TSK KAĞITTAN KAPLAN MI?
CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum’un“Koca askeri yıktılar. Meğer kağıttan kaplanmışlar, biz onları asker zannettik” siyasetin merkezine oturdu. Batum sözleriyle TSK’ya hakaret mi etti?
Konuyu emekli Orgeneral Çetin Doğan’a sorduk.
Çetin Doğan, Süheyl Batum’un sözlerini Odatv’ye yorumladı:
Sayın Süheyl Batum'un "Kağıttan Kaplan" betimlemesi kuşkusuz amacını aşan ve istismara açık bir söylem. Bu nedenle TSK'ya karşı sevgiden ziyade, kin ve nefretten başka birşey duymayanlar "mal bulmuş mağribi gibi" söylemi diledikleri gibi yorumlayarak, CHP ve Sayın Süheyl Batum'a saldırıda bulunmakta hiç tereddüt göstermediler. Bu arada TSK’ni koruma ve himaye misyonunu üstlenmiş görünenlerin yüzlerindeki maske de pek iğreti duruyor.
Kamuoyu, kurumları değerlendirirken öncelikle kurumun dışa yansıyan yüzü öne çıkar. Bu yansıma olumlu, yada olumsuz olarak algılanması, kurumun ölçülemeyen "performansından" ziyade, kurumun başındaki lider kadronun belli olaylar karşısında tutum ve davranışı, genel görünümü, dışa yansıyan eğilimleri öne çıkar. Bu açıdan bakıldığında TSK mensuplarına (muvazzaf ve emekli) son dönemde kurulan kumpasların anlamını kavramakta güçlük çeken, gerçeği bildiği halde, düzmece dava ile araya mesafe koymaya özen gösteren, "iş adalete intikal etti" biz müdahil olmayalım zırvasına sığınarak, yaşanan trajedilere sessiz kalan lider konumundaki kişilerin "bağlanan basiretleri" kendilerini halk nazarında yüceltmediği gibi, TSK’nın duruşunu simgeleyen bu ilgisiz tavır ve atılan iftiraların olumsuz etkilerinin, kamuoyunda tereddütler yarattığı da bir gerçektir.
Bu açıdan bakıldığında Sayın Süheyl Batum'un "Kağıttan Kaplanmış!" betimlemesinin asıl hedefinin TSK olmadığı, yakın geçmişte TSK'ın sorumlu makamlarını işgal edenleri kastettiği, ve bu nedenle TSK mensuplarını yapılan benzetmenin incitmediği inancındayım. Esasen Sayın Batum da bu konuda açıklamada bulunmuştur.
Son dönemde Türk Toplumunu ve TSK'yı derinden sarsan; haksız, hukuksuz gelişmelere, mensuplarının meşru temeli bulunmayan davalarla hapse atılmalarına, mağdur edilmelerine karşın, çeşitli mülahazalarla kılını kıpırdatmayan, konuşmaktan köşe bucak kaçan, yakın geşmişte TSK'nın sorumlu mevkilerinde bulunan emekli "zevatın", "kağıttan kaplan" yakıştırmasını haketettiklerini düşünüyorum.
TSK'nın zirvesinde bir zamanlar "Kağıttan Kaplanların" olması elbette kuruma zarar vermiştir ama, meydana gelen hasar kalıcı olamaz. TSK'nın iç dinamiği, bu zevatın sisteme verediği hasarı süratle giderme yetisine sahiptir. TSK kağıttan bir kaplan değildir ama, ille de "kaplana" benzetmek gerekirse "yaralı bir kaplana" benzetilebilir. Avcılar çok iyi bilirler ki; yaralı bir kaplan daha da kahredicidir. Bu nedenle kimsenin TSK üzerinden politika üretmeye kalkışmaması en doğru yoldur.
TSK Demokrasiye, insan haklarına hukuka bağlıdır ama, bu kavramlara herkesin bağlı olmasını doğal olarak istemek hakkına da sahiptir. Kurum olarak TSK'ne ve mensuplarına karşı yapılan haksız, hukuksuz tertip ve müdahalelere karşı, suskunlukla geçiştirilmeye çalışılmasını, halkımızın basiretli bir davranış olarak görmediği de açıktır.
TSK , kaynağı olan "Turk Ulusu" ile bağları koparılmadıkça, Yeniçeri Ocağına dönüşmedikçe, Atatürk Devrimleri'ne, laik, demokratik Cumhuriyet'e bağlılığının, sarsılmaz bir inançla devam edeceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın!
Çetin Doğan
Odatv.com
Yorum Gönder