Sadece hukuk devleti değil, Anayasanın 2. maddesi “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” demektedir…
Bu tanıma göre devletimizin olmazsa olmaz açılımları şunlardır…
-Egemenlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün geçerli olması…
-Hukuk devletinin gereği olan her yetkili, Anayasa ve yasalar tarafından kendisine verilen yetkilerini kullanması ve yetki aşımında bulunmaması…
-Yüce dinimizin vicdanlarda özgürce ve güvence altında yaşanması, siyasallaştırılarak devlet yönetiminde kullanılmaması…
-Demokrasinin olmazsa olmazı olan laikliğin diğer uygar ülkelerde olduğu gibi uygulanması…
-Sosyal devlet gereği her bireyin işi ve iş güvencesinin olması, eğitim ve sağlık hizmetlerini eşit olarak alması…
Gerekmektedir…
Ne yazık ki uygulamanın böyle olmadığını görüyoruz…
-Günümüzde hukukun üstünlüğü değil, egemenlerin hukuku uygulanmaktadır…
-Laikliğe aykırı uygulamalar yapılmaktadır…
-Sosyal devlet tam anlamı ile uygulanmamaktadır…
Aslında aklı başında, gündemi izleyen her yurttaş bu yazdıklarımı bilmektedir…
O zaman neden yazıyorum?
Son günlerde OHAL’ın verdiği yetki ile çıkarılan KHK’lerle, ilerde düzeltilmesi sıkıntı yaratacak Anayasada belirtilen konular dışında köklü değişimler yapıldığı için…
FETÖ yandaşları doğru bir kararla tüm kurumlardan ayıklanıp yargıya teslim edilirken, basında adları sıkça geçen ve FETÖ ile ilişkileri bulunduğu haberleştirilen siyasilere hala dokunulmadığı için…
Bazı illerin ilçe yapılması ve ilçelerin il yapılması konusunda çıkarılacak yasalar tamamen TBMM’nin görevi içinde olmasına karşın, bu gün yazılı medyada yayınlanan bir haber, TBMM’nin bu yetkisine karışıldığı için…
Yazıyorum…
Haber şöyle…
“CHP’nin, Hakkâri ve Şırnak’ın ilçe yapılması, belediyelere kayyım atanmasını da içeren torba yasaya karşı çıkması üzerine AKP’li milletvekilleri Başbakan Yıldırım’a gitti. Yıldırım’ın ‘Cumhurbaşkanı’yla konuşalım’ diyen parti yöneticilerine ‘Ben ikna edemedim, fırça yemek istiyorsanız gidin’ dediğini” öğreniyoruz…
Cumhurbaşkanın yetkileri Anayasada açıkça sayılmıştır. Bu haberde belirtilen durumda Cumhurbaşkanının, TBMM’sinin yetkisine karıştığı anlaşılmaktadır…
Cumhurbaşkanı, meclisin çıkardığı yasayı veto edebilir. Anayasa Mahkemesine iptal davası açabilir. Ama şu yasayı şu şekilde çıkarın dediğinde yetkilerini aşmış ve hukuk devleti ilkesine aykırı hareket etmiş olur…
Tüm güçlerin (Yasama, Yürütme, Yargı) tek elde toplandığı devleti, hukuk devleti olarak tanımlama olanağı yoktur…
Zamanında FETÖ Yargıç ve Cumhuriyet Savcılarına, hukuka uyun diye avaz, avaz bağırmamıza karşın, hukuk kalesini yıkmakta sakınca görmediler. Foyaları meydana çıkınca kendilerini koruyacak hukuk bırakmadıkları için çareyi kaçmakta buldular…
Hukuk günün birinde herkese gerekebilir…
Bu kaleyi yıkmamak gerekir…
21.08.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder