Bu kaçıncı cinayetiniz? - Güner Yiğitbaşı

Rezidans inşaatında vukubulan asansör faciasında ölen on işçiden sonra, lüks ve rantdan nemalanan AKP iktidarına buradan soruyoruz, bu kaçıncı cinayetiniz?

Bu kaçıncı cinayetiniz? - Güner Yiğitbaşı
Mecidiyeköydeki AVM ve Rezidans inşaatında vukubulan asansör faciasında ölen on işçiden sonra, lüks ve rantdan nemalanan AKP iktidarına buradan soruyoruz, bu kaçıncı cinayetiniz?

Son altı ay içinde, Soma maden ocağında, Devletin denetim görevini yerine getirmemesi nedeniyle, göz göre, göre ve  pisi, pisine ölen 301 maden işçisinin ardından, Mecidiyeköydeki AVM ve Rezidans inşaatında çalışırlarken, yine denetimsizlik nedeniyle, yere çakılan inşaat asansöründe on işçimizin daha hayatlarını kaybetmeleri, halkımızı derinden üzmüş, ancak, temel olarak Devletin ilgili birimlerinin gerekli denetimleri yapmamasından kaynaklanan ve    işçi ölümleriyle sonuçlanan bu facialar, hala, AKP iktidarının aklını başına getirmemiştir.

Ülkemiz, iş ve işçi güvenliğinin yetersizliği ve işçi ölümleri dalında, Avrupa birinciliğini elinde tutmaktadır.

Türk halkının unutkanlığı, bu tür olaylara karşı saman alevi gibi gelip geçen duyarsızlığı, bu tür faciaları siyasal iktidarın günah hanesine yazarak seçimlerde dikkate alma alışkanlığına ve olgunluğuna henüz ulaşamamış olmaları, muhalefet partilerinin de bu tür faciaları gündemde tutarak sürekli olarak iktidarın önüne sürme becerisini gösterememeleri,  bu kadar işçinin kanı üzerlerindeyken, iş başındaki siyasal iktidarın, seçim üzerine seçim kazanmaya devam etmesi, seçmenlerin, oylarıyla siyasi iktidardan hesap sorma becerisini kazanamamış olması, ülke olarak, bu işçi ölümlerindeki  birinciliğimizi daha  uzun süre elimizde tutacağımızı ortaya koymaktadır.

Başbakan Ahmet Bey'in, on işçimizin yere çakılan asansör içinde hayatlarını kaybetmelerinden sonra, apar topar, işçilerimizi şehit ilan etmesi, bu facia sebebiyle içine düştüğü telaşı, çaresizliği ve suçluluk duygusunu açığa vurmaktadır. Ahmet Bey, kimlere şehit denileceğini, ölen işçilerimizin şehitlik mertebesine ulaşmadıklarını hepimizden iyi bildiği halde, halkımızın ve ölenlerin yakınlarının gözlerini boyamak,onların acılarını hafifletmek, bir nebze olsun kendi sorumluluklarını perdelemek amacıyla,  ölen işçilerimizi şehit ilan etme şaşkınlığı ve aymazlığı içine girmiş ve sözüm ona işin peşine düşerek bu facianın sorumlularını ortaya çıkarma konusundaki kararlığını göstermek amacıyla, kendisine bağlı Başbakanlık Teftiş Kurulunu görevlendirmiştir. Yine, her zaman olduğu gibi, facia olmadan önce değil, faciadan, insanların ölümlerinden ve testinin kırılmasından sonra, gerekli soruşturma ve denetim kekanizması işletilmeye başlanmış, bazı şeyler,Türk'ün aklına yine sonradan gelmiştir.

Bu facia da göstermiştir ki, AKP iktidarı; ekonomide başarısızdır, özel sektör üzerindeki denetim görevini yerine getirmekte ve dolayısıyla da, iş ve işçi güvenliğini sağlamakta çok başarısızdır.

AKP iktidarı ve düne kadar onun dümeninde bulunan Tayyip Bey; ülkenin parasal kaynaklarını, lüks gökdelen,AVM ve rezidanslara yönlendirerek,  toprağa gömmekte, Türk sermayesi ve halkının birikimleri, üretime yönlendirilmemektedir.Üretime yönelik yatırımlar yapılamadığı için, işsizlik önlenemediği gibi, dış ticaret açık vermekte ve sıkışan  hazineye taze para girişi sağlamak amacıyla, kamuya ait araziler, AKP yandaşı sonradan görme zengin ve türedi mütahitlere satılarak, karşılığında da, bu mütahitlere yasadışı imar avantajları sağlanarak, Toki onayları verilerek ve kamu yararı avantajları sağlanarak, iş ve işçi güvenliğinden yoksun ve  kontrolsuz bir şekilde inşaat yapmalarına ve İstanbul'un tarihi silüetini bozmalarına onay verilmektedir.

İstanbul, adeta bir gökdelenler şehri haline getirilmiş, Newyork'u dahi geride bırakmış, alt yapısı ve trafiği ile yaşanmaz bir kente dönüştürülmüştür. Bize göre, İstanbul'un bu hale getirilmesinin baş sorumlusu da, uyguladığı politikalarla Tayyip Bey'in ta kendisidir.

Çok afedersiniz, “imam osurunca cemaat sıçar” diye anlamlı bir söz vardır hani.

Tayyip Bey'e bakıyoruz, o kadar uçak filosuna rağmen, yaklaşık 500 milyon TL'ye, uçan saray diyebileceğimiz yeni bir uçak alıyor, Çankaya Köşküne rağmen, daha Cumhurbaşkanı seçilmeden iki sene önce, kendisinin Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde kullanacağı  milyonlarca lira değerinde görkemli bir Cumhurbaşkanlığı Sarayı yaptırıyor. Tayyip Bey'in bu lüks ve gereksiz icraatları, kendisinin içine düştüğü lüks merakını açıkça ortaya koyuyor, teşbihte hata olmaz, imama bakan zengin cemaat de, lüks rezidanslarda oturmak için, temellerinde  işçilerimizin kanları bulunan rezidansları kapışma yarışına giriyorlar.

İstanbul'umuzu, İstanbul olmaktan çıkaran ve yaşanmaz kılan, lüks gökdelen, AVM ve rezidanslar uğruna, işçilerimizin hayatlarını hiçe sayan herkese  lanet olsun.

09/Eylül/2014
Güner YİĞİTBAŞI  
İzmir Barosu Üyesi Avukat

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget