Cumhuriyeti kuran, devrimleri gerçekleştiren 90 yıllık çınar Cumhuriyet Halk Partisi Kurultaylar partisi olarak anılmaktadır…
18. Olağanüstü Kurultay 5-6 Eylül tarihleri arasında yapıldı…
Parti içi demokrasiyi gerçekleştirmeyen bir parti, kaç yıl iktidarda kalırsa kalsın ülkede demokrasiyi gerçekleştiremez…
Ülkemizde bunun canlı örnekleri çoktur…
1923-1950 yılları arsında CHP 27 yıl tek başına iktidarda kalmışsa da…
1923-1938 Mustafa Kemal Atatürk dönemi, savaştan yeni çıkılmış, enkaza dönen ülkenin yeniden kuruluşu ve devrimlerin gerçekleştirildiği dönemdir. Bu dönemde demokrasiye ve çok partili düzene geçiş denemeleri yapılmışsa da, devrim karşıtlarının laik cumhuriyet karşı çıkışları, meydana gelen isyanlar nedeniyle demokrasinin, bütün kurum ve kuralları ile gerçekleştirilmediği söylense de bu konuda büyük gayretler gösterildiği, laik cumhuriyet rejimi için önyargısı olmayan herkesçe bilinmektedir…
1938-1950 döneminde 2. Dünya savaşı yıkımları, ülkenin bu nedenle girdiği ekonomik zorluklar, yönetim hataları nedeniyle, yine demokrasinin tam gerçekleştirildiği söylenemez…
1950-1960 yılları arasında Demokrat Parti 10 yıl…
1965-1971 yılları arasında Adalet Partisi 6 yıl…
1983-1991 yılları arasında Ana Vatan Partisi 8 yıl…
2002-2014 yılları arasında AKP 12 yıl…
Tek başına iktidarda kaldıkları halde, lider sultası, koltuk kavgası, demokrasinin olmazsa olmazı laiklik ilkesinin tam içselleştirilmemesi, gerek parti içi demokrasi, gerekse ülkede demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile gerçekleştirilmesine engel oluşturmuştur…
Anayasada, demokratik hukuk devleti olduğumuz yazılı ise de, fiiliyatta uygulamaların böyle olmadığı her gün yazılı ve görsel medyada tartışılmaktadır…
Ülkenin köklü partisi CHP , yıllardır parti içi kavgaları bitirmediği, parti içi demokrasiyi de gerçekleştiremediği bir gerçektir…
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’un Genel Başkanlığı döneminde parti içi kavgalar en aza indirilmiş, hiziplere fırsat verilmemişse de, eski alışkanlıkları olanlar zaman zaman bu alışkanlıklarını uygulamaya koymak istemişlerdir…
18. Olağanüstü Kurultayın toplanma nedeni de budur…
Ancak CHP , gibi kısa koalisyonlar dönemi hariç, 60 yıldır tek başına iktidara gelmediği için ülke demokrasisine, muhalefet partisi olarak katkıda bulunmaya çalışmışsa da iktidarların engellenmelerini geçememiş, hep yalnız kalmıştır…
CHP 18. Olağanüstü Kurultay sonrasında yeniden Genel Başkanlığa seçilen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Başkanlık seçimini kaybeden aday Sayın Muharrem İnce’nin, seçim sonrasında verdikleri mesajlar, parti içi demokrasi açısından umut vermiştir…
Sayın Kılıçdaroğlu, “Biz büyük bir aileyiz biz haklıyız biz güçlüyüz. Yarışırız eleştiririz uygarca yaparız. Biz demokrasiyi getirdik demokrasiyi getirme konusunda da dünyaya örnek olacağız.” Derken…
Sayın Muharrem İnce, “Önceden 14 saat çalışıyorsam şimdi 20 saat çalışacağım çünkü sorumluluğum arttı. Yarışacağız tartışacağız ama kavga etmeden sonucu kabulleneceğiz. 1 saat öncesine kadar Sayın Kılıçdaroğlu benim rakibimdi, şimdi rakibim değil Genel Başkanımdır” Diyerek…
Yıllardır özlediğimiz bir hoşgörü ve birbirini dışlamama, sevgiyle kucaklaşma örneğini sergilemişlerdir…
Kutluyorum…
Ancak, burada bir saptama yapmadan geçemeyeceğim…
CHP , özgür düşünceyi savunan bir partidir. CHP üyesi, delegesi, milletvekili, parti içi disipline uymak koşuluyla düşüncesini özgürce, hiç kimseden çekinmeden ve mevki makam sevdasına feda etmeden, dosdoğru söylemek zorundadır…
Düzlüğe ancak böyle çıkarız…
Aksi halde biat kültürü hâkim olan düzen partilerinden bir farkı olamaz. Genel Başkana yaranmak, gelmek istediği mevkii kaybetmemek korkusuyla gerçeklerden saparak düşündüğü gibi görünmemek, bir CHP ’liye yakışmadığı gibi ülkenin içinde bulunduğu bu zor koşullarda lüksüde olamaz…
Bunun örneğini 18. Olağanüstü Kurultayda gördük…
Sayın Kılıçdaroğlu’nu 944 delege, Sayın İnce’yi 177 delege aday göstermiştir…
Sandıktan çıkan oylar bu durumu doğrulamamaktadır. Sayın Kılıçdaroğlu, 740 oy, Sayın İnce 415 oy almıştır. Bu durum gösteriyor ki 204 üyenin düşündüğü gibi davranmadığı ve Genel Başkana yaranmak için, aday gösterdikleri halde Sayın İnce’ye oy kullanmıştır…
Gönül isterdi ki bu demokratik tavır aday gösterilme sırasında yapılsaydı…
Öyle veya böyle Kurultay sonuçlanmıştır…
Bu gün yapılacak parti Meclisi seçiminde, senden, benden düşüncesi yerine CHP ’ye iktidar yolunda katkı sağlayacak, Atatürkçü, demokrat ve devrimci kişilerden oluşacak bir karma PM seçilmesini diliyorum…
Zaman kavga, hizipleşme, birbirini kırma zamanı değildir…
Zaman, egoları yenme, birbirini sevme, parti içi demokrasiyi gerçekleştirme, gençlere ve kadınlara yönetimlerde görev verme ve büyük bir azimle iktidara yürüme zamanıdır…
Diliyor ve umuyorum ki bu saatten sonra, partimin harekât tarzı bu olacaktır…
Ülkenin, tam demokratik rejime geçmesi için umut Cumhuriyet Halk Partisi iktidarındır…
Haydi, Atatürk’ün Partisi…
06.09.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet savcısı
Yorum Gönder