Süleyman Çelebi Torba Yasası protesto eylemini yasaklayan yasaklayan Ankara Valiliği’ne yanıt verdi...
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin Ankara’da yapacağı Torba Yasası protesto eylemini yasaklayan Ankara Valiliği’ne yazılı bir yanıt verdi.
İşte o yanıt metni:
"ANKARA VALİLİĞİ’NE
Ankara Valiliği’nin, İstanbul Emniyet Müdürlüğü kanalı ile 02.02.2011 tarihinde Konfederasyonumuza tebliğ edilen ilgi yazısında, Konfederasyonumuz ile diğer emek ve meslek örgütleri KESK, TTB, TMMOB tarafından 03.02.2011 tarihinde TBMM önünde gerçekleştirilecek “Torba Yasayı Protesto Etkinliği”ne ilişkin 2911 sayılı Kanun hükümleri hatırlatılarak, TBMM çevresinde yapılacak protesto etkinliğinin yasal olarak mümkün olmadığı, bu protesto etkinliğinin 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunun 11/c maddesine göre uygun görülmediği, bu nedenle eyleme tevessül edilmesi halinde bunun güvenlik güçlerince engelleneceği ve yasal işlem yapılacağı bildirilmektedir.
Öncelikle, Ankara Valiliğinin, 12 Eylül’ün baskıcı, antidemokratik döneminde kabul edilmiş, esasen Anayasa ve Uluslar arası sözleşmelere aykırı 2911 sayılı yasanın antidemokratik hükümlerinin arkasına sığınarak, anayasal ve yasal bir hakkın kullanılmasını yasaklama hakkının bulunmadığını belirtmek isteriz.
Zira, Anayasa ve Uluslar arası sözleşmelere aykırı 2911 sayılı yasanın antidemokratik hükümlerinin yürürlükte olduğu 27 yıl boyunca, işçiler ve emekçiler başta olmak üzere çeşitli toplumsal kesimler, kendilerini yakından ilgilendiren yasaların görüşmeleri sırasında, siyasi iktidarı, milletvekillerini ve kamuoyunu etkilemek, taleplerini dile getirmek için TBMM önünde, çevresinde çeşitli eylem ve etkinliklerde bulunmuşlardır. Bunlardan en yakın tarihli olanı, 30 Aralık 2010 tarihinde Konfederasyonumuzun TBMM önünde yaptığı kitlesel basın açıklamasıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, 24. Maddesi, Düşünce ve Kanaat Hürriyetini, 25. maddesi de düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini düzenlemektedir. Anayasanın 34. maddesinde 3.10.2001 tarihinde 4709 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe göre Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Bunun yanında, Anayasanın 13. maddesinde aynı tarihte ve aynı kanunla yapılan değişikliğe göre Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar da, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Anayasanın 90. maddesinde 22.05.2004 tarihinde 5170 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğe göre de Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınacaktır.
Ülkemiz tarafından usulünce yürürlüğe konulmuş bulunan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 20. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını teminat altına almakta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM)’in içtihatları da barışçıl (silahsız saldırısız) toplantı ve gösteri yürüyüşünün temel bir hak olduğunu ve sınırlanamayacağını ifade etmektedir.
ÇIKABİLECEK OLAYLARDAN SORUMLUSUNUZ
Bunun yanında, gerek Cumhuriyet Savcılıklarımızın, gerek yerel mahkemelerimiz, gerekse de Yargıtay’ımızın verdiği birçok kararında, Valilikler tarafından ilan edilmiş alanların dışında, 2911 sayılı yasada belirtilen prosedüre uymadan yapılmış, birçok barışçıl etkinlik, Anayasal demokratik bir hakkın kullanılması niteliğinde görülerek takipsizlik, beraat kararlarına konu olmuştur.
Bu nedenlerle, yapmayı planladığımız barışçıl etkinlik, anayasadan, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan, temel ve meşru bir hak olup, bu etkinliği gerçekleştirmenin kanunsuz, herhangi bir suça konu olabilecek bir yönü bulunmamaktadır. Aksine, meşru ve hukuka uygun bu etkinliğimizin engellenmesinin Anayasanın, 24, 25 ve 34. Maddeleri ile teminat altına alınmış düşünce ve kanaat; düşünceyi açıklama ve yayma; silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hak ve hürriyetlerimizi ihlal edilmesi anlamında suç oluşturacağını, bu etkinliğin engellenmesi sırasınca çıkabilecek olaylardan ve zararlardan idarenin sorumlu olacağı açıktır.
Bugüne kadar birçok etkinlikte olduğu gibi, bu etkinliğimizin, idare ile etkinliği düzenleyen kuruluşlar arasında sürdürülecek etkin diyalog ve karşılıklı hoşgörü çerçevesinde, barışçıl bir çerçevede gerçekleştirilmesi hususunda gerekli hassasiyetin gösterileceğine olan inancımızla bilgilerinize sunarız.”
Odatv.com
Yorum Gönder