Sizlerin, erkek egemen teokratik bir yönetimde henüz birey sayılmadığınız bir dönemde, biri çıktı “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” dedi…
Henüz birçok uygar Avrupa ülkelerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmazken, Türk kadınına 1932 tarihinde seçme ve 1934 tarihinde seçme ve seçilme hakkını tanıdı…
Kadının erkeklerle eşit haklara sahip olduğunu, resmi nikâh güvencesiyle evleneceğini, iş hayatına atılmaya, sosyal hayata katılmaya, tüm özgürlüklerden yararlanmaya hakkı olduğunu söyledi ve bunu gerçekleştirdi…
İşte sizler için bu olanakları sağlayan 20 ve 21. Yüzyıl lideri kurtarıcımız büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ten başkası değildi.
Sizler ne yaptınız?..
Büyük çoğunluğunuz göğsümüzü kabartacak şekilde hala Atatürk’ün kızı olduğunu söyleyerek, O büyük liderin ilke ve devrimlerine çok kıskanç bir şekilde sahip çıkamaya devam ederken…
Bir bölümünüz O’na ve devrimlerine karşı çıktınız. Verilen tüm haklarınız tek tek erkek egemen iktidarlar tarafından geri alınırken sesinizi çıkarmadınız. “Erkektir, hem sever, hem döver” kaderciliğine teslim oldunuz…
Sizlere dayatılan ve birey özgürlüğü ile bağdaşmayanlara, biz cumhuriyet sevdalısı erkekler bile kabul etmezken, sizler teslim bayrağını çoktan çekmişsiniz...
-Yasalarımıza göre kürtaj serbest iken, vücudunuz üzerinde söz sahibi olduğunu sananlar, “Kürtaj cinayettir” dayatması ile karşınıza çıktılar...
-Bütçenize ve sosyal yaşamınıza göre kaç çocuk yapmanız gerektiği, sizin ve eşinizin tercihi iken, 3 çocuk yapın dayatması ile karşı karşıya bıraktılar...
-Kızlı erkekli bir arada bulunmanın ahlaki olmadığı belirtilerek, ayrımcılığa tabi tutularak aşağıladılar…
-Prof. Unvanlı! Bir zat, “Kadından ve gâvurdan tanık olmaz, İz bırakmadan kadınları dövünüz”, densizliği ile sizleri aşağılamakta sakınca görmedi…
-Bunlar yetmiyormuş gibi “Kadın iffetli olacak. Mahrem- namahrem bilecek. Herkesin içerisinde kahkaha atmayacak” denilerek gülmenizin iffetsizlikle eş tutulması da cabası…
Size yapılanlara çok üzüldüğümü belirterek daha fazla uzatmadan bir soru ile yazımı bitirmek istiyorum…
Nur süresi 31. Ayeti, “başörtülerini göğüs yırtmaçlarının üzerine vursunlar” şeklinde iken (Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk-Kuranı Kerim ve Türkçe Meali) Hava sıcaklığının 40-50 dereceyi bulduğu yaz günlerinde, dininiz gereği sizi türban ve mantolarla sarmayanlar yarın çıkıp da, Nisa Süresi 3. ayetinde, (adaletli davranmak koşulu ile) erkeğin 4 kadınla evlenilebileceği ilahi emrine uyarak, ben üstüne üç kuma daha getireceğim veya Nisa Süresi 11. ve 176. ayetlerinde belirtildiği şekilde erkek kardeşlerinizin yarısı kadar miras alacaksınız derse, kabul eder misiniz?..
Merak ediyorum…
Çünkü bunlarda dinin gereği…
Başka sorum yok!!!
04.08.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder