Türkiye’nin yer altında Rusya gibi, İran gibi, Irak gibi uygun
maliyetlerle çıkartılabilecek doğalgaz ve petrolü olsaydı cari açık
vermeyecekti.
Neyimiz var?
Kömürümüz var.
Ne yapabiliriz?
Kömüre ağırlık veririz.
Devlet kömürü pahalı üretiyor. Pahalı üretilen kömürü (ayrıca bu doğru
değil ya neyse) termik santrallerde elektrik enerjisine dönüştürünce
elde edilen elektrik de pahalıya geliyor.
O zaman proje!
Kömür ocaklarını yandaşımız Anadolu Kaplanı (!) özele devredelim.
Devletin elindeki termik santrallerini de partilimiz havuzcu işadamına
peşkeş yapalım. Onlar kömürden elektrik üretimini patlatsınlar.
Dışarıdan daha az petrol ve doğalgaz alır hale gelince Türkiye cari açık
veren değil cari fazla veren ülke olsun.
Kulağa hoş geliyordu.
* * * * * *
Ruhsat iznini Maden İşleri Genel Müdürlüğü MİGEM’den alıp kendine yani
Başbakan’a bağladı. Son 3 yıldır bütün kömür madeni ruhsatlarını
Başbakan verdi. Santrallerin de satılmasına imzasını attı.
Ruhsatlar partililere…
Santraller havuzculara…
Hızla zengin oldular.
Bilal’in vakfına bağış yağdı.
Sonuç fiyasko.
Cari açık ise kapanmadı.
* * * * * *
Kömür işçisini öldür.
Uçak al.
Kömür işçisini öldür.
Saray yaptır.
Kömür işçisini öldür.
Hacca git.
Kömür işçisini öldür.
Umreye git.
Kömür işçisini öldür.
Paris’e tatile git.
Kömür işçisini öldür.
İthal Mercedes’i al.
Kömür işçisini öldür.
Milletvekili maaşını artır.
Kömür işçisini öldür.
Oğlunun 3 vakfı olsun.
Kömür işçisini öldür.
Cep telefonu ithal et.
Kömür işçisini öldür.
Genel bütçe yüzde 6 artarken Cumhurbaşkanlığı bütçesini yüzde 99 yükselt, otur harca.
* * * * * *
Tek orijinal projesi buydu:
Kömür üretimi patlayacak.
Cari açık kapanacaktı.
Tek orijinal projesi cılk çıktı.
Belli ki, Türkiye’nin kömür yatakları; işçiye öğlen yemeği
verebilen, hidrolik tahkimat, çelik kafesten koruma, yenilenmiş ray ve
elektrik sistemi, 24 saat çalışan ve denetlenen sensörlü üretim
şartlarını yerine getirdiğinde partili yandaşları hemen zengin edecek
kadar verimli değil. Bu gidişle kömürde çalışan bütün işçiler ölecek. Cari açık yine kapanmayacak.
* * * * * * *
Her yıl umreye ve hacca gidenler 2 milyar doları Suudi Arabistan’a
akıtıyor. Paris’e, Londra’ya, New York’a, Tokyo’ya turizm için gidenler
yılda 5 milyar dolardan fazla dövizi dışarı savuruyor. Türkiye her yıl
yenilenen ve akıllı diye yutturulan cep telefonlarına da yılda 2.5
milyar dolardan fazla ve devleti ele geçirmiş Türk büyüklerinin Mercedes
makam otomobili görmemişliğine de çuval dolusu döviz aktarıyor.
12 yıl hac yok.
12 yıl Paris yok.
12 yıl altıma Mercedes yok.
12 yıl saray uçak yok.
12 yıl kamuya israf yok.
Diyebilseydi.
Kömür işçisi, işyeri cinayetinde kitleler halinde ölmeyecekti.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan, işçiler öldükten sonra “keşke bize mektup
yazsalardı” deme zavallılığına düşmeyeceklerdi.
Necati Doğru - SÖZCÜ
Yorum Gönder