Tayyip?
Yine
polis ordunu üzerlerine saldırtıp Allah, Allah diyerek makineli ile taratacak
mısın?
Bir
o kaldı zaten.
Sana, yüzsüz, pişkin, yalancı,
hırsız diyorlar. Sen ise
halen alanlarda saltanatını kurtarmaya bakıyor, abuk sabuk konuşuyorsun.
Ve
“Evlatlarıma Helal Lokma Yedirmedim.
Diyorsun.
Yasal
hakları olarak protesto yapan halkın üzerine polislerini salmadan görüyorsun ki
hiçbir şey olmuyor. Halk slogan atıyor açıklamasını yapıp dağılıyor..
Senin
amacın polisini acımasızca halkın üzerine saldırtarak, kaos yaratmak, bir iç savaşa çıkartmak mı?
Halkın sabrını mı sınıyorsun?
Bu
ülkeye verdiğin maddi manevi zarar yeter artık. Lütfen, artık ya çek git ya da
adam gibi adam ol seçimler bitene kadar.
Şu
anda gözyaşlarımla yazıyor, bir yandan ekrandan izliyorum, Berkin’in tabutu
binlerce kişi eşliğinde taşınıyor.
Türkiye
ayakta ve Berkin artık kalplere yazılan bir kahraman oldu. O hepimizin evladı
bir sembol olarak yüreklerimizden asla silinmeyecek.
Sen
ise bir gün bu halka yaptıklarından ötürü lanetle anılacaksın.
Yorum Gönder