Atatürk Hava Limanı - Türkkaya Ataöv

İstanbul birkaç yüzyıl öncesinde tüm dünya kentlerinin kraliçesiydi. Londra kişiliğini çok sonra kazandı. Başkent Vaşington 19’uncu yüzyılın başında bile bir çamur deryasıydı. Büyük Petro kendi adını taşıyacak kentte iki odalı gecekondusunu kıyıya henüz kondurmuştu. Mekke ve Medine gibi kentler ortaçağın alışılmış yerleşmelerinden öte değildi. İstanbul’un Ayasofya ve Süleymaniye Camii gibi geçmişindeki ululuğu bir yana, yeni havaalanına da göklerin fethini gereği gibi değerlendirmiş olan Atatürk’ün adı haklı olarak verildi. Onun seçip görevlendirdiği Sabiha Gökçen de dünya tarihinin ilk kadın savaş pilotudur.

Bu hakkaniyet bir yana, tarihin en başarılı, en önder yetenekli ve en çağdaş devlet adamının küresel çaptaki adı bir havalimanına sığmayacak ölçüde büyüktür. Hem de çok büyüktür, ama o ad bir yere verildi mi, oradan ne kaldırılır ne de etkisizliğe itilir. Fiilen kaldırılacağına ilişkin yaygın bir yorum var. Bu doğruysa (umalım ki yanlıştır) şunları anımsatmak ve karşı çıkmak boynumuzun borcudur.

Eşsiz Atatürk, Asya, Afrika ve Latin Amerika anakaraları halklarının yapamadıklarını, bizler için hem savaşta hem diplomaside başarmış, işgalci Yunanla ardındaki büyük devletleri darmadağın etmişti. Sakarya zaferinden sonra sömürge Bengal’in dev ozanı Nazrul İslam’ın “Kemal Paşamız” adlı kitap uzunluğundaki destansı şiirine ilişkin yazıyı 1953’te ilk kez ben yayımlamıştım. O konuda Dakka’da yaptığım konuşmaya Bangladeş Cumhurbaşkanı ve Başbakanı da gelmişlerdi. Oranın başkenti ile havaalanı arasındaki uzun Mustafa Kemal Atatürk Caddesi’ni Süleyman Demirel açarken ben de oradaydım. Hindistan’da da, Pakistan’da da M. Kemal Atatürk caddeleri var. İstanbul havaalanından 5 bin kilometre uzağa gidin, oralardaki koca anakaralarda binlerce Mustafa Kemal adında kişi yaşıyor.

Bunlardan Keşmir’de Sağlık Eğitimi Bakanı “Mustafa Kemal Paşa” ile odasında konuştum. 10 Kasım 1938’de doğmuş, Türkiye’deki kötü haberi işiten babası Keşmir Birinci Bakanı Ş. Abdullah ona hemen bu adı vermişti “Paşa”sıyla birlikte.
Başarı, iyi niyet ve alçakgönüllülükte benzeri olmayan yüce Atatürk tüm yaptıklarıyla Gandhi, Nehru, Nasır, Burgiba, Kenyatta ve benzerleri gibi devlet kurucularını etkilemişti. Tümüne umut vermiş simgeydi. Cezayir halkı Fransız sömürgeciliğine karşı savaşırken şimdiki başkentin dar Kazbah sokaklarındaki yerli evlerinde onun resimlerinin asıldığını Afrika’da öğrenmiştim. Delikanlılığında bir arslanla silahsız boğuşup onu öldüren, sonra da Kenya’yı kuran Kenyatta, basın toplantısında Atatürk’ü örnek aldığını söylemiş, bu hakkaniyetin altını oranın ünlü gazetesinde bastırdığım yazıda da çizmiştim. Atlantik ötesinde Küba’da Atatürk’ün koca büstünü büyükelçimizle birlikte gördük. Londra’da Mareşal Montgomery gibilerini yetiştirmiş olan (tek) Sanhurst kurmay okulunda Atatürk’ün Çanakkale’deki resmi duvarda asılı.

Atatürk’ün görkemli heykeli Avustralya’da bile var. Şehit düşen Azakların analarına hitap eden sözleri orada kabartmalar olarak duvarlara kazılmış. 1915’te Çanakkale’ye doğru hareket eden 30 bin askerli 40 Britanya savaş gemisinin yola çıktığı Albani Limanı’nın adı şimdi ne biliyor musunuz? “Atatürk Girişi”!

Lütfen ciddi olalım. Atatürk’ün adı, seçkin varlığı, yaratıcı kişiliği, benzersiz başarıları, dünyaya yayılmış simgesi ve kaynak adamlığı ortadan kaldırılamaz. Hiçbiri Atatürkçülükle çelişmeyen birtakım çalışmalarımdan ötürü, çoğu yurtdışından, (sanırım 18) ödül aldım. Bizlerin (hepimizin) en büyük ödülü Atatürk’le aynı ulusa doğmuş olmaktır. Özgürlüğünü ülkemize kazandırdığı kentte adını hele havalimanından silmeyi ya da etkisizleştirmeyi düşünmek bile aymazlıktır.

Türkkaya Ataöv/ Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget