Vergi Kalkınmanın Temelidir - Güner Yiğitbaşı

Vergi Kalkınmanın Temelidir - Güner Yiğitbaşı
Vergi mükellefi olan insanlarımızı,vergilerini kaçırmadan zamanında ödemeye teşvik etmek ve onları vergi ödemeye motive etmek amacıyla, İzmirdeki bir vergi dairesi binasının duvarında kocaman harflerle yazılmış bir cümle vardır, burada denmektedir ki; “Vergi Kalkınmanın Temelidir”, teorik olarak düşündüğümüzde, gerçekten çok güzel ve yerinde bir söz.

Gerçekten, vatandaşlardan alınan vergiler, devletin elde ettiği kamu gelirleridir. Devletin, vergilerden elde ettiği kamu geliri olacak ki, devlet de vatandaşlarına götüreceği her türlü hizmeti yapabilsin.

Buradan da anlaşılmaktadır ki, vatandaştan vergi adı altında alınan paralarla, yine vatandaşlara kamu hizmeti sunulmakta ve vatandaştan alınan paralar, sağlık, eğitim, kültür, savunma, yol, su, elektrik, haberleşme,sosyal yardım gibi, ülkenin kalkınması ve kamu hizmeti olarak yine vatandaşa dönmektedir.

Bu nedenle, vergi dairelerine ait  binaların  duvarlarında yer alan, “Vergi Kalkınmanın Temelidir” sözleri, olması gereken önemli bir gerçeği ifade etmektedir.

Acaba, AKP'nin iktidarda olduğu günümüzde, halkımızdan toplanabilen vergilerden oluşan kamu gelirleri, gerçekten, ülkemizin kalkınmasının temelini oluşturan ve ihtiyaç sıralamasında öncelik arzeden, üretime ve kalkınmaya yönelik hizmetlerin yapımında adil ve ölçülü bir şekilde kullanılmakta mıdır?

Maalesef bu soruya olumlu cevap vermemiz mümkün değildir.

Vergiler, aynı zamanda bir ülkenin gelir dağılımındaki adaletsizliği de giderme vasıtasıdır.

Bu şu demektir; bir ülkede vergiler, gerçekten adil bir şekilde, zenginden daha çok fakirden daha az, gelirleri oranında  alınabiliyorsa, zenginden vergi olarak daha çok alınan paralar,devlet tarafından, kamu hizmeti ve sosyal yardım olarak fakir kesimlere transfer edileceğinden, bu yolla, gelir dağılımındaki adaletsizlikler bir nebze de olsa giderilebilecektir.

Ülkemizde şu anda işlemekte olan vergi düzenine baktığımızda; yoksul ve dar gelirli kesimleri temsil eden memur ve asgari ücretle çalışanlar dahil işçilerimizin maaş ve ücretlerinden kaynağında peşin olarak kesilen vergilerin fazlalığına karşılık, magazin sayfalarının baş konukları olan zengin kesimlerin gerçek kazançlarından alınabilen vergilerin azlığı ve KDV (Katma Değer Vergisi), ÖTV (Özel tüketim vergisi) ve benzeri, zengin ve yoksul ayrımı yapılmaksızın, herkesten eşit olarak alınan vasıtalı vergilerin, toplanan tüm vergi tutarındaki oranının yüksekliği dikkate alındığında, ülkemizde, toplanan vergiler yoluyla gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilemediği, yalın ve acı bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır.

İşte, devletimizin, kamu harcamalarında kullanmak için vatandaşından topladığı vergide adaleti sağlayamadığı, vergi yükünü, zenginden daha çok, fakirin sırtına yüklediği bugünkü düzende, ülkemizi yöneten ve halkın vergilerinden oluşan kamu gelirlerini, başka bir anlatımla devlet hazinesini kendilerine emanet ettiğimiz iş başındaki siyasal iktidarlara, bu paraları adil olarak ve israf etmeden gerektiği yerlerde kullanma konusunda düşen görev ve sorumluluk, daha da önem kazanmaktadır.

Hal böyle iken, 12 yıldır iktidarda bulunan ve devletimizi yöneten AKP iktidarının; bakanlık, genel müdürlük ve benzeri birçok lüks kamu binası için ödemekte olduğu büyük meblağlardaki yıllık kira ücretleri, partili yandaşlara iş yaratmak için devlet kadrolarına yapılan bol maaşlı ve lüzumsuz personel atamaları, lüzumundan fazla lüks, son model ve marka makam ve hizmet otomobili saltanatı, Cumhurbaşkanı Tayip Bey'in lüks ve şatafat merakını gidermek için; mevcutlara ilaveten, uçan saray olarak adlandırabileceğimiz, üzerinde özel ilavelerin yaptırıldığı lüks ve yeni uçak alımı, yine Cumhurbaşkanı Tayyip Bey için; Atatürk Orman Çiftliğinde binlerce ağacın kesimiyle, eski paramızla yaklaşık  1.5 katrilyon liraya çıkan kaçak saray yapımı ve bizim daha bilemediğimiz, ülkemize ve ülkemiz insanına hiçbir ekonomik katkısı olmayan nice lüks harcamalar, bu fakir insanımıza reva mıdır?

Tüm bu gerçeklere rağmen, Tayyip Bey'in; çoğu kendisinin lüks merakı için yapılan bu gereksiz  devlet harcamalarını  ve israfını görmezlikten gelerek, vatandaşın kullanmakta olduğu bir cep telefonu varken, KDV ve ÖTV gibi vergilerini devlete ödeyerek kendi parasıyla satın aldığı ikinci, üçüncü akıllı cep telefonlarına gözünü dikip bunu israf olarak eleştirmeye kalkışması, temelde haklı olan bir eleştiri olmasına rağmen, Tayip Beyin ağzına yakışmamaktadır.

Kendisine dahi ait olmayan, görevi gereği kendisine emanet edilen kamunun malı devlet hazinesini, kendi lüksü için gözünü kırpmadan harcayan Tayyip Bey; cep telefonu satın alan vatandaşı israfa yol açmakla eleştirme hak ve yetkisini, hangi yüzle ve nereden alıyor? Lüks merakı ve israf konusunda, kendisinin vatandaşlara kötü bir örnek olduğunun farkına ne zaman varıp susacak, merak ediyoruz.

14/Kasım/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget