Vatan, millet, ahde vefa, namus! - Tünay Süer

Vatan, millet, ahde vefa, namus! - Tünay Süer
Birkaç gün önce Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'ndeki sınır hattında, (Suriye'nin kuzeyinde Rojava olarak bilinen bölge) aralarında HDP milletvekilleri İbrahim Ayhan, İbrahim Binici, Van Bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın da bulunduğu gurup, halkı kışkırtarak olay yaratmaya çalışmışlardı.
IŞİD'ın Kobani saldırısını protesto etmek bahanesi ile Kobani'ye geçmeye çalışan ve güvenlik güçlerimizin uyarılarına rağmen dağılmayıp, taş atan kitleye, polis biber gazı ve basınçlı suyla müdahale etmişti.
Sonra jandarma komutanı ile Gültan Kışanak arasında tartışma olmuştu.
 HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, TBMM’sine Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle soru önergesi vermiş.
 “Söz konusu uzman çavuş bu gücü kimden ve nereden almaktadır?” diye sormuş.
Vay kara cahil vay!
Kimden alacak ey gafil! Tabii ki Türk Milletinden! Damarlarında dolaşan o asil kandan alıyor.
                                                           ***
Olayı televizyonlardan izledik.
Sınır tellerinin ardında öbek, öbek yığılmış, IŞİD denen beladan kaçmaya çalışan insan kitleleri. İçlerinde kimler var bilinmiyor, CIA casusları mı? Teröristler mi? Bulaşıcı hastalığı olanlar mı? Meçhul…
Bir avuç asker ve polis nizamı kontrol etmeye, bir yandan da aldıkları emiri canları pahasına uygulamaya çalışıyorlar.
Bu arada PKK’nın “Kobane’nin savunması için silahlanın”  diye verdiği emirle, HDP milletvekilleri de Suruç’a giderek, PYD’ye destek vermek isteyenleri sınırdan geçirmeye çalışıyor.
Düşünebiliyor musunuz, acaba askerlerimiz kaç saattir o b..tan yerdeler?
Yemek yediler mi?
Uyuyabildiler mi?
İçlerinde dişi ağrıyan veya kendisini halsiz hisseden kaç er var?
Her şeye rağmen görevlerini layığı ile yapmaya çalışıyorlar. 
Onlara demişler ki; Suriye’ye geçişleri önleyeceksiniz. “Kuş uçurtmayacaksınızdır bunun anlamı.”
Bu arada HDP Milletvekilleri orada çadır kuruyorlar ve sınır kapısı önünde yığılan kitleyi kışkırtmaya başlıyorlar.
Ne ala değil mi?
Sınır hattında görev yapan bizim Mehmetçik, Türkiye’ye girenleri karşılarken bir yandan da bu vatan haini provokatörlerle uğraşıyor.
Bu sırada koca koca taşlar atıyorlar kınalı kuzularımıza.
Onlar, kendilerini korumak için kalkanlarının ardına sığınıyorlar.
Polis tazyikli suyla müdahaleye başlıyor, tabi.
İşte tam bu sırada Gülten Kışanak denen kadın, askerlerinin önünde bulunan genç komutanın önüne dikiliveriyor ve başlıyor bağırıp çağırmaya.
Ve “Senin devletin bana söz verdi” diye ağzından tükürükler saçarak haykırıyor.
Genç komutan, Kışanak’a sakin bir tavırla “Burası benim devletimse, benim toprağımsa çıkın dışarı” diyor.
Ne diyecekti ya?
Buyurun hanımefendi, ne isterseniz yapın mı?
Hele bir tanesi var ki milletin vekili sıfatını taşıyan, bizim paramızla beslenen ve bu devleti yıkmak için elinden geleni yapan hainlerden teki olan, Aysel Tuğluk denen acuze, sınırı geçmeye çalışan PKK lılara yardım için askerimize kafası kadar taşları fırlatıyor.
“Hatırlarsak, 2011 yılında Sebahat Tuncel’de Silopi’de bir polis amirine tokat atmıştı.”
Bu görüntülerden sonra tereyağı gibi üste çıkmak için, utanmadan meclise soru önergesi veriyorlar.
Vallahi aslında ben bizim Mehmetçiğin sabrına şaşıyorum ve takdir ediyorum.
Helal olsun onlara.
Türk Askerinin, polisinin sabrını sınıyorlar sanıyorum.
                                              ***
Allah kahretsin, bu iktidar askerimizi sustalı maymuna çevirdi, lanet olsun!
Kimi kadın müsveddeleri polis amirine tokat atar, bir diğeri taş atar.
Atatürk heykelleri kırılır, bayrağımız yakılır, gönderinden indirilir, Molotoflarla, taşlarla saldırırlar, ne yazık ki aman çözüm sürecine zarar gelir diyerek askere müdahale izni verilmez.
Eee, gün gelir sabır taşı çatlarmış. İşte bundan korkarım. İşte o zaman kızılca kıyamet kopar.
Ey AKP iktidarı! O askerlerin anaları, babaları, kardeşleri var, sabrımızı fazla zorlamayın diyorum.
O asker ki gözü kara olduğu kadar merhametlidir, bir yandan atılan taşlardan korunmaya çalışırlarken, bir tarafta bebelere su içiriyorlar. Yaşlılara yardım ediyorlar Biraz utanmanız varsa utanın ve sabrımızı zorlamayın diyorum.
Herkesin kuzusu sizin uşağınız değil, orada askerlik yapıyorlarsa zaten ölümü göze almış
bu genç evlatlarımızın onuru ile kimse oynayamaz.
                                                           ***
Olanlar yetmiyor bir de Şırnak’ın Cizre ilçesinde bir gurup hain güya IŞİD'ın düzenlediği saldırılarını protesto etmek amacı ile Atatürk heykelini yakıyorlar. Elleri kırılasıcalar!
Ulan, siz o heykeli yakınca Atatürk yok mu olacak sanıyorsunuz bre cahil cümle!
Ula, ABD maşaları!
Sıkıysa göğsümüzden söküp alsanıza!
                                                               ***
Şöyle bir düşünecek olursak;
Bu hainler tarihler boyunca emperyalistlerle işbirliği yapmış, isyanlar çıkartmışlardır. Aralarında Ermeni dönmeleri de olan bu isyancılar, Osmanlıya da kazık atmış şeyhlerin, şıhların, derebeylerinin torunlarıdırlar. Kurtuluş Savaşından sonra Doğu Anadolu'daki Kürt ve Zazalar topyekûn isyan ederek ayrı devlet kurmak sevdasına kapılmışlardı.
Hep aynı terane, aynı baş kaldırı. Rahatlık dürtüyor bunları. 
Bakınız; “Sene 1937… Mustafa Kemal Atatürk, Başbakan Celal Bayar’la birlikte Tunceli’ye gelip Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü’nün açılışını yapacaktı. Köprünün ucunda karakol vardı. Bu haydutların dedeleri tarafından basıldı. 33 asker şehit edildi.  Bu yetmedi telefon hatları kesildi pusular kuruldu Mazgirt Köprüsü havaya uçuruldu jandarma taburu vuruldu 56 asker daha şehit oldu.
Sebep neydi?
Cumhuriyet rejimi işlerine gelmiyordu.  Feodal rejimlerini sürdürmek istiyordu eşkıya başları. Kendilerine karşı gelenleri çoluk çocuk öldürüyorlardı.
Düşünebiliyor musunuz o devrin o zor şartları altında telefon götürülmüş, köprüler yapılmış ve Atatürk açılışa gelecek. 
Hainlerin yaptıklarına bakın.
Atatürk oralara çok değer veriyor ve kalkınması için uğraş veriyordu oysa.
PKK bugün de aynı şeyleri yapmıyor mu?
Okulları yakıyor, her kalkınma hareketine zarar vermiyor mu?
Doktor gönderiyoruz öldürüyorlar, öğretmen gönderiyoruz öldürüyorlar.
İş sahası yapılacak şantiyeleri yakıp, yıkıp işçileri kaçırmıyorlar mı?
Bugün bunları inkâr edenler ve İnönü’yü, Atatürk’ü katil gibi göstermeye kalkanlar utanmalıdırlar.
Tunceli’ye halen Dersim diyenler aslında cumhuriyeti ve devrimlerini hazmedemeyenlerdir.
Ben bu arada Tuncay Özkan’a şaştım CHP parti meclisine girdi ve değişti.
Bir zamanlar “vatan, millet, ahde vefa, namus” diyen o adam gitmiş yerine bir başkası gelmiş adeta.
Dünya değişmiyor, aslında değişen ne yazık ki insanlar oluyor.
Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yolunu terk edip, Ortaçağda olmayı tercih ediyorlar.
  
Tünay Süer                                                  

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget