-Yüzlerce yurttaşımız ve güvenlik görevlimiz şehit edilmiştir…
-Halk istencinin (iradesinin) simgesi TBMM bombalanmıştır…
-Güvenliğimizin simgeleri Genelkurmay Başkanlığı ve Gölbaşı Polis Özel Harekât Merkezi bombalanmıştır…
-Ülke büyük bir felaketin ve uçurumun kıyısından dönmüştür…
Bu kadar büyük yıkımın altından ancak birlik ve beraberlik ruhu ile kalkmak olasıdır…
Bu birlik ve beraberlik oluşturulurken, iktidar ve muhalefet olarak herkesin özel ajandalarını bir taraf bırakması, dil, din, mezhep, ırk ve siyasi görüş ayırımı yapılmadan ayni ülkede yaşamanın ortak değerlerinin göz önünde tutulması, söylem ve eylemlerinde herkesin samimi olması, yandaş ve muhalif ayırımın asla nazara alınmaması ve bu zor durumun fırsata çevrilmesinden kaçınılması, gerekli ve zorunludur…
Ancak uygulamalara baktığımızda ne yazık ki bu koşulların bir bölümün göz ardı edildiğini görüyoruz…
Örneğin;
-6 milyon oy almış, 15 milyon Kürt halkının temsilcisi HDP’nin devre dışı bırakılması,
-KHK’lerle yapılan kalıcı düzenlemelerde, işin uzmanı hukukçular ve muhalefet partilerinin itirazlarının nazara alınmaması,
-İktidara muhalif olan basının (Cumhuriyet, Birgün, Evrensel, Gündem) Silivri Cezaevine sokulmaması, Halk TV yayınlarının izlemesinin durdurulması,
-FETÖ ile ilgisi olmayan, iktidara muhalefetiyle tanınan sosyal demokrat kişilerin, sendika mensuplarının ve sanatçıların gözaltına alınması, işlerine son verilmesi ve bazılarının tutuklanması,
-Kurunun yanında yaşında yanmaması için yapılan soruşturmalarda gereken özenin gösterilmemesi,
Bu birlik ve beraberlik ruhuna gölge düşüreceği ve bu tür davranışlardan her kesimin zarar göreceği kuşkusuzdur…
Başta yetkiyi elinde bulunduran iktidar partisi olmak üzere, tüm muhalefet partilerinin, her görüşte ve inanışta olan yurttaşların bu birlik ve beraberlik ruhunun bozulmaması için elinden geleni yapması zorunludur…
Aksi halde, özdeyişte belirtildiği gibi “lafla peynir gemisi yürümez”…
Bu hain darbe girişiminden sonra anlaşılmıştır ki laik Cumhuriyetin kurucu değerlerinden uzaklaşıldığı, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri yönetmede tam uygulanmadığı takdirde, cemaatler, tarikatlar, ötekileştirmeler, ırk ve mezhep kavgaları devam edecek, birlik ve beraberliğin sağlanmasında zorluk çekilecektir…
Benim penceremden böyle görünüyor…
Siz nasıl görüyorsunuz?
06.08.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder