Haspaya Yakışıyor Doğrusu - Güner Yiğitbaşı

Haspaya yakışıyor doğrusu diye ifade edebileceğimiz bir laf vardır.

Kenar ve fakir mahalle kızı, mahalleden yoksul bir delikanlı ile arkadaş olur,gönül ilişkisine girer ve masum bir şekilde elele tutuşurlar, mahalleli bunu görür, hemen  dedikodular yayılmaya başlar, mahalleli yargısız infaz yapar ve  genç kızın adı, çok afedersiniz, orospuya çıkar, genç kız yer yarılsa da içine gersem der.

Aynı şey, zengin ve sosyetiklerin, sanatçı geçinenlerin yoğun olarak yaşadıkları semtlerde yaşanır, iş, elele tutuşmanın da ötesinde, son kerteye kadar ulaşır, gayrimeşru çocuk doğurmaya kadar gider, magazin medyasında günlerce dile getirilir, seviyeli bir beraberlik olarak tüm toplum tarafından benimsenir, haspaya yakışıyor denir ve güler geçilir, doğan çocuğun ilk fotoğraflarının medyada yayınlanması merakla beklenir.

Olan kenar mahallenin yoksul kızına olur, duygularının dürtüsü ile kurduğu masum bir arkadaşlık dahi, kendisine çok görülür ve ağır eleştirilere maruz kalır, zengin ve sosyetik mahallenin haspasına yakıştırılan ve hoş görülen davranışın milyonda biri toplum tarafından ona çok görülür.

İşte, dün ( 28/8/2014) Meclisteki Cumhurbaşkanı yemin töreninde yaşanan ve CHP Grup Başkan Vekilinin; hükümleri, sürekli olarak,AKP iktidarı tarafından çiğnenerek ayaklar altına alınan Anayasa ve İçtüzük Kitapçığını, fiziken yere fırlatması olayı, kenar mahalle ve gecekondu kızının başına gelenler gibi, büyütülür de büyütülür ve bu eylem, televizyonların özel tartışma pogramlarına konu edilerek, eleştiri oklarının CHP 'ye çevrilmesine neden olur.

Bugün, ülkemiz siyasetinde, AKP'ye tanınan hoşgörü ve kredi; yemediği halt kalmadığı halde, toplumun, haspaya yakışıyor doğrusu diyerek gülüp geçtiği, zengin ve sosyetik mahallelerin genç kızlarına karşı gösterilen engin hoşgörüdür.

AKP iktidarının, kendi elleriyle yaratıp büyüttüğü cemaatin, yargı ve emniyet kadrolarını eline geçirmesine göz yuman, cemaate, “ne istediniz de vermedik” diyerek sitemde bulunan Tayyip Bey'in; 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarıyla, cemaatin kendi iktidarına da yönelmesi üzerine, bir zamanlar işbirliği içinde olduğu cemaati illegel parelel yapı olarak ilan etmesini,

17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturması üzerine,bu soruşturmaların AKP iktidarının dört bakanına da uzanması nedeniyle, dört bakanın istifa etmek zorunda kalmalarını ve bu istifalarla, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının daha da ciddiyet kazanmasını, Çevre Bakanının istifa ederken, “Ne yaptıysam, Başbakanın emir ve talimatlarıyla yaptım.Başbakanın da istifa etmesi gerekir” şeklindeki itirafa yönelik beyanlarını,

Dört bakana yönelik yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla ilgili olarak düzenlenen savcılık fezlekelerinin,Mecliste başına gelenleri ve Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce, bu konuda kurulan Meclis Araştırma Komisyonunun  çalışmaya başlamasının engellenmesini ve fezlekenin sudan sebeplerle yeniden savcılığa iade edilmiş olmasını, AKP iktidarı tarafından bu şekilde yolsuzlukların üzerinin örtülmeye çalışılmasını,

Anayasaya göre, Türkiye Cumhuriyetinin, vatanı ve milletiyle bölünmez bir bütün olmasına rağmen, ülkenin Güneydoğusunun fiilen bölünerek, orada PKK örgütünün gözetiminde paralel bir devlet yapısı oluşturularak, Anayasanın çiğnenmesini,

AKP iktidarının zaafiyeti ve çözüm süreci aldatmacasıyla fiilen bölünen ve devletin hakimiyetinden ve otoritesinden eser kalmayan Güneydoğuda, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk başkanı ve Cumhurbaşkanı Atatürk'ün heykellerine haince saldırılar yapılmasına, AKP iktidarı ve yandaşlarınca göz yumulmasını ve bu saldırılara karşı sessiz kalınmasını,

Anayasamızın koruması altındaki bir devrim yasası olan Öğretim Birliği Yasasına göre laik eğitime geçilmesine, sadece ülkenin din adamı ihtiyacını karşılamak ve imam yetiştirmek amacıyla sınırlı olarak ve okul adı altında kurulan ve AKP iktidarından önceki iktidarlar tarafından meslek lisesi adı verilerek, yüksek öğrenime öğrenci yetiştirme mertebesine çıkarılan İmam Hatip Liselerinin, sayıca, ihtiyacın üzerine çıkarılmasını ve bu şekilde, laik eğitimden dini eğitinme doğru bir geri gidişe hız kazandırılmasını,

Tayyip Bey'in, Cumhurbaşkanı seçildiğinin kesinlik kazandığının Yüksek Seçim Kurulu tarafından Meclis Başkanlığına bildirilmesine ve düzenlenen mazbatanın Meclis Başkanlığına teslim edilmesine rağmen, kesin seçim sonucunun, Resmi Gazetede ilanının kasten 12 gün ertelenerek, seçilmiş Cumhurbaşkanı Tayyip Bey'in Anayasa hükmünü çiğneyerek, partisi ile ilgisini kesmeyip AKP Genel Başkanlığına, Milletvekilliğine ve Başbakanlığa devam ederek, AKP'nin Olağanüstü Kongresine AKP Genel Başkanı sıfatıyla katılıp siyasi nutuk atmasını, parti genel başkanını kendi iradesiyle belirlemesini, bu açık Anayasa ihlaline de sessiz kalınmasını,

Cumhurbaşkanı olarak kurumlar arası uyumu sağlamakla görevli olan Tayyip Bey'in, yeni bir beyaz sayfa açalım, ben herkesin, 76 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım diyerek attığı nutukları unutarak, adli yılın açılışı törenine Türkiye Barolar Birliği Başkanı gelip konuşursa, ben törene katılmam demek suretiyle, Barolar Birliği Başkanını 76 milyondan dışlaması ve,ya ben, ya Türkiye Barolar Birliği Başkanı restini çekmesi ve  bir tercih yapmaya zorlanan Yargıtay'ın, doğru tercihi yaparak, Türkiye Barolar Birliği Başkanına adli yıl açılış töreninde konuşma imkanının tanınması üzerine, Tayyip Bey ve yandaşlarının, Yargıtay'ı cemaatçi ve  haşhaşi olmakla itham etmesini,

AKP iktidarı ve her kesimden yandaşları olarak, görmezlikten gelecek ve üç maymunu oynayacaksınız, bu rezaletleri hiç eleştirmeyip sineye çekecek ve normal, etik ve hoş davranışlar olarak göreceksiniz, buna karşılık olarak da, CHP Meclis Grubunun, haklı olarak, Tayyip Bey'in; daha Cumhurbaşkanlığı görevine başlamadan sergilediği eylem ve söylemleriyle, yapacağı Cumhurbaşkanı yeminine sadık kalmayacağını ortaya koyması nedeniyle, uyulmayacak olan bir yemine tanıklık etmemek için, Mecliste sergiledikleri protestoyu, ağzınıza sakız yapıp, görsel ve yazılı medyayı kullanarak, CHP'yi halkımıza ve seçmenlere şikayet etmeye kalkışacak ve daha şimdiden, 2015 seçimlerinin propaganda malzemesi olarak kullanmaya başlayacaksınız.

AKP ve onun havuz medyasındaki ve sair tüm yandaşları, siz, önce AKP iktidarının yukarıda sadece birkaç örneğini sunduğumuz rezaletlerini kamuoyunun önüne getirip tartışın ve temize çıkın ki, ondan sonra sıra CHP'ye gelsin ve CHP'yi de hep birlikte tartışıp eleştirelim.

Biraz adil ve insaflı olalım lütfen.

29/Ağustos/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget