“Bizim cenahtan yapılan epeyce saygısızlıklar gördüm”
‘Kral değilim, bırakıp gideceğiz’ dedim…
Abdullah Gül (Çankaya Köşkü veda resepsiyonu- davetliler huzurunda….
“Bir turnusol döneminden geçiyoruz. Neler yazıldığını gördük, neler
söylendiğini duyduk. Ben her şeyi biliyorum. Abdullah Bey, ben
üzülmeyeyim diye interneti kapatıyordu, basın bültenlerini önümden
alıyordu…Neyin ne olduğunu biliyoruz. Abdullah Bey kibarlığından
söyleyemiyor. Kendisine çok yanlışlar, çok saygısızlıklar yapıldı.” Bu
süreçte bazı yaşadıklarımızı, 28 Şubat döneminde bile bu kadarını
görmedik"
First Lady-Hayrünisa Gül (Çankaya Köşkü veda resepsiyonunda, davetlilere…
"Zaman zaman görüyorum, yeni parti falan gibi söylemler. Yeni parti
asla yok. Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yardımcı olacağım”
“Bundan sonra da birikimlerimizi, tecrübemi yine davama, kendi kurduğum
partinin başarılı olması için şüphesiz ki desteklemeye, aktarmaya
çalışacağım”
Andullah Gül (2014…19 Eylül-Kayseri)
NOT(Yorumsuz) “İbreti insan koyar, insanlık alır.” derdi ninem. Alın işte ibret size!...
Bizim edebi geleneğimizde (gidenin) arkasından mersiye yazmak vardır.
Okuyanların, bu mersiyeden, kendilerine ibretler çıkarması beklenir
Geleneğe uyalım istedik biz de. Diyeceklerimiz varsa da o kısa Mersiye’den sonraya bırakalım dedik.
ŞEKVA!...
Bilmezdi gam nedir… Canan idi bu alemde Gül…
Gülistan aşkına, Gül’e meftun idi bilcümle bülbül
Bir sam yeli viran eyledi tacı ve tahtı;
Ne bülbül kaldı çevrede, ne de gülistan…
Kartal kesildi serçeler, bırakınca saltanatı…
Bitti meclis-i yaren, sustu bülbül, yekavaz terkedildi Gül.
“Düşmekle cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten”* denilmiş amma;
Erbab-ı gönül, rütbe-i şahsa sadıkmış meğer;
Döndü devran, bitti deniz; kadr-i kıymetten düşüverdi Gül,
Düşmezdi dillerden Gül aşkına bülbüle naz…Gül’e niyaz
Lal oldu diller, anılmaz oldu kendi Gül’istanında Gül, …
“Ol saltanatın yeller eser şimdi yerinde”
******
*“Düşmekle cevher sakıt olmaz kadr-ü kıymetten” (Ziya Paşa)
Şekva; Şikayet Sakıt: Eksilmek Lal:Dilsiz
*****************
Bu Bölüm Yorumlu!...:
Parti marti değil de “yardımcı olma talebi” takıldı benim kafama. Gülesim geldi.
Ne çabuk “mazi” oluveriyormuş “ dün’ler”.
Beşer’dir şaşar!. Bilirdik amma; ”ne de çabuk; “nisyan ile malul” oluverirmiş beşerin “hafızası!”
İki hafta önce; “Bizim cenahtan saygısızlıklar gördüm” iki hafta sonra,
“cenaha” destek sözü!... Vefa denilen hasletin özü bu olsa gerek!..
“Kral değilim, bırakıp gideceğiz!... dedim”. Ne yani… halefinin böyle
bir eğilimi varda, bu duruşuna karşı tedbir amaçlı kamuya bir mesaj mı
vermek istedin bu söyleminle!?....
Nerden çıktı bu“yardımcı olma!” vaadi-isteği-talebi!?...
İşi saygısızlıklara kadar vardıran cenah, “yardımcı olma” talebini kabul edecek mi!?..
Bir yer açma taleplerinin mesajı olmasın bu!?..Ya da; geri
çekilme-teslimiyet… uzlaşma gözdağı… Hangisi!?...Söylemler arasındaki
çelişki başka sorulara muhatap kılar insanı:
*Yemininizle
tescillediğiniz görevinizdeki tarafsızlık ilkelerinin iktidar lehine çok
kez çiğnenmiş olması bile, “saygısızlıkların” önünü alamamışken, bu
mesajınız o ihtiras barajlarını aşıp Bab-ı Ali’ye Aksaray’lara ulaşır mı
zannetmektesiniz!?..!...
*Beşer hafızasının “unutma kusuruna” sığınarak “yardımcı olma” talebinize olumlu yanıt mı beklemektesiniz?
Bence boşuna!... Biadın, sadakatın, “biraderlik bağlarının” gününde
derilemeyen meyveleri artık hoşaf olmaz!... Zaten hoşaftan anlayanlarca
çoktan paylaşıldı …
Hani; “bundan sonra da…” diye başlayan, ( ki bu
söz “önce” olanları da teyididir) ve “birikimlerimizi, tecrübemi yine
davama, kendi kurduğum partinin başarılı olması için şüphesiz…” diye
devam eden sözleriniz var ya; bu söylemle çiğnenmiş anayasal hak ve
yetkilerden ötürü, “yeminine rağmen, anayasada belirlenen tarafsızlık
ilkelerine uymayan devletin başı…” olarak, yargılayacaktır tarih sizi.
Anayasa Mahkemesi’nden kesin döneceğine inandığınız yasaları bile
onayladınız. Kararların geri dönük işlemeyeceği ilkesinden hükümeti
yararlandırmak adına; yetkinizi kullandınız!..
Hükümetin Çankaya
Noteri sıfatı bile, sevaplarınız hanesine yazılıp, “saygısızlıkların”
önüne perde olamamış, özel takviyeli bunca hizmetleriniz bile takdir
görmemişken; “yardımcılık” vaadiniz “vefa borcu” olarak karşılık bulacak
öyle mi!?..
Hayrünisa Hanım Efendi’nin, gazetecilere dert yandığı o sitem dolu sözleri nereye koymalı!?.. Unutuvermiş görünmektesiniz.…
“28 Şubat döneminde bile bu kadarını görmedik" sözleri, darbeci
suçlamasıyla “hakaret” aramaya yeterdi bu cümle bir başkasının ağzından
çıksaydı!... Sevildiğinizi bilin!...
- Sizin düşürüldüğünüz bu
durumların zerreciğini, bir empetiyle halkınız üzerinde de görmeyi
aklınızın ucundan geçirdiniz mi hiç!?.. Öküz ölüp, ortaklık bitince,
sizin adınıza ortaya döküverdiğiniz gerçekler düşündürmüyor, güldürüyor
bizi!...
O kazandıkça herkesin, kaybettiğini artık anladınız sanmıştık!... Söylemleriniz yanılttı bizi.
Anlıyoruz ki, halkın sokaklarda attığı“sustukça sıra sana gelecek!.” naralarından hala bir sonuç çıkaramamışsınız...
Komik!... Beklide acınası bir durum!...
First Lady’nin omzuna; el teması ile; “yeter” ikazını görünce…güldüm. Üzüldüm mü yoksa!?.
Mazide kalan First Lady’nin, “intifada başlatıyorum!” sözleri ile,
mazide kalan First Man’in “Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yardımcı
olacağım” sözlerinin, beynimde buluştukları o komik anı yeniden yaşıyor
ve çok gülüyorum!...
First Lady tarafından sıkılmayan o iki elin
sahiplerinden özellikle ikincisinin Sayın Gül için “cumhurbaşkanlığı son
nokta olmalı sonra balık avlanmalı” tavsiyesine rağmen “yardımcılık”
talebini tek karede düşününce... çok ama çoook gülüyorum!...
Ahmet
Hakan’ın “Hayrunnisa GÜL'ÜN ASKERLERİYİZ” sloganına ve FUAT AVNİ
Hayrunnisa GÜL OLMASIN? Kuşkulu sorusuna çok ama çoook gülüyorum.
Neylersiniz; ağlanacak halimize gülmek, bizim fıtratımızda var!...
******
Ağlanacak halimize güldüğüm için de, ayrıca, çok ama çooook utanıyorum!...
*
23 Eylül 2014
Mehmet Halil Arık
Emekli eğitimci- DENİZLİ (mehmethalilarik@gmail.com)
Yorum Gönder