“PKK’lıların,
Bitlis-Diyarbakır karayolu üzerindeki polis noktasına roket ve uzun namlulu
silahlarla saldırıları sırasında, takviye ekibini taşıyan zırhlı araç devrildi,
meydana gelen kazada 5 polisimiz yaralandı” dediler bizlere.
Ardından 3 canı kaybettiğimizi öğrendik.
Biliyorsunuz bir gün önce de
Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde akşam saat 23.00’da 2 polis aracına yönelik
gerçekleştirilen saldırıda 1 polisimiz ölürken, 2 polisimiz de yaralanmıştı.
Halen hastane köşelerinde canları ile uğraşıyorlar.
***
Şu birkaç aydır gerek
askeri, gerek polise ait kaç araç nasıl oluyor da kaza ile devriliyor?
Bunların hiç birisinin kaza
olduğuna inanmıyorum.
Bizlere karşı kaza süsü veriliyor ve evlatlarımız
pisipisine kalleşçe öldürülüyorlar.
Türk Milleti galeyana gelmesin diye saklanıyor bence.
Suç sadece bu cani katil
sürüsünde değil tabi.
Onlara her türlü tavizi veren ilk önce AKP
iktidarında sonra halen iktidarla işbirliği içinde bölünmeyi destekleyen YCHP
ve MHP dedir
***
Askere ve polise emir
verilmiş;
“Aman açılımına zarar gelmesin ne yaparlarsa sadece
seyredin.”
Olacak iş midir bu yani?
Sabır taşı olsa çatlar be!…
Askeri taşlarlar, yol
keserler, mahkeme kurarlar, okulları, kutsalımız olan bayrağımızı, devletimizin
kurucusu ulu önderimizin heykellerini yakarlar, çocukları, askerleri, işçileri
kaçırırlar, şantiyeleri basıp iş olanaklarını yakıp yıkarak kullanılmaz hale
getirirler, hangisini sayayım?
Sanki oralar bizim
toprağımız değil de işgal etmişiz havasında senin devletin, benim devletim
derler.
Askerlerimizin oralarda, biz
vatanseverlerin buralarda sinirden psikolojimiz altüst oldu ve dünya dar
gelmeye başladı.
Meydanı boş bulan hainler
her istediklerini yapacaklar ve bizler sadece seyredeceğiz.
Açılımınız da siz de batın inşallah!
***
Aslında Türk askerine
savaşma izni verilse pire gibi ezerler bu şerefsizleri. Bunu hainlerde biliyor,
yedi düvelde.
Meydanı boş bulan hainler
var ya, aslında erkek gibi askerimizin karşısına çıkamazlar.
Ödlektirler çünkü.
Ancak kalleşçe arkadan
vurmayı ve pusu kurmayı iyi becerirler.
Olanlar karşısında askeri güçlerimizin
elini kolunu bağlamak hainliktir, alçaklıktır. Onların şehit olmalarını
istemektir, bile bile öldürtmektir. Askerîn gururu ile oynamaktır.
Buna hiç kimsenin hakkı
yoktur, kendinize gelin beyler!
Tarih karşısında suç
işlenmektedir.
Dünyanın hangi ülkesinde
teröre karşı gelinmez ve terörle mücadele edilmez?
Neyin açılımı ve neyin
barışıdır bu?
Barış iki ülke arasında
çıkan mütareke ile yapılır.
Biz kiminle savaşıyoruz?
Kendi ülkemizde başkaldıran
eşkıya ile mi?
Bu durumda Cumhuriyeti
kuran parti CHP’nin dut yemiş bülbül misali suskun ve bu süreci destekler
olması büyük kitleleri çılgına döndürmektedir.
Aman açılıma zarar
gelmesiymiş!
Açılımınız batsın emi?
İnsanın inanası gelmiyor.
Atatürk’ün kurduğu partiye bakın
eşkıyaya sahip çıkıyor neredeyse.
***
Bu kadar taviz ve suskunluk
karşısında şımaran terör örgütü de azdıkça azıyor.
Hele bakın neler diyorlar;
Terör örgütü yöneticisi
olduğunu söyleyen Mustafa Karasu denen soytarı;
“Ya çözüm olacaktır ya da Kürt halkı bu
mücadeleyi yürütecektir, sürdürecektir. Yapılanlar uyarı niteliğindedir.
Suruç’ta kıyametin koparılması
gerekiyor. Sadece Suruç’ta değil Van’da, Diyarbakır’da, Ağrı’da, Muş’ta,
Tunceli’de, Bingöl’de kıyamet koparılmalı” diyor
Halkı nasıl kışkırttığını
görüyor musunuz?
***
Bunca askerimizin, polisimizin
öldürülmeleri;
Uyarı amaçlıymış!
Oysa bunlar katil ve cani sürüsü,
kalleşler, korkaklardır.
IŞİD’ den tek farkları kafa
kesmiyorlar.
Topunun Allah Belasını versin.
(Ulan biz sizi bir çözeriz
ki feleğinizi şaşırırsınız ya! Siz dua edin Tayyip’e!)
***
HDP Eş başkanı Demirtaş
Washington’da Kobani’nin düşmek üzere olduğunu ve kentte büyük bir katliam
yaşanacağını söyleyerek Türkiye’yi olayları seyretmekle suçluyor ve ;
“Lafa gelince, biz Kürtler ve Türkler
etle tırnak gibiyiz diyenlere seslenmek istiyorum. Bugün kardeş miyiz değil
miyiz onu ölçme günüdür” diyor.
Yahu bunlar ne utanmaz,
arlanmaz insanlar be!
Sana sormak gerek şimdi tam
sırası Selahattin Bey.
İnsan kardeş dediğine pusu
kurar mı?
Devletine başkaldırır mı?
Askerini, polisini sırtından
bıçaklar mı?
İşine gelince kardeş, işine gelmezse
düşman!
Neymiş efendim IŞİD’e karşı çıkan
unsurlarla birleşeceğiz takviye edeceğiz.
Bunun anlamı Türk Ordusu PKK
ile yan yana savaşarak PKK ve PYD’yi destekleyecek.
Binlerce vatan evladımızı
kalleşçe şehit etmişler, halen yapmadıkları yok ve yardım istiyorlar.
Hadi canım sen de, ne senden
ne de senin gibilerden kardeş olmaz.
Aslında Tayyip karışmayacak,
varsın ikisi de birbirlerini yesinler dünya bu mikroplardan kurtulur ne güzel.
Ne var ki insanı üzen arada suçsuz insanların telef olmalarıdır.
***
Doğu ve Güneydoğu’da eşkıya hüküm
sürmeye başlamış, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu HDP Washington
temsilciliğinin düzenlediği toplantıya katılıyor. Bir basın mensubunun
sorusuna; devletin Öcalan’la Kürt sorununun çözümü hakkında konuştuğunu
biliyoruz da milyonlarca seçmenimiz olmasına rağmen bu süreç hakkında bir şey
bilmiyoruz diyor.
Bu kadarına pes!
Avrupa Yerel Yönetimler
Özerklik şartnamesine Türkiye’nin koyduğu çekincenin kaldırılmasını istiyormuş.
Sen CHP li misin yoksa PKK li misin?
Sormazlar mı adama?
***
Öte yandan PKK tehditlerine
karşın muhalefet partilerinden beklediğimiz sert yanıtı AKP Genel Başkan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan yapıyor.
“Senin bir şey yapmaya gücün yetiyorsa
git işini yap. Türkiye’ye niye meydan okuyorsun? Var mı bir gücün? O zaman niye
Türkiye’den yardım istiyorsun? Uçmayı bilmiyor, çıkmış çatıya konuşuyor. Sen
konuşacağına, git o zaman orada mücadele et”
Başımıza bu işleri açan
kendileri değilmiş gibi konuşuvermiş. Şimdiye kadar besledikleri, koruma altına
aldıkları IŞİD belasına bir gün olsun terörist diyemediler, PKK’nın hemen hemen
her istediğini yaptılar Türkiye bölünme noktasına geldi, işler çığırından
çıkmaya başladı.
Şimdi güya posta atıyorlar.
Neden acaba?
Neden acaba’ nın cevabı eski
başbakan Erdoğan’ın (Dünya Ekonomik Forumu) açılış toplantısındaki konuşmasından
geldi;
"Ey dünya, IŞİD gibi bir terör
örgütü çıkınca ayaklanıyorsun da, PKK gibi bir terör örgütü ortadayken niye
ayaklanmıyorsun? Orada niye sesin çıkmıyor, ona karşı niye bir ortak mücadele
verelim demiyorsun” diyor.(Günaydın
be eski başbakan günaydın!)
Aman Allah’ım! Neler
duyuyoruz.
Ya Erdoğan’ın başına taş düştü ya da
dünyanın sonu geldi.
Böyle düşünenler olabilir
elbette ama Erdoğan sıkışık durumda hem kendi ikbalini hem de Türkiye’yi ateşe
attığının farkına varınca feryada başladı.
Bundan böyle neler olacak
bekleyip göreceğiz.
Yorum Gönder