Büyükelçi Morgenthau -1- Galip Baysan
Geçmiş yazılarımda sizlere 1915 yılında İngiltere ve Almanya’da, Türkler aleyhinde ve Ermeniler lehindeki “soykırım propaganda” faaliyetlerinin temel taşları kabul edilen Alman Rahip Lepsius ve İngilzlerin propağanda elemanları olan Vikont James Brice ve yardımcısı ünlü tarihçi Prof. Arnold Toynbee tanıtmıştık. Her ikisinden bahsederken yapacakları propağanda malzemelerini İstanbul’daki Amerikan Büyükelçisi olan Morgaenthau’dan aldıklarını ve not olarak da okurlarımızın bu gerçeği unutmamalarını söylemiştik. Şimdi sıra bu ünlü büyükelçiyi tanımaya geldi.
İstanbul’daki tarafsız ülke! ABD’nin Büyük Elçisi Henry Morgenthau; New York’da gayrimenkul komisyonculuğu yaparken, Woodrow Wilson’un 1912 Başkanlık seçimi sırasında, “Demokrat Parti’nin mali komite başkanlığını” yapmıştır. Wilson’un başkan seçilmesinden sonra Amerika’da Yahudilere açılan tek mevki olarak Osmanlı Büyükelçiliği ile ödüllendirildi. Morgenthau (1856- 1946) ailesi, Alman Yahudi’si olup Amerika’ya göçenlerdendir. (Belki de bu kişi’nin gerek Türk – gerekse Almanlara karşı davranışlarının ve ABD’yi İtilaf Devletleri’nin yanında savaşa sokmayı isteyen grupta yer almasının nedenlerinden biri bu geçmişten gelen bir olumsuzluk olmalıdır.) Sadece Wilson’un şahsi müdahalesi ve New York şehri Haham’ı Stephen Wise’in ısrarları sonunda Morganthau’ya bu görev ayarlandı.
27 Kasım 1913’te İstanbul’a gelen Büyükelçi, Türkiye’de 26 ay kadar görev yaptıktan sonra Şubat 1916’da Amerika’ya döndü. Daha sonra “Büyükelçi Morgenthau’nun Hikâyesi” adı ile yazdığı kitap o dönemde çok ilgi uyandırdı. 1920 li yıllarda siyasi kararları dahi etkiledi, halen günümüzde dahi okunabiliyor. Morganthau’nun o dönemde İstanbul’da bulunması, olaylara birinci elden şahit olduğu izlenimi vermesi, yine Ermeniler için büyük bir şans ve Türkler için yine büyük şanssızlıklardan biri olacaktır. Çünkü Morgenthau’nun hatıraları 1915 yılında Jön Türklerin Ermenilere önceden tasarlanmış ve planlanmış bir soykırım uyguladığı konusunda bir numaralı kaynak kabul edilecektir. (1)
Kitabın hazırlanması ABD’nin savaşa girmesinden sonra 26 Kasım 1917’de Başkan Wilson’a gönderdiği bir mektupla gündeme geldi. Bu mektubunda Morgenthau; ABD’nin savaş gayretlerini desteklemek amacıyla Alman ve Türk aleyhtarı bir propaganda kitabı yazmak arzusunda olduğunu bildirdi. Wilson’un olumlu yanıtı üzerine hatıralar bir ekip halinde kaleme alındı ve Antant savaş gayretlerine destek sağlayan bir savaş propaganda aracı olarak kabul edildi.
Morganthau’nu hatıraları “günlük” ve “mektupları” olarak bilinen iki koleksiyon, zamanın ünlü yazar, tarihçi ve gazetecilerinden Pulitzer armağanı sahibi Burtan J. Hendrick ve yanındaki büyük sayıdaki yardımcılarına teslim edildi. Kitap Burton J. Hendrick’in kaleminden çıktı. Yardımcıları arasında bizzat Morgenthau’da vardı. Ayrıca kendisinin İstanbul’dan beri yanında olan ve kitap bitene kadar onunla birlikte kalan Hagop S. Andonyan’da ona yardım etti. Hakkında pek az şey bilinen Agop Efendi bize göre Büyükelçi Morgenthau olayının temel taşlarından biridir ve üzerinde dikkatle durmamız gereken bir isimdir, küçük yaşına rağmen Ermeniler hesabına muazzam işler başarmıştır.
Morganthau “günlük” veya “mektuplar”ın da kendisinden genellikle “benim sekreterim” sözleriyle bahsetmektedir. Aslında gerçek görevi “Dragomandır” (tercüman) tıpkı daha önce incelediğimiz İngiliz Elçiliği Dragomon’ı Fritz Maurice ve Rusya sefareti drogoman’ı Mandelstam gibi bir tercümandı. Andonyan büyükelçinin sofrasının müdavimlerinden biri idi ve bazı geceler film seyrederken ona refakat ediyordu. Yirminci yüzyıla girilen günlerde İstanbul Amerikan Robert Koleji öğrencilerinden biriydi. Morgantau’nun yanına katıldığı zaman otuz yaşlarında kadardı. Büyükelçi’nin İstanbul’dan ayrıldığı 8 Şubat 1916 günü onunla beraber Amerika’ya gitti. O günlerde gemide verilen bir maskeli balo’ya Marganthau bir Yunan erkeği, Andonyan da bir “Türk kadını” gibi giyinerek katıldılar. (2)
Morganthau’nun mektuplarından 9 Ocak 1918 tarihli biri Dışişleri Bakanlığı üçüncü sekreterine yazılmıştır ve sekreteri Agop S. Andonyan’un askerliğinin tecili için yardım talep etmektedir. Morgenthau mektubunda bu konudan şöyle söz etmektedir.
“Belki biliyorsunuz, ben başkan Wilson’un onayı ile bir kitap yazma görevi aldım. Doğu’ya ait samimi bilgisi ve olağanüstü tecrübesi nedeni ile Bay Andonyan bu çalışmada bana yardımcı oluyor ve onun bu konuda bana yardımı zaruridir.” (3)
Türk –Ermeni konusunda bilgi sahibi olanlar Agop Andonyan’la “Naim Bey’in hatıraları” adlı düzmece mektubu 1920 yılında ortaya çıkaran Aram Andonyan arasında bir ilişki olup olmadığını merak edebilirler. Yazarımız Heat W. Lowry; bunun yaygın bir soyadı ilişkisi dışında, ikisi de İstanbullu bu iki Andonyan arasında bir ilişki bulunamadığını belirtiyor.(4)
Morgenthau olayında yer alan mektubun hazırlanmasında çok önemli katkısı, olan diğer bir kilit şahıs, yine bir Türk Ermenisi Arshag K. Schamavonian’dır. Bu kişi 1918 yılında Washington Dışişleri Departmanında “özel müşavir” ünvanı ile çalışıyordu. İstanbul’da büyük elçinin tercümanı idi ve Türk görevlileri ile yapılan resmi görüşmelerde daima onun yanında bulunuyordu. Schmavonian hem Morganthau’nun İstanbulda olduğu dönemde hem de daha sonra onun arkadaşı, en güvendiği kişi ve danışmanı olmuştu. Bunu büyükelçinin bütün yazılarında görmek mümkündür.
Osmanlı başkentinde konuşulan ana diller olan Türkçe; Fransızca, Yunanca veya Ermenice dillerinin hiç birini bilmediği için, Morganthau tamamen Schmavenian’a bağımlı idi ve bu şahıs onun gözü, kulağı olmuştu. Morganthau’nun günlüğünde Arshag K. Schmavonian’ın adının geçmediği bir sayfa bulmak zordur. Jön Türk hükümet üyeleriyle yaptığı bütün görüşmelere katıldı. Amerikalı iş adamları ile yapılan toplantılara katıldı. Amerikalı misyonerlerin yasal işleri dâhil bütün konulardaki işlerini takip etti. Washington’a gönderilen ve devlet arşivlerinde muhafaza edilen telgrafları o gönderdi. Morganthau ona gönderdiği mesajlarda “Sevgili Mr.Schmovian!” diye hitap ederken o da büyükelçi’ye gönderdiği mesajlarda “Sevgili Şef’im” ifadesini kullanıyordu.(5)
Bu kişinin Morgenthau üzerindeki etkisinin büyüklüğünü, bizzat kendisi Amerika’ya döndükten sonra Ermenistan ve Suriye yardım komitesine gönderdiği maddi yardımlar nedeniyle yaptığı bir konuşmada şu sözlerle itiraf etmektedir:
“Elçilikte bütün konularda kendisine güvenebileceğim ilk adam, Amerikan Elçiliği’ne sadakatle hizmet etmiş olan bir Ermeni idi. Schmovanian elçiliğimizle on altı seneden beri ilişkili bulunuyordu. Kendisini Türk otoritelerinden saygı gören olağanüstü bir insan olarak tanıdım. Benim özel sekreterim (Andonian)’da bir Ermeni idi.
Bu iki adam vasıtasıyla bazı Ermeni din adamları, vatanseverler ve profesörlerle tanıştım onlara sadece saygı duymayı, değil Ermenileri sevmeyi ve takdir etmeyi de öğrendim.” (6)
Türkler’in kaderi olsa gerek, İngilizler, Ruslar, Fransızlar, İtalyanlar, Balkan ülkeleri ve Müslüman isyanları yetmiyormuş gibi, dünyanın öbür ucundaki bir devletin (ABD) Cumhurbaşkanı’nın dostu, siyaset ilminin hiç bir inceliğine vakıf olmayan ve devlet tecrübesi de olmayan dil bilmez, yol bilmez bir “emlak komisyoncusu Musevi” vatandaşını, bin bir entrikanın çevrildiği İstanbul’a büyükelçi olarak gönderecek ve kendisinden hizmet bekleyecekti. Bu adam geldiği gün bir imdat simidi gibi Ermenilere sarılmış, o onları kullanırken, temsilcilerde onu Ermenileştirmişlerdi. Böylece Ermeniler zaten bin bir tane olan korolarına bir güçlü Hıristiyan ses daha kazanmışlardı.
Bu ikilinin ilişkisi Morganthau’nun Türkiye’den ayrılmasından sonra da devam etti. Morganthau’nun Başkan Wilson tarafından Avrupa’ya gönderilmesi üzerine 1917 yılında tekrar birleştiler ve Schmavonian yeniden tercüman rolü ile ona katıldı. Aynı yıl Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkilerin kesilmesinden sonra Amerika’ya transfer oldu ve 1917 yılı sonundan öldüğü 1922 yılına kadar orada “özel müşavir” görevi ile kaldı. Morganthau ölüm nedeni ile yazdığı anma yazısında onu göklere çıkarıyordu. (7)
DİPNOTLAR:
(1) Ambassador Morgenthau’s Story, Edited by Burton J. Hendrick (İssue of Detroit Michigan News –1918).
Heath W. Lowry, The Story Behind, Ambassader Worgenthau’s Story, s. V, VI (The İsis Press, İstanbul – 1990).
(2) Aynı Eser, s. 11-12.
(3) Aynı Eser, s. 12-13.
(4) Aynı Eser, s. 14.
(5) Aynı Eser, s.16.
(6) Aynı Eser, s.16.
(7) Aynı Eser, s. 16-17.
Dr. M. Galip Baysan
Yorum Gönder