CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik'e yönelik, ''Halkın önünde onun memleketinde Türkiye'nin 8 buçuk yıllık yönetimini tartışmak istiyorum, o pahalı purolar içen çocukla. Yüreğin, cesaretin, bilgin varsa, gücün varsa karşıma çıkarsın'' dedi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, kent merkezindeki Hamamizade İhsanbey Kültür Merkezi'nde düzenlenen konferansta, ''Ben de Karadeniz-Rumeli ortak yapımıyım. Bende de Karadenizlilik olduğu için biraz sert konuşursam size benzediğim içindir'' ifadesini kullandı.
12 Haziran genel seçimlerinde parti içindeki kırgınlıkların bir kenara bırakılması gerektiğini ifade eden İnce, şöyle konuştu:
''Adamın birisi namaz kılıyormuş namaz kılarken önünden Mecnun geçmiş, adam demiş ki 'Görmüyor musun namaz kılıyordum, namazımı bozdun'. Mecnun şu cevabı vermiş: 'Benim içimde Leyla'nın aşkı varken seni görmedim, senin içinde Mevla'nın aşkı hiç mi yok, beni nasıl görmüyorsun?'. Bu 12 Hazirandaki seçimde içimizdeki Leyla'nın, Mevla'nın, Cumhuriyet'in, Atatürk'ün aşkıyla çalışacağız. Bunun için bütün kırgınlıklarımızı, dargınlıklarımızı bir kenara bırakacağız.''
Seçimde bir oy bile kaybetmeye tahammülleri olmadığını belirten İnce, ''Bir oyla ne olur demeyin, bir çivi bir nalı kurtarır, bir nal bir atı, bir at bir yiğidi, bir yiğit bir memleketi kurtarır. Biz böyle dik duran insanlarla yola çıkacağız. Diyeceğiz ki 100 tane koyun olacağına 10 tane aslan olsun. Bu memleket böyle kuruldu. Bu memleket 1920'lerde gençlerini savaş meydanlarında bırakmıştı. İnsanlar yoksuldu, fukaraydı ama onurluydu, dik durmasını biliyordu'' diye konuştu.
İnce, Türkiye'de kurumların içinin boşaltıldığını, iş adamlarının vergi silahından korkar hale geldiğini belirterek, ''Bu ülkede tek dik duran bir kurum kalmış CHP'' dedi.
Çelik'i tartışmaya davet etti
AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik'in CHP'ye yönelik dünkü sözlerini de eleştiren Muharrem İnce, şöyle devam etti:
''Dün bir genel başkan yardımcısı, AKP'nin Adana Milletvekili bana bir cevap vermiş. Trabzon'dan Adana'ya bir selam göndereyim, nasılsa televizyonlar burada: Bak artist çocuk, sen o pahalı elbiseler giyen, o pahalı motosikletlere binen, pahalı purolar içen, halktan kopuk, o Habur rezaletinin mimarı. Kurdu ininde vuracağız. Ona diyorum ki senin memleketine gelip seninle tartışmaya razıyım. Yüreğin var mı cesaretin var mı? Türkiye'nin kuzeyinden Türkiye'nin güneyine gitmeye razıyım, Adana'da halkın önünde. Düelloya davet etmiyorum onu tartışmaya davet ediyorum. Halkın önünde onun memleketinde Türkiye'nin 8,5 yıllık yönetimini tartışmak istiyorum, o pahalı purolar içen çocukla. Yüreğin, cesaretin, bilgin varsa, gücün varsa karşıma çıkarsın.''
İnce, Çelik'ten tek başına karşısına çıkamaması halinde AKP'li ne kadar genel başkan yardımcısı varsa onları da yanına almasını isteyerek, ''Ne kadar genel başkan yardımcısı varsa hepsini toplayıp gelsinler ben yalnız geleceğim. Ama tartışacağız belgeyle, bilgiyle, mantıkla tartışacağız. Benim kavga edecek halim yok. Orası sokak değil Parlamento. Bilgimizi, belgemizi ortaya koyacağız. Önümüzdeki günlerde gideceğim o pahalı purolar içen arkadaşın memleketine. Halktan bihaber, halktan kopuk'' dedi.
AKP'nin, ''Anayasa Mahkemesi kararıyla laiklik karşıtı güçlerin odağı olmasıyla bir anlamda sabıkalı bir parti olduğunu'' öne süren İnce, ''Böyle bir partinin pahalı puro içen, pahalı elbise giyen, motor tutkunu bir kardeşimiz bu. Bunun halkla ne alakası var. Bunun Trabzon'daki fındık üreticisiyle, Adana'daki pamuk üreticiyle ne alakası var. Asıl liboş bunlar, asıl entel, asıl halktan kopuk, elit bunlar'' ifadesini kullandı.
''AKP'li 5 grup başkanvekili de eşantiyondan gelsin''
İnce, Çelik'i tartışmaya davet ettiğini yineleyerek ''AKP'nin 5 grup başkanvekili var, bir tanesi de Suat Kılıç, Samsunlu. Ne zaman benim adımı duysa ya hasta oluyor ya eli şişiyor. Bakın genel başkan yardımcılarının tümü yetmiyorsa 5 tanede grup başkanvekilleri var, onlar da eşantiyondan gelsin. Hepsiyle tartışmaya razıyım'' dedi.
AKP'nin ''mağdur edebiyatı yapmasının doğru olmadığını'' ifade eden İnce, ''AKP hükümetinin 9 yıllık iktidarını özetlemek gerekirse AKP'liye kıyak; öğrenciye, işçiye dayak; Cumhuriyete tuzak... Bunun özeti budur'' şeklinde konuştu.
İnce, elinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası bulunduğunu söylediği çeşitli belgeleri de göstererek, ''Bu belgelerin biri 2007 tarihli. Yargıtay'daki daire sayısı azaltılıyor. Yargıda, yüksek yargıda reform yapacağım diyor. Bunun adı reform. Aradan 4 yıl geçiyor 2011 tarihli bir başka belgede yine Recep Bey'in imzası. Bu sefer artırılıyor. Bunun adı da reform. Böyle şey olabilir mi?. Olay şu 2007'de HSYK ele geçirilmemişti o zaman azaltacaktı. Şimdi ele geçirildi, şimdi artırıyor'' dedi.
Torba tasarısı
TBMM'de görüşülen ''Torba Tasarı''ya da değinerek tasarının İngiliz viski şirketleri için getirildiğini ileri süren İnce, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin Parlamentosu, İngiliz işgalcilerine karşı direnerek kuruldu şimdi eski İngiliz Başbakanı'nın isteği üzerine kanun çıkartıyor. Böyle bir namussuzluk olamaz'' diye konuştu.
İnce, dindarlar ile bir sorunları bulunmadığını ifade ederek, ''Dindarlar var, dindar geçinenler var, dinden geçinenler var. Yönetenler dinden geçinenler, bunları da afişe edeceğiz'' ifadesini kullandı.
AKP hükümetinin, ''İçkiyle uğraşıyormuş gibi yaparak 800 trilyonluk bir İngiliz viski şirketinin borcunu affettiğini'' öne süren İnce, garibanın borcunun ise affedilmediğini iddia etti.
Türkiye'nin değerlerinin satıldığını da ileri süren İnce, ''TEKEL'i 292 milyon dolara sattılar, alan kişi 4 ay sonra 900 milyon dolara sattı. 4 ayda 292 milyon dolar 608 milyon dolar kazandırdı. Böyle bir ticaret, böyle bir kar dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Telekom'u sattılar, sattıktan sonra Kurumlar Vergisi'ni yüzde 30'dan yüzde 20'e düşürdüler. Yazık değil mi, günah değil mi? O kurumlar vergisini yüzde 30'dan yüzde 20'ye, satmadan önce düşürseydin çok daha pahalıya satacaktın. Sattıktan sonra düşürdükleri için alan kişi büyük paralar kazanmış oldu. Bu fakir milletin hakkını böyle yediler bunlar'' diye konuştu.
''AKP mensuplarının değiştiğini, artık Kaddafi'den İnsan Hakları Ödülü, Kral Faysal'dan İslama Hizmet Ödülü, İsrail'den Yahudi Cesaret Ödülü aldıklarını'' ifade eden İnce, şöyle konuştu:
''Bizim bu ülkede gür sesle bir ses çıkarmamız lazım. Biz partiler bir elin parmakları gibiyiz, ayrıştığımız noktalar vardı ama anlaştığımız noktalar da vardı. Örneğin bu ülkenin sınırlarında, İstiklal Marşı'nda, bayrakta, Atatürk'te anlaşıyorduk. Bunlar farklı bunlar bir elin parmağı değil, farklı bir yerden çıkmış parmak. Aşı yaparsınız ya bir ağaca diğer partiler aşının üstünden bunlar aşının altından çıkmıştır. Bunlar bizden biri değil, bunlar milli olan her şeye karşı, her şeyi satabilirler. Bunlar önceden mücahitti, sonra müteahhit oldular şimdi de her şeye müsait oldular.''
Yorum Gönder