Başkanlığım
sırasında asla ben demedim.
Hep BİZ olduk...
Yazımın başlığında
böyle demek gerektiğinden o “beni” yazdım.
Geçen hafta ufak bir
kaza geçirdiğim için yaklaşık kırk sekiz saat acı çektim.
Minibüsten inerken
sol ayağım üzerine fazla sert atladığımdan kasık bağımda zedelenme olmuş.
Canımın yanması bir
yana memleket meseleleri daha çok acıtıyordu yüreğimi.
Malum, minibüsler
müşteri almak için yarış halinde olduklarından durmaları ile kalkmaları bir
olduğundan inmek için acele etmiştim.
Neyse, şükürler
olsun atlattım.
****
Erteledik mecburen.
Nihayet, 5.Mayıs
Pazartesine ertelediğim yemekte buluştuk.
Restoranda uzun bir
masada oturuyorlardı içeri girdiğimde öyle bir sevgi ile karşılandım ki
mutluluğumu anlatamam.
Yılların emektarı
Suna Oral ablamızda bütün sevimliliği ile oradaydı.
Ben bir sohbet
toplantısı, güncel siyaseti konuşacağımızı sanıyordum.
Meğer bana güzel bir
sürpriz hazırlamışlar!
Üst kurullarımızın
akıl etmediği bir plaket sundular.
Hayatımın en anlamlı
bir ödülüydü bu.
Öylesine şaşırmış ve
öylesine duygulanmıştım ki gözlerim doldu.
Plakette aynen şu
sözler yazılmıştı.
Sn. Tünay Süer
(Kadın Kolu Başkanı)
Atatürk İlke ve devrimlerinin
yılmaz savunucusu sevgili başkanımız partimize, amacımıza ve bize verdiğiniz
emeklerden dolayı teşekkür eder şükranlarımızı sunarız.
Kadın Kolu çalışma Arkadaşlarınız
****
Başkanlığım
sırasında ben onlara meleklerim derdim.
Çünkü onlar ciddi
görünümleri ile birlikte altın kalpli gerçek birer meleklerdi.
Daima saygılı,
çalışkan ve bendensin, ondansın ayırt etmeden tüm kadın örgütünü sevgiyle
kucaklayan yöneticilerimdi.
Ne kadar başarılı olduğum
söylenir.
İnanın ki esasında bu başarıyı
hak eden onlardı.
Onlar olmasa böylesine başarı
asla olmazdı.
Benim için onların
her biri başlı başına birer başkandı zaten.
Görev sıramızda
abartmıyorum, Türkiye’ye örnek olacak çalışmalar yaptık. Ortada seçim filan
yokken bizler göreve gelir gelmez yarın seçim olacakmış gibi çalışmaya
başlamıştık.
4 Mahalleyi yazın cehennemi sıcağında, kışın
ayazında elimizde mahalle haritaları kapı kapı dolaşarak taramış, raporlar
tutmuş bir üst kurula iletmiştik.
Yaz boyu çoğu kişi
tatil yaparken biz tatile gitmeyenlerle, tatilden dönenlerle,
durumlarına göre
sabah 9 dan saat 13.00 çe kadar, öğleden sonra saat 14.00 de ikinci posta
olarak saat 18 ze kadar taramalarımızı iki vardiya olarak
sürdürmüştük.
O mahallelerde
(Fikirtepe-Eğitim-Dumlupınar-Rasimpaşa-)hangi evde hasta, hamile, işsiz,
ihtiyaç sahibi yoksul var hepsini tespit edip raporlarımıza almış, partimizin
propagandasını yapmıştık. Kaç üyemiz var, kaç CHP gönüllüsü var hepsini tespit
etmiştik.
****
Referandum
çalışmalarımızın merkezi Kadıköy Metrobüs Duraklarının yan tarafındaki geniş
alandı. Çalışmalarımız boyunca her gün en az 125 kadın arkadaşımızla birlikte
görev yapmıştık. Pazarlara, caddelere belirli yerlere stantlar açmaya sabah
8.30 da başlıyorduk.
Tüm Kadıköy Kadın Örgütü ile
sanki kenetlenmiş, görevleri severek, yorgunluk nedir anlamadan yapıyorduk.
Yönetimimiz
sırasında ilçe genişletilmiş toplantılarımızda vücut dili, toplantı düzeni,
hitap gibi eğitimler veriyorduk.
Sokak taramaları ve
ilçe toplantıları dışında kalan günlerimizde mutlaka sendikaları, işçileri, STK
ları ziyaret edip iletişim kuruyorduk.
Benim meleklerim bu ağır
çalışma temposundan bir tek gün yakınmamışlardı
Kadın Kolu olarak
İlçemize birçok yenilik katmıştık.
Çok seviliyorduk,
bir gün olsun şımarmadık, kimseye tepeden bakmadık.
İşte bugün
seviliyorsak, alçak gönüllü olmamıza ve her bireyi sevgi ile kucaklamamıza, ben
değil daima biz olmamıza bağlıdır bu sevgi ve saygı.
İtiraf edeyim ki böyle
çalışkan bir kurul, kadın örgütü ne yazık ki Sn.Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP
de yok sayıldı. Küskünlükler oldu ve son İstanbul seçimleri ile ne kadar
başarılı olduğumuz meydana çıktı.
Bugün Kadıköy ile çok büyük başarı
kazandığımızı düşünmek hata olur. Kadıköy’den kim aday gösterilse kazanırdı.
Kadıköy halkı asla demokrasiden, Atatürk’ün partisi CHP den hatalara rağmen vaz
geçmemiştir.
Aslında bu dönemde
Kadıköy ilçemiz 100 de yüz kazanılmalıydı.
****
Bana geçmişteki
birlikteliğimiz hatırlatan hatta yeniden yaşatan;
Neptün Yıldırım,
Tülay Menga, Semra Topa, Tülin Tomru, Ayşe Çavuş Yönetim Kurulunu oluşturan
arkadaşlarıma,
Acıbadem Mahalle
Sorumlumuz Gülşen Kartoğlu’na benim bu mutlu gecemde yanımda olan sevgili Suna
Oral ablama
Ve de sonraları
İstanbul İl Kadın Kolları Basın Komisyonu Başkanlığım sırasında başkan
yardımcım sevgili Hülya Yıldırım’a gecede olan, haberi olmadığı için orada
olmayan çalışmalarımızda birlikte olduğumuz Kadıköy Kadın Kolu üyeleri emekçi
örgütüme, gönülden teşekkür ederim.
Bu ödülü aslında hepiniz hak
ediyorsunuz.
İyi ki varsınız ...
Yorum Gönder