Milli takımımız, 2016 Avrupa Kupası eleme maçlarından olan İzlanda ile oynadığı son maçta, İzlanda'dan üç gol yiyerek mağlup olmuştur.
Milli takımımızın ve kulüp takımlarımızın, uluslararası arenadaki başarılarının ülkemizin tanıtımında önemli bir rol oynadığı, inkar edilemez bir gerçek ise de; ülkemizde, bu role gereğinden fazla önem verildiği ve abartıldığı, milli takımın başarısı için, Futbol Federasyonumuzun Fatih TERİM takıntısı ve basından örendiğimize göre, Fatih TERİM’e ayda 400.000 Euro maaş ödenerek, bu yoksul halkın vergileriyle oluşan paraların çarçur edilmesine rağmen, bir türlü başarıya ulaşılamaması nedeniyle, artık, milli takımın yenilgilerine sevinir hale geldiğimizi itiraf etmek istiyoruz.
Ülkemizin tanıtımının tek yolu, bir türlü yakalayamadığımız, futboldaki başarılar değildir. Ülkemizin, amatör sporlarda elde edilecek olan başarılarla, yeni buluş ve keşiflerle bilimsel olarak, edebiyat ve diğer sanat dallarındaki başarılı yapıtlarla sanatsal olarak tanıtılması da mümkün olup, bu alanlarda, bilim adamlarımızdan, amatör sporcularımızdan, genç beyinlerimizden ve sanatçılarımızdan esirgediğimiz desteği, meşin yuvarlaktan esirgememek, anlaşılır gibi değildir.
Ülkemiz, demokrasi ve özgürlükler alanında sergileyeceği üstün performans ile de, pek ala tanıtılabilir. Ama, iş başındaki AKP iktidarı tarafından, ileri demokrasi olarak sunulan bugünkü demokrasimizin ve özgürlüklerimizin perişan haline baktığımızda, bu alanda da ülkemizi öne çıkaramadığımızı görüyoruz.
Bu vesileyle, 11/10/2009 tarihinde yazmış bulunduğumuz, “FATİH TERİM VE BAZI GERÇEKLER” başlıklı makalemizi, aşağıda aynen yayınlama gereği duyuyoruz.
“Fatih Terim, Galatasaray Spor Kulübündeki başarılı futbolculuk hayatına nokta koyduktan sonra, futbol hayatına teknik direktör olarak devam etmiş ve bir süre diğer futbol kulüplerimizde görev yaptıktan sonra, oyunculuk yaptığı Galatasaray Kulübünde teknik direktörlüğe getirilmiş ve bir ilk olarak, bu kulübümüzün, Avrupa Kupalarında şampiyon olması, Fatih TERİM' in teknik direktör olduğu döneme rastlamıştır.
Fatih TERİM' in, Türk futbolu için bir ilk olan bu başarıdaki katkısı göz ardı edilemez ise de, bu başarıda, tek aktörün Fatih TERİM olmadığı, bu başarıda; zamanın futbolcularının da bireysel üstün özelliklerinin ve bu bireysel üstünlüklerini, kolektif futbola yansıtabilmeleri faktörünün de, en az Fatih TERİM kadar etkin olduğu bir gerçektir.
Ancak, millet olarak, siyasette olduğu gibi futbolda da, kolektif değil, futbolcuları dışlayıp, bireysel olarak, teknik direktör ağırlıklı ve eksenli düşünmemiz nedeniyle, tüm başarısızlıkları ve başarıları, takımın lideri konumundaki teknik direktörlere mal etmeyi alışkanlık haline getirdiğimiz için, Galatasaray futbol takımının Avrupa kupalarında elde ettiği şampiyonluk başarısı, maalesef, ağırlıklı olarak, teknik direktör Fatih TERİM' in aktif hanesine yazılmış ve Fatih TERİM, bazı fanatik kesimlerin ve gazetecilerin de gazına gelerek, biraz karakterinin de müsait olması nedeniyle, egosuna yenilerek, kendisinin, Türkiye'nin eleştirilemez ve tartışılamaz en üstün teknik direktörü olduğuna inandırılmış ve kendisine imparator lakabı takılmıştır.
Fatih TERİM; bu abartılı başarının ardından, ülkemiz sınırlarının kendisine dar geldiğini düşünerek, dışarıya açılma lüzumunu hissetmiş ve herkesin bildiği gibi, İtalyan takımlarından, önce Fierientino daha sonra da Milan futbol takımlarında kısa süreli teknik direktörlük denemelerinden sonra, Milan tarafından tek yanlı olarak görevine son verildikten sonra, Galatasaray futbol kulübümüz tarafından, takımı şampiyon yapan başarılı ve yabancı teknik direktörünün işine son verilerek, tekrar Galatasaray futbol takımının teknik direktörlüğüne getirilmiştir.
Kendisine, İmparator lakabı da takılan Fatih TERİM, İtalya macerasından sonra, ikinci kez teknik direktör olarak başına getirildiği Galatasaray Futbol Kulübünde, bu kez kendisinden beklenen başarıya ulaşamamış ve Galatasaray'dan ayrılarak, değişik dönemlerde Türk Milli Takımının başına teknik direktör olarak getirilmiştir
Türk Milli Takımında teknik direktörlük yaptığı dönemlerde, şansa dayalı son dakika golleriyle elde edilen kısmi başarılar dışında, açık ve net hiçbir başarıya imza atamayan Fatih TERİM; Türk Milli Takımının teknik direktörü sıfatıyla almakta olduğu aylık ücretinin, ülkenin ekonomik ve sosyal koşullarının ve geçim standardının çok üzerinde olması nedeniyle, bizce de haklı ve yerinde olan büyük eleştiriler almış, bu eleştiriyi yapanlardan sadece birisi olan bir milletvekiline verdiği, “ ülkemizde 550 tane milletvekili, ancak bir tane Fatih TERİM var” cevabıyla, kendisini, ülkenin paha biçilmez ve vazgeçilemez yegane teknik direktörü olarak gören ruh halini açığa vurmuştur.
Türk Milli Takımının, yöneticileri, teknik direktörü ve futbolcularıyla arzuladığımız başarıya bir türlü ulaşamamasında; Türk Ulusu ve spor basını olarak, sporu, başarısı ve başarısızlıklarıyla, sadece bir spor olarak değil, adeta bir ölüm kalım mücadelesi olarak görmemiz ve her maça mutlak kazanmak iradesiyle çıkarak, yenilginin de, spor ' un bir gerçeği olduğunu bir türlü kabul etmememiz, kötü oyuna rağmen maçın sonunda bir şans golüyle elde ettiğimiz galibiyeti dahi, “zafer”, mağlubiyeti ise “ hezimet” olarak abartma alışkanlığımızın, etkin bir faktör olduğunu değerlendiriyoruz.
Bu abartı ve mutlak galibiyet beklentisinin, Milli Takımımızın futbol yöneticilerinin, teknik direktörünün ve futbolcularının psikolojilerini olumsuz yönde etkileyerek, başarısızlıklarda önemli bir rol oynadığını düşünüyoruz.
Milli takımın, özel sektör olan kar amaçlı kulüp takımları ile bir tutularak, takımın her başarı ve galibiyetinden sonra, özellikle ULUSOY yönetimi döneminde, prim olarak teknik direktör ve futbolculara azımsanmayacak miktarlarda maddi bir karşılık verilmesi alışkanlığının yaratılmasının ve teşvik edilmesinin, başarılı olmak için, vatan sevgisine ve amatör bir ruha ihtiyaç duymaları gereken Milli Takım futbolcularını, ulusal bir görev yaptıkları bilincinden ve gerçeğinden uzaklaştırdığını düşünüyoruz.
Fatih TERİM gerçeğine tekrar dönecek olursak; Galatasaray futbol takımının başında iken elde ettiği Avrupa Kupası başarısını tüketmesine ve bu başarıya bir yenisini ilave edememesine rağmen, bazı fanatikleri tarafından, mazide kalan bu eski başarısından dolayı, halen, ülkenin en başarılı ve yegane teknik direktörü olarak algılanan TERİM, futbolcu seçiminde gösterdiği hissi davranışları, takım tertibi, eleştiri kabul etmeyen basına yönelik antidemokratik tavırları, maçlardaki hakemlere yönelik ve Türk Milli Takımı' na zarar veren agresif davranışları, son Dünya Kupası eleme grubu mücadelesinde, en zayıf grupta mücadele etmemize rağmen, milli takımı gruptan çıkararak Dünya Kupasına götürememesi nedenleriyle, yıpranmış ve açıkça başarısız olmuştur.
Bu nedenle, basından öğrendiğimize göre, Ermenistan ile yapacağımız son grup eleme maçından sonra istifa edeceğinin sinyallerini veren Sayın Fatih TERİM' in doğru ve zamanında almış olduğu bu istifa kararına saygı duyulmasını, Fatih TERİM' in daha fazla yıpranmaması için, bazı fanatiklerinin gazına gelmeden, bu istifa kararının yürürlüğe konulmasını diliyor ve bekliyoruz. 11.10.2009”
Ne kadar acı değil mi?
15/09/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder