CHP ve MHP'nin çatı aday formülünün siyaseten doğru olup olmadığını tartışmaya gerek duymadan diyoruz ki, çatı aday formülü, doğru da olsa yanlış da olsa, CHP ve MHP, parti tabanlarını bir arada tutarak var güçleriyle çatı adayı desteklemeyi başaramamışlardır.
Başarısızlıkta, çatı adaya yönelik memnuniyetsizliğin ve buna dayalı olarak da, özellikle CHP deki muhalif kanadın boykot çağrılarının önemli rolü olduğu gibi, CHP ve MHP teşkilatları da, kendi çatı adaylarını yalnız bıraktılar ve propaganda da çok etkisiz kaldılar, karşılarında ise, devlet imkanlarını ve havuz medyasını kullanan ve Başbakan sıfatıyla ve imkanlarıyla seçime katılan Tayyip Bey'in varlığı da, başarısızlığa tuzve biber ekmiştir.
Şunu da belirtmeliyiz ki, sözüm ona Cumhurbaşkanını millet seçti, ama, millet Cumhurbaşkanı adayı olamadı.Adayın, 20 milletvekilinin imzasını arkasına alması mecburiyeti bir garabettir.
Neyse, konuyu dağıtmayalım, bu yazımızda, başarısızlığın nedenlerini enine boyuna tartışacak değiliz, seçim hezimetinden sonra, KILIÇDAROĞLU'nu istifaya çağıran ve sözcülüğünü muhaliflerin aday adayı Emine Ülker TARHAN'ın yaptığı CHP muhalif kanadına yönelik bir çift sözümüzü dile getirmek istiyoruz.
Evet, sosyal demokrat bir parti için, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda çatı aday formülüne mahkum olmak, peşinen bir güçsüzlüğün, kendine güvensizliğin ve başarısızlığın bir itirafıdır.
Bu nedenle, KILIÇDAROĞLU'nun, siyasi sorumluluk üstlenerek çatı aday formülünü kabul etmesi üzerine, muhalif ulusalcı kanadın buna itiraz edip karşı çıkmaları doğaldır. Ancak, kesinlik kazanan bu formülü eleştirip muhalefet şerhi koymanın ötesinde, boykot çağrıları ile bu formülü çatlatarak bir seçim başarısızlığına katkı yapmak ve bu katkının da payının olduğu seçim başarısızlığını kullanarak, CHP Genel Başkanı KILIÇDAROĞLU'nun istifasını istemek, siyasi etiğe uymayan bir fırsatçılıktır.
CHP'nin muhalif kanadının KILIÇDAROĞLU'nun istifasını istemekte bir hak sahibi olabilmesi için, hatalı da olsa, alınan çatı aday kararına, muhalefet şerhlerini koyarak kerhen de olsa uymaları, partide seçim öncesi bir isyan ve boykota ön ayak olmamaları, sandığa herkesten önce gidip çatı adaya oy vermeleri gerekirdi.
Alınan çatı aday kararına, kerhen de olsa uymayan ve seçmen tabanını boykota çağıran isyancı tavırlarıyla, seçim başarısızlığına katkı ve yataklık yapan muhalif kanadın, seçimlerden hemen sonra ortaya çıkarak KILIÇDAROĞLU'nu istifaya çağırmaları, etik dışı ve siyasi bir fırsatçılık olarak değerlendirilmelidir.
12/Ağustos/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder