Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (3)

Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (3) Yenimahalle Belediyesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi’nin destek ve katkıları ile Kadına Şiddet konusunu

Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (3)

Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (3)
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete karşı Uluslararası Mücadele nedeniyle, Yenimahalle Belediyesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Hacettepe Üniversitesi’nin destek ve katkıları ile Kadına Şiddet konusunu işleyen “Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor” adlı panel düzenlendi.
29 Kasım 2016 günü Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan, Dr. Selda Taşdemir Afşar’ın (H.Ü.den) moderatörlüğündeki panelde konuşmacı olarak Prof. Dr. Aylin Görgün Baran ve Suskunluğun Çığlığı Proje Ekibi (H.Ü. Sosyoloji Bölümü)  “Sığınma evlerinde Sosyal İlişkiler ve Sosyal Yaşam” konusunda konuşmalar yapıldı. Sosyolog Hande Altıntaş (Pembe Hayat “LGBTT Dayanışma Derneği) LGBTİ’lerin “Kadınların Maruz Kaldığı Sistematik Şiddet” konusunda bilgileri sunuldu. Yenimahalle Belediyesi Kadın Sığınma evinden Sosyal Çalışma Görevlileri “Sığınak Deneyimi” (isimleri güvenlik için gizli tutulan iki sosyolog)  “Sığınak Deneyimi” konularında sunumlarını, çoğunluğunu bayanların doldurduğu dinleyicilere aktardılar.
Ancak, Yenimahalle Belediyesi Sosyal Çalışma kadın sığınma evine sığınan kadınların yakınları tarafından saldırıya uğramaması ve oraya sığınan kadınların can güvenliğini için, ne sığınma evinin ne de orada çalışan uzman ve öteki görevlilerin adları gizli tutulmakta. Panelde bu gizli sığınma evinde çalışan uzman sosyal çalışma görevlisi sosyologların isimleri yazılı olmadığı için, biz de isimlerini yazmıyoruz, sadece sosyolog 1 ve 2 şeklinde yazacağız.
Sosyal Çalışma Görevlisi 1 nin konuşması:
“-Aslında trans kadınlara ve LGBTT li kadınlara biz de şiddet uyguluyoruz. Özgecan Aslan olayında hepimiz sokağa çıktık, H.Ü. hepimiz akademisyenler, öğrenciler ayaktaydık, eylemdeydik ama Hande Kader olayında ne yazık ki bunu yapmadık, sessiz kaldık çünkü o trans kadındı, sex işçiliği yapıyor da aslında fıtratında var bu işin karşılaşması gereken son bu. Kırmızı Şemsiye derneğinden Kemal Özelbayattan arkadaşlarımızın söylediği gibi, trans bireyler 50-60 yaşına kadar ulaşamıyorlar, mutlaka bir nefret cinayetine kurban gidiyorlar. Bu açıdan çok önemli; hani biraz önce Hande şunu söyledi 35 tane kadın cinayetinin olması, üç tane nefret suçunun işlenmesi, bunlar aslında nicelleştiriyor ve bizim bu cinayetlere yönelik aslında duyarsızlaştırıyor. BU da çok önemli bir sıkıntı olarak görülüyor.
Mesela yıllar önce İsveç’de bir genç Türk kadın, ailesi tarafından namus cinayetine kurban gittiği için İsveç bütün yasalarını gözden geçiriyor ve sığınaklarla ilgili, kadına yönelik şiddetle ilgili yasalar getiriyor. Ama biz Ankara’da mesela 1910 yılından itibaren 600 kadın on yıl içinde 101 kadın öldürülmüş ve ne yazık ki bunlar için de biz şeye almıyoruz. Trans kadınları ya da LGBTT li kadınları almıyoruz, biz sadece pembe cüzdanına göre, sadece görece cinsiyeti kadın olanları alıyoruz. BU anlamda da ciddi anlamda sıkıntı var, kamuoyunda görünürleri yok. Ancak kaos gere Kırmız Şemsiye ya da Pembe Hayat gibi dernekler vakıflar sayesinde bunlardan haberdar oluyoruz. Bunu mesela ulusal medyada görmüyoruz. Birçoğumuz, transların LBGTT nin ayırımcılığa, şiddete maruz kaldığımızı görmüyoruz ama Kadınların her ne kadar iyi kötü olsa bile kadınların bu tarz şiddetlere maruz kaldığını görebiliyoruz.
Şimdi yine kadına yönelik şiddete döndüğümüzde, sığınma evlerinin çok önemli birer müdahale aracı olarak işlev gördüğünü görüyoruz. Sığınma evleri her yüz bin nüfuslu belediye, nüfusu yüz bini aşan belediyede mutlaka bir sığınma evi kurulması gerekir. Çünkü sığınma evleri dediğimiz şeyler kadınları şiddet ortamlarından uzaklaştıran, kadınları faillerin yanından uzaklaştıran ve kadını güçlendirerek bağımsız yaşamayı, yani şiddet ortamına kadının tekrar geri dönmesini engelleyen yerler.
Bu anlamda da Yenimahalle Belediyesi birçok yeni olmasına rağmen güzel şeyler başarıyor. O yüzden oradan iki tane, onlar da bizim öğrencilerimiz, sosyal çalışmacı olan arkadaşım sığınak sığınma eviyle ilgili sunumunu takdim edecek”.
 “-Kadına yapılan şiddet ve eski yaşantısından kadının oradan ayrılmaya karar vermesi çok uzun yılların ardından mümkün olabilmekte. Aslında durup düşündüğümüzde, sığınma evi konusunda kadınların fazla bilgisinin olmaması, halk içerisinde sığınma evine dair doğru olmayan bilgilerin yayılması, tabiri caizce kötü kadınların kaldığı yer olarak görülüyor sığınma evleri. Bunlardan dolayı sığınma evlerine kadınların sığınmasının kolay olmadığını düşünüyoruz. Bu bağlamda biz ne yapıyoruz. Bununla ilgili bilgi verecek olursam. Yenimahalle Belediyesi olarak kadın sığınma eviyle Ankara’da kadına hizmet veren kadın sığınma evinden biriyiz. Ağustos 2015 den itibaren hizmet vermekteyiz. Açıldığımız günden itibaren 71 kadın ve 42 çocuğa hizmet verdik. Sığınma evi olarak ayırım yapmaksızın bütün kadınlara hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Sığınma evine gelen kadınların güvenliğini sağladıktan sonra çeşitli eğitim bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz. Boşanma, korunma gibi hukuki durumlarını da takip ediyoruz. Bunları hallettikten sonra, tıbbi, psikolojik, hukuki destek vermeye gayret ediyoruz. Eğitim ve iş bulma konusunda destek sağlıyoruz. Etüt, grup çalışmaları, test hizmetleri vermekteyiz. Verdiğimiz hizmetle kamu kurum ve kuruluşlarıyla müştereken çalışıyoruz. Özellikle alanın yetkin olan sivil topluk kuruluşlarıyla birlikte çalışmaktayız. Sığınma evi içerisinde bizim sosyal servi, sağlık servis olarak hizmet vermekteyiz.
Sosyal Servis: Kadınlara direk olarak uzmanlık desteği sağlıyoruz, kadınların uzmanlarla zaman geçirdiği bir servis. Burada üç sosyolog, b ir sosyolog hizmet uzmanı, bir psikolog olarak çalışıyoruz. Kadınların piko sosyal, ekonomik ihtiyaçlarını9n karşılanabilmesi için gerekli yönlendirmeleri yapmaya amaçlıyoruz. Burada da zaten kadının şiddetten uzakta kadının kendi bağımsız yaşamasına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ununla ilgili mesleki çalışmalar yapıyoruz, güçlendirme çalışmaları, daha çok güçlenme çalışması diyoruz buna tabi ki, kadının kendi gücünü keşfederek şiddetten uzak yaşantısını kurmasını sağlamağa çalışıyoruz.
Sığınma evinimizin bir servislerinden biri de eğitim servisi. Çünkü sığınma evine gelen kadınlar kadar çocuk da var. Biz kıt kapasiteyle çalışıyoruz ama kapasitemizin yarısı çocuk oluyor. Çoğu zaman çocukların eğitim durumunu büyüklerin eğitiminden farklı söz konusu oluyor. Burada eğitim servisimize büyük görev düşüyor aslında. Eğitim servisinde iki süt öğretmenimiz, bir de okul öncesi eğitim öğretmenimiz bulunmakta. Öncelikle çocukların eğitim durumlarını takip ediyorlar. Eğitimde sosyokültürel eğitimi birlikte yürütüyorlar. Eğitim servisinde aslında kadınlar geldiği zaman çocuk olup olmadığını tespit ediyorlar; çocuğum var çalışamıyorum, çocuğu nereye bırakacağım bilmiyorum, site içinde kurduğu kadınlarla bizdeki dayanışmadan ve bir başkasının sorumluluğu almak istemiyor kadınlar. Bu yüzden bizim kreş hizmetimiz aslında büyük bir hizmet oluyor, kadının çalışma hayatına geçmesinde. Kadınlar sığınma evinde yoğunlukta olduğu zaman kreşimiz hafta içi akşam saat yediye kadar hizmet vermekte. Aynı zamanda Cumartesi günü de akşam beşe kadar hizmet vermekte. Çocukların okula devam etmesinde de ulaşımın sağlanması açısından sığınma evindeki çocukları ücretsiz taşıma servis imkânı sağlıyoruz. Çoğu sığınma evinde bu mümkün olmayabiliyor. Çoğu zaman çocuklar yürüyerek gitmek durumunda kalıyor veyahut dışarıdan bir servis ayarlanıp parasız annelerden birini tahsis edilmeye çalışılıyor. Bu da çocukların eğitime devam etmede çok büyük engel oluyor.
Aynı zaman bu eğitim işini sadece çocuklara yönelik olarak yapmıyoruz. Sığınma evinde okuma yazma bilmeyen kadınlara yönelik okuma yazma kurslarımız oluyor. Okula devam etmek isteyen kadınlarımız olabiliyor. Daha önce orta öğretimini yarıda bırakmış, ilköğretimi yarıda bırakmış kadınların burada eğitimlerini amaçlıyoruz, biz. Bu konuda yönlendirmeler yapıyoruz. Açık liseler açık öğretim kayıtları hep devam etmekte. Dönem olarak bunların kayıtlarını takip ediyoruz.


Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (3)

SIĞINMA EVİNDEKİ SAĞLIK SERVİSİ: Bu da aslında kadına müdahile olarak çok önemli bir birim olarak hizmet ediyor. Sağlık servisimizde acil bir sağlık teknisyenimiz görev yapmakta. Kadınların, çocukların acil kronik devam eden sağlık sorunu konusunda sağlık servisimiz ilgileniyor. Sadece sağlık problemleri ile ilgili bir yönlendirme yapılıyor. Sağlık servisindeki arkadaşımız, özellikle gebelik, sağlık sorunları konusunda aylık kontrolleri yapılıyor. Hijyen, doğuma hazırlık, bakım konularda da bilgiler veriliyor. Sağlık servisinde aynı zamanda kanserle ilgili bilgilendirme programları yapabiliyoruz. Meme kanseri ile giden hafta bunlarla ilgili çalışmalar ile bilgilendirme toplantılar yapıyoruz.
Onun dışında madde bağımlılığı ile ilgili farkındalık çalışmaları yapıyoruz.
Sığınak bünyesinde sanata yönelik ebru kursumuz devam ediyor. Ebru kursu kâğıttan takı tasarımı yapıyoruz, boncuklarla devam eden takı tasarımı atölyelerimiz oluyor. Bunları düzenliyoruz. Bunlarda daha çok temel amaç kadının rehabilitasyonunu sağlamak. Ama elde edebildiğimiz zaman da gelir kaynaklı bir araca dönüştürebiliyoruz.
Meslek eğitim kursu olarak daha çok işkura yönlendiriyoruz. Kadınların işkurdan alabileceği mesleki eğitimleri bunları yönlendirmeye çalışıyoruz. Buradan alabileceği günlük harçlıklara oluyor. Burada aslında kadının kursa gitmesinde elinde bir belgesi olması yönünde bizim için bir avantaj oluyor.
Sığınma evinde aylık olarak biz sosyal faaliyetler düzenlemeğe çalışıyoruz. Sinema tiyatro, müze gezileri gibi sağlayabildiğimiz gönüllü kuruluşlarla bunlara devam etmeye çalışıyoruz.
Kadınların bağımsız yaşama geçmesinde aslında öneli olan bazı noktalar var, hani kendi bağımsız hayatında devam ettirmesinde şiddetsiz yaşam kurmasında yine çeşitli atölyeler yapmaktayız, sığınma evindeki meslek arkadaşlarımızla birlikte. Kadın ve çocuklar özellikle öfke yönetimi, halkla ilişkileri, kendini ifade etme, toplumsal cinsiyet eğitimi öncelikli olarak, kadına yönelik şiddet, şiddetsiz yaşam, ayırımcılık empati, haklarımı biliyorum gibi cinsel haklar, medeni haklar, sahip olduğumuz hukuksal haklarla ilgili bilgilendirme çalışmaları yapıyoruz.
Kadınların çocuklarla ilgili, kadınlar sığınma evinde planlı yaşam öyküsü, uzun süren bir yaşam öyküsü bu, bunların evine geldiğinde bir sürü meslek elemanı var, çocuğu ile ilgilenecek bir sürü meslek elemanı var, öğretmen olsun, bakıcı anne olsun. Böylece travmatik olaydan ayrı yaşamaları mümkün oluyor. Fakat biz anne çocuk arasında bölgeler arsında ki iletişimi güçlendirmek için yine anne çocuk atölyeleri yaptık sıklıkla. Buna eğitim bazında da düzenlemekteyiz. Kadın ve beden cinsellik farkındalık eğitimi hem bireysel hem grup çalışmalarını birlikte vermekteyiz.
Sığınma evi içerisinde bizim bir sponsorumuz bulunmakta aslında sığınma evinden çeşitli artılarımız var. Bu sponsorumuz olsun, etüt salonu, hobi salonu gibi farklı gösteri alanlarına sahibiz içeride. Burada dışarıdan sağlayabildiğimiz gönüllülerle kadınlara yoga, jimnastik eğitimleri veriyoruz. Aynı zamanda sığınma evi içerisinde dışarıdan görünen belli kurallarımız var, kadınlara yönelik, bu kurallar çerçevesinde ilerlemeleri gerektiğini düşünüyoruz, ama burada yaşayan kadınlar da var, burada onların yaşadığı yere dair görüşlerini de almadan ilerleme kaydedemeyiz. Bu seferde kadınlarla meslek elemanları arasındaki ilişkiyi güçlendirmek, sosyal ilişkilerin geliştirmesini sağlamak için kadınlarla haftalık toplantılar yapıyoruz. Aynı zamanda kadınların sosyalleşmek için çeşitli önemli günleri birlikte kutlamaya çalışıyoruz.
Sadece kadınla çalıştığımız için kendi mesleki yeterliliğini artırmak için hem kurum dışı hem de kurum içinde eğitimlere katılabiliyoruz. Kadın danışma merkezimizle burada birlikte çalışıyoruz. Çoğunlukla onlarla birlikte yürütüyoruz eğitimimizi; bu aldığımız kadın sağlığı eğitimi, insan ticareti, çocuk gelinler, mülteci ile görüşme teklifi ve travmayla ilgili çeşitli kanlarda eğitimler alıyoruz. Bunları da mesleki müdahalede göz önünden bulunduruyoruz, mesleki müdahale ile göz önünde bulundurarak hareket ediyoruz.
Sığınma evinde çalıştığımız birkaç arkadaşlarımız, meslek mensubu arkadaşlarımız var bunlar güvenlik görevlileri, meslek görevlileri onların da kadınlarla birebir ilişkileri olduğu, göreve başlamadan önce onları toplumsal travma, kadına yönelik şiddet nedir başlıklı kapsamlı kavramda eğitimler veremeye çalılaşıyoruz. Çünkü kadınla gece kalan onlar, gündüz yüz yüze kalan onlar çoğunlukla. BU sebeple onların kadınla doğru ilişki kurabilmesi için bu tür eğitimlere öncelik veriyoruz. Aynı zamanda gece siniri krizi, astım krizi, psikolojik durumlarda müdahaleler yapılıp sağlık görevlilerimiz tarafından eğitime tabi tutuluyor.
Biz sığınma evi olarak bu çerçevede size bir işleyiş sunabilirim, bu şekilde işliyoruz, meslek elemanlarımızla Ankara’da yüksek kapasiteyle çalışan bir sığınma eviyiz. Hem niceliksel, hem de niteliksel olarak bayağı kapsamlı bir sığınma eviyiz. Mekânsal olarak da geniş bir alana sahibiz. Fakat karşılaştığımız çeşitli zorluklar oluyor tabi alanda hem sığınma evinde hem de genelde yapılan çeşitli sorunlar da var tabi ki.
Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (3)

Sosyal Çalışma Görevlisi 2. nin konuşması  (Sığınak ve sığınma deneyimi)
“Ben de genel olarak Türkiye’de sığınma evinde karşılaşılan temel bazı sorunlardan bahsedeceğim. Bunlar bu kadar kısa sürede anlatabilecek sorunlar değil maalesef. Önce bahsedeceğim sığınma evi sorunları genel olarak Türkiye’de bütün sığınma evinde karşılaşılan bütün kurum ve kuruluşların bir araya gelip çözmesi gereken sorunlardır. Kadınların güvenlikleri açısından karşılaşılan sorunlardan ilk önce bahsedeceğim. Sığınma evinde ısrarlı takip mağduru can güvenliği sorunu olanlar barınıyor; bu arada onların güvenliklerini sağlamak çok önemli. 6284 Sayılı yasa kapsamında kadınlar korunma gizliliği çıkarabiliyorlar. Ancak korunmada gizlilik kararı en fazla altı aylık gizlilik kararı, daha sonra uzatılan bir karar. Koruma ve gizlilik kararı çok fazla sürebiliyor, ya da kısa sürede bir üç ay gibi sürelerle çıkabiliyor. Bu da kadını gizlememiz gerekirken, sistemde gizlemememize ve kadının deşifre olmasına güvenliğinin tehlike altında olmasına sebep oluyor. Gizli karar çıksa dahi bürokratik yazışmalar uzun sürdüğü için ya da gizlemesi gereken personelin gizleme işlemini bilememesi bazı Mil. Eğitim Bakanlığında vs gizlemeyle ilgili sıkıntılar çok kere yaşadık. Yine kadınlar ve çocukların deşifre olması söz konusu olabiliyor. Biz meslek elemanları olarak bu kararların hem geç çıktığından hem de bürokratik yazışmalar uzun sürdüğünden bahsettim. Doğrudan kadının avukatı ile iletişim kurup bu karara ulaşmak ve sürece işletmek zorunda kalıyoruz. Bu da aslında meslek elemanının deşifresine sebep oluyor, hem de meslek elemanı açısından kadına riskli bir durum teşkil ediyor.
Bunun yanında yine güvenlikten devam edecek olursam, can güvenliği ve koruma kararı olan kadınların dışarıdaki işlemlerinin gerçekleştirilmesinde polise ihtiyaç duyduğu zamanlar oluyor. Kadın polis eşliğini istediğinde biz bu eşliği bağlı bulunduğu adrese, gizli tabi ki ama bağlı bulunduğumuz mıntıkadaki karakoldan istiyoruz. Ancak maalesef bu eşlik için bir birim oluşturulmadığı için ya da şiddete ilişkin böyle ayrı ekipler oluşturulmadığı için rutin olarak polisler kadına eşlik etmek durumunda kalıyor, haliyle ekip hiçbir zaman olmuyor. Dolayısıyla kadının güvenliğini gerçekleştirmek zorundayız; polisle gitmek zorunda, güvenliği çok önemli, çünkü. Gecikmeler aksamalar oluyor biz 155 den istemek zorunda kalıyoruz, o ekibi. O da kendi bölgesinden çıkamayacağını söyleyip amirinin onayını bekliyor. Amir bu konuda duyarlı biri olmayabilir, şiddet konusunda, toplumsal şiddet konusunda, polislerin çok duyarlı olduğunu söyleyemiyoruz. Dolayısıyla bu aksamaları gecikmeleri çok yaşıyoruz. Polislerden devam etmem gerekirse cinsiyetçi, ayırımdan bahsettim. Aslında şahsın evinde polis müdahalesini gerektiren durumlar da oluyor. Daha önce de böyle durumlar yaşadık. Kadınlara karşı cinsiyetçi tavırları çok fazla var polislerin, ayırımcı tavırları. Hakarete varan laflar, kadının üzerinden edinilen laflar, bunun en büyük sonucu kadınlar üzerinden olumsuz sonucu şu: Kadınlar yaşadıkları bu olumsuz günlerle destek istemesi gereken durumlarda polisten destek istemekten çekiniyorlar. Defalarca tekrar edilip geri dönülebiliyor. Ama benzer şekilde sadece polis üzerinde değil bu, hâkimler, savcılar, avukatlar, doktorlar, sosyal dayanışma ve yardımlaşma vakıflarındaki görevliler, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki memurlar, öğretmenler, okul müdürleri, kadının hizmet alabileceği kurumlar ve kuruluşlar kadınlar olumsuz tavırlarla karşılaşabiliyorlar.
Bu anlamda bu şöyle bir sonucu doğuruyor, bizim kadının hizmet alabileceği her türlü kurum ve kuruluştan toplumsal cinsiyet konusunda, şiddet konusunda duyarlı ortaklara ihtiyacımız var. Bu konuda insanların duyarlı olması, zaten genel olarak ahlaki tavır aslında ayırımcılık yapmamak görevlerimiz arasında. Ancak özellikle kadın olunca, zaten sığınma evinde kalan bir kadın olunca bunun dozu inanılmaz artıyor.
Türkiye’de vilayetlerde 31 sığınma evi var, sayılarının daha da artması gerekiyor. Bu bağlamda yerel yönetimlerin işlettiği sığınma evlerinde karşılaşılan çok sorunlar var, onlardan bahsedersem, kadınlarla yurtlarda çalışma, kadınların güçlenmesi ve bağımsız geçiş sağlaması üstüne kurulu, dolayısıyla bu süreçte kadınların en önemli karşılaştıkları ilk problem düzenli olarak ekonomik destek alamamaları. Bakanlığa ait sığınma evinde düzenli olarak ekonomik destek küçük de olsa alabiliyorlar. Ancak Türkiye’de vilayetlerin için de birkaç vilayetin dışında maalesef kadın düzenli olarak gelip sağlanamıyor ve kadınlar sığınma evlerine geldiklerinde devam eden adli süreçleri oluyor, yaşadıkları travmalar sebebiyle hemen iş hayatına başlayamıyobiliyorlar, onların müşterek bir eğitimi olmuyor ve herhangi bir mesleki eğitime yönlendiriliyorlar arkasından iş kısmına başlama söz konusu oluyor. Yaşadıkları travmalar nedeniyle de psikolojik durumları çok iyi olmadığı için bu süreçte mutlaka ekonomik olarak desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Ekonomik yoksunluk daha da artıyor sığınma evinde. Sosyal yoksunluğa dönüşüyor iyice. Dolayısıyla işlerinde ciddi çalışmalar yapmaları gerekiyor. Maddi desteği sağlamaları o kadın ve çocukların sağlıklı geçmesi anlamında çok önemli. Çünkü biz ekonomik destek sağlanmadığı hallerde Sosyal Yardımlaşma Vakıflarına (SYV) yönlendirmek zorunda kalıyoruz kadınları. O vakıflardan da her ihtiyacı için ayrı başvurmak gerekiyor. Bir kadın ihtiyacı için başvurduysa, aynı ay içerisinde başka bir ihtiyaç için ihtiyacını SYV karşılamayabiliyor, karşılamayacağını söyleyebiliyor.
Örneğin bu bağımsız yaşama geçiş sürecinde problemlerle ilgili somut bir şey daha söyleyeyim, kadın artık sığınma evinden çıkacak maddi kimliğini yapmış oluyor, ancak kadına bir eşya bulunması, onun bir eve yerleşmesi gerekiyor. Bu noktada da yine sığınma evinde çalışan meslek elemanları ikili ilişkilerini kullanarak birtakım vakıflarla ortak çalışarak o iş bulmak ve o eşyaların nakliyesini halletmek durumunda kalıyor. Dolayısıyla yerel yönetimler de aslında somut olarak kadınların bu ihtiyaçlarıyla ilgili çalışmalar yapabilir. Eşyaların bulunması, eve yerleşmesinde belediyeler için aslında son derece yapılabilir hizmetten olabilir; kadınlar için gerçekten bu büyük bir hizmet.
Sığınma evi yaşam içinde mesleki çalışmalar yapıyoruz ve bunların içinde onların rehabilitasyonu için sosyal hayata katılımları için düzenli olarak etkinlikler yapılması gerekiyor. Bu etkinlikleri özellikle meslek elemanları dışarıdan ücretsiz olarak sağlamaya çalışıyor. Dolayısıyla sürekliliğini sağlamak zor oluyor bunun da. Faaliyetlerin sürekli olarak olumsuz etkileniyor. Çünkü sığınma evlerinin çoğu yerel yönetimlere bağlı çoğu maalesef bağış yoluyla çalışıyor. Bağış yoluyla çalışmak demek, aslında çok güçlü bir sosyal ağın olması çok emek ve zaman sarf etmek demek. Meslek elemanı buraya emek sarf etmek yerine kadının bağımsız yaşa süreciyle ilgili çalışmalar yapması aslında daha büyük bir hizmet çünkü o bağışların bulunması, hangi kadınlar için kullanılacağı detaylı hepsini planlamak zor oluyor.
Dolayısıyla aslında şöyle bir sonuca varabiliyoruz burada, Türkiye’de özellikle yerel yönetimlere bağlı sığınma evlerinde yaşadığı sorunlar ekonomik kaynaklı ve sığınma evlerinin birçoğunda kendilerine ait bir bütçeleri yok, kendilerine ait bir bütçelerinin olması halinde bu birçok bahsettiğimiz ekonomik kaynaklı sorunları çözmüş olacağız. Dolayısıyla ekonomik olarak bu sorunları çözdüğümüz vakit kadınların güçlenmesi ve sosyal hayata geçişleri daha da hızlandırabiliriz ve sığınma evlerinin tanınmasından kadınların oraya geçişlerinin sağlanması bir alan açacak. Süreci hızlandırdığımız zaman kadının bağımsız yaşama geçmesini hızlandırdığımız zaman yeni başka kadınlara da sığınma evinde yer açmış olacak. Meslek elemanları anında biz Yenimahalle Belediyesi olarak biraz avantajlı durumdayız aslında, ancak Türkiye genelinde meslek elemanı sıkıntısı çok görünmüyor. Çünkü tek meslek elemanıyla çalışan sığınma evleri dahi var. Çalışanların üzerindeki yük çok ağırlaşıyor bu noktada. Maalesef iş güvencesizliği riskli çalışma ortamıyla karşı karşıya orda çalışanlar; çoğu kadrolu değil, sözleşmeli personel ve ücretli öğretmen statüsünde düşük ücretli olarak çalışıyor maalesef.
Meslek elemanları bu alanda çalışırlarken ikinci travmaya maruz kalıyorlar. Tükenmişlik konularında maalesef düzenli bir destek sağlayan yeni yeni belki bir tane var, bunun dışında maalesef yok. Meslek elemanının yeterli meslek çalışması yapması için hem eğitimlerine hem tükenmişlikle mutlaka destek alması gerekiyor.
Sığınaklarda süreç içinde karşılaşılan sorunlar çok fazla. En güvenliğe ilişkin ve yerel yönetimlerle ilgili karşılaştığımız en önemli büyük sorunlardan bahsettim. Dolayısıyla bu noktadaki çalıştayların, panellerin, eğitimlerin sıklaştırılması ve kadına şiddetle çalışan bütün ortakların bir araya gelmesi, çalışmalarda, etkinliklerde bulunmasını çok önemsiyoruz biz. Kadınlar, çocuklar, engelliler, yaşlılar gibi avantajlı gruplara yönelik hem yerel yönetimlerin, hem bakanlığın hem SSK nın yeni ve daha kapsamlı üreten çalışmalar yapmasını bekliyoruz. Çünkü bu alanda ortak bir çalışma alanı gerçekleştiremezsek toplumsal şiddet konusunu toplum düzeyine yayamayacağız. Bu konunun halledilebilmesi için gerçekten toplumsal düzeyde farkındalık çalışmaların artması gerekiyor. Kadınlar sığınma evinin nasıl bir yer olduğunu bilmiyorlar. Şiddetin nasıl bir şey olduğunun farkında değiller, sadece şiddet biliyorlar. Biz bu alanda çalışan meslek elemanları olarak kadın bakış açısına kadınlar olarak birlikte dayanışarak çözmeye çalışıyoruz.
Ancak bu alanda polis, avukat, savcı, hakim herkes var, hepsinin kadına yönelik şiddet konusunda duyarlı olması gerekiyor. Bu işbirliğinin kendi aramızda kurduğumuz dayanışmanın toplumsal düzlemde de kurulmasını önemsiyoruz. Bu konuda sığınaksız bir dünya  dileğimle bitireyim”.

Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com

Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (1) 

Ankara Kadına Yönelik Şiddetle Nasıl Mücadele Ediyor (2)


Cevat Kulaksız

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget