Sömürgeci emperyalistlerin ve onların bölgedeki işbirlikçilerinin Ortadoğu’da yaşattığı kanlı ve kirli savaş her geçen gün ülkemizi kuşatmaya devam ediyor.
En son Halep’te oluşan durum ve Halep’in rejim güçleri tarafından ele geçirilmesi sonucu başta sosyal medya olmak üzere kamuoyunda mezhep eksenli yorumlar yapılmakta ve İslam’ın farklı yorumlarına inanan insanlar adeta birbirine düşman edilmeye çalışılmaktadır.
Emperyalizmin en bilinen yöntemi, ele geçirmek ve sömürmek istediği coğrafyada yaşayanları etnik ve mezhepsel farklılıklar üzerinden ayrıştırmak ve kendisine karşı ortak cephe kurulmasının önüne geçmektir.
Milli Şairimiz Mehmed Akif Ersoy’un dediği gibi;
‘’Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.’’
Dün bazı haberlerde okurken bile insanlığımdan utandığım bazı paylaşımlarda 15. Asırda bu coğrafyada yaşanan taht ve iktidar kavgalarını örnek gösterip tarihte kurulmuş yüzde yüz Türk devletlerinden olan Safavi ve Akkoyunlu devletlerinden intikam almaktan bahsederken, günümüzde gerek Ortadoğu’da gerekse Türkiye’de yaşayan ve kendileri gibi inanmayan bir mezhebin mensuplarını yok etmekten bahsedenler umarım emperyalizme hizmet ettiklerini fark ederler.
Yeri gelmişken içinde bulunduğumuz ve tarih bilmeyenlerin yönlendirdiği bu toplumda halimizi anlatan bir fıkra paylaşmak isterim.
’’Yeniçerinin birisi camide vaaz dinlerken hoca Yahudiler’in lanetli millet olduğunu, Hz. Musa’yı terk ettiklerini ve Hz. İsa’yı çarmıha gerdiklerini anlatmış. Camiden çıkan yeniçeri, doğruca Kapalıçarşı’ya giderek kılcını Moiz’in boğazına dayayıp ‘Sevdiklerinde vedalaş canını alacağım’ demiş. Moiz gözleri yerinden fırlayarak ‘Ben ne yaptım ki kuzum’ demiş. Yeniçeri ‘Siz Hz. İsa’yı çarmıha germişsiniz’ Moiz ‘Kuzum o bin beş yüz sene önceydi’ deyince yeniçeri ‘Olsun ben yeni duydum’ cevabını vermiş’’
Bu tarih bilmeyenler Şah İsmail’in öz be öz Türk olduğunu ve Şah Hatayi adıyla bugün bile çok sevilerek söylenen türküler oluşturduğunu ve Türk Halk Müziği’nde Yedi Ulu Ozan’dan biri kabul edildiğini bilmezler. Tıpkı Yahudiler’in Osmanlı Padişah’ı Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’a getirildiğini ve koruma altına alındıklarını bilmedikleri gibi. Padişah kelimesinin ‘’Şahın Ayağı’’ anlamına geldiğini bilmedikleri gibi.
Şah Hatayi ve Yedi Ulu Ozan demişken William Shakespeare’e ait olan bir sözü yazmadan geçemeyeceğim; ’’Bir ulusun türkülerini yapanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür.’’
Bu coğrafyada kader birliği yapmış ve yirminci yüz yılın başında sömürgeci emperyalistleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu topraklardan kovmuş insanların günümüzdeki mirasçıları olarak bize düşen görev; tarihi iyi okuyup nereden ve kimden gelirse gelsin emperyalist saldırılara karşı ortak cephe oluşturmak ve gerek ülkemizde gerekse komşu ülkelerde ‘’Tam Bağımsız’’lığı savunmak olmalıdır.
Yılmaz Özdemir
Yorum Gönder