2014 Model Sizin Zulümlerinize Ne Diyeceksiniz Ahmet Bey?

2014 Model Sizin Zulümlerinize Ne Diyeceksiniz Ahmet Bey?
Başbakan Ahmet Bey'in öyle sakin görüntüsüne bakıp aldanmayın, konuşmalarına baktığınızda polemik yapmakta ustası Tayyip Beyden pek geri kalmamaya çalışıyor. Yere baka baka, Tayyip Bey'in gerilim politikasını sürdürmeye çalışıyor, sürekli olarak, her fırsatta CHP ve MHP liderlerini eleştiriyor, veresiye satan ve parasız kaldığında eski veresiye defterleri karıştırmaya başlayan bakkal gibi, eski defterleri karıştırarak, 1937 de yaşanan ve tarihin yargılamasına bırakılan Dersim isyanını gerçekleştiren isyancılara, o dönemin koşullarına göre, hak ettikleri cevabı veren dönemin devlet adamlarını, devlet zulmü yapmakla suçluyor, Dersim olaylarının modern bir Kerbela olduğunu iddia ediyor ve Dersim’de yapılan yanlıştı, zulümdü diyor.

Devlet topraklarından bir bölümünü devletin hakimiyetinden çıkararak bağımsız veya özerk bir yönetim kurmak amacıyla devlete isyan eden bölücü PKK terör örgütü militanları ile yandaşlarına karşı, uyguladığı siyasi stratejinin gereği olarak, hoş görülü davranmasına rağmen, iktidardaki AKP yönetiminin, bırakınız 1937 ve 1938 li  yılların tek partili zor ve ağır koşullarını, günümüzün çok partili ve demokratik koşullarında devlet zulmü uygulamaktaki hünerini, kimse görmezlikten gelemez.

En tazesinden başlayalım, daha dün akşam, İstanbul Validebağ korusundaki ağaçlar kesilerek, ihtiyaç fazlası ve gereksiz olarak cami yapılmasına karşı direnerek demokratik protesto haklarını kullanan kadınlarımıza, emirlerindeki polis aracılığıyla yakın mesafeden ve yüzleri hedef alınarak biber gazı sıkılması ve kadınlarımızın hastanelik edilmeleri,

Somada, iş güvenliğinden ve devletin denetiminden yoksun olarak taşeron şirketler tarafından işletilen maden ocağında 301 işçinin ölümlerine neden olunması,

Ermenek Karaman maden ocağında devletin gerekli olan iş güvenliğini sağlamaktaki denetim eksikliği ve beceriksizliği yüzünden 18 işçimizin, maden ocağının derinliklerinde tonlarca sel suyunun altında kalarak ölmelerine neden olunması,aradan geçen on beş güne rağmen, iki işçimiz dışında 16 işçimizin dirisinden vazgeçtik, ölülerinin dahi çıkarılarak yakınlarına teslim edilememesi, işçi yakınlarının, ölülerinin kendilerine teslim edilmesine dahi sevinecek hale getirilmeleri,

Soma Yırca Köyünde termik santral  yapılması için, Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararına rağmen, 6000 yetişmiş ve canlı zeytin ağacının kesilmesine, buna engel olmak isteyen ağaçların sahibi köylü vatandaşlara, ağaçları kestiren ve termik santrali yapacak olan şirketin özel koruma görevlilerinin şiddet uygulamalarına sebebiyet verilmesi,

Gezi Parkı barışçıl demokratik direniş eylemi sırasında, polisin, silahsız ve barışçıl eylemcilere karşı orantısız güç kullanarak, Ali İsmail Korkmaz ve diğer insanlarımızın öldürülmeleri ve bazılarının yaralanarak sakat bırakılmaları,

Uluderede 34 vatandaşımızın yanlış istihbarat sonucunda bombalanarak öldürülmeleri,

AKP iktidarı döneminde gerçekleştirilen, çoğu 2014 model, yepyeni ve gıcır gıcır devlet zulmü değil midir?

Ahmet Bey, hipermetrop olacak ki; uzaklardaki, 1937 ve 1938 yıllarının olayı Dersim isyanını görebiliyor ve burada devlet zulmü uygulandığını söylüyor, kendi iktidarları döneminde, en yakınında ve burnunun dibinde vuku bulan  yukarıda belirtmeye çalıştığımız devlet zulümlerini göremiyor, daha doğrusu işine gelmediği için görmek istemiyor ve halkımızı kandırmaya çalışıyor.

Biraz insaf, Ahmet Bey.

11/Kasım/2014
Güner YİĞİTBAŞI 
İzmir Barosu Üyesi Avukat

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget