Meleklerim ve ben! - Tünay Süer

Başkanlığım sırasında asla ben demedim.
Hep BİZ olduk...
Yazımın başlığında böyle demek gerektiğinden o “beni” yazdım.
Geçen hafta ufak bir kaza geçirdiğim için yaklaşık kırk sekiz saat acı çektim.
Minibüsten inerken sol ayağım üzerine fazla sert atladığımdan kasık bağımda zedelenme olmuş.
Canımın yanması bir yana memleket meseleleri daha çok acıtıyordu yüreğimi.
Malum, minibüsler müşteri almak için yarış halinde olduklarından durmaları ile kalkmaları bir olduğundan inmek için acele etmiştim.
Neyse, şükürler olsun atlattım.
                                                     ****

Meleklerim ve ben! - Tünay Süer
Aslında geçen Pazar günü için arkadaşlarımdan davet almıştım. O akşam yemeğinde birlikte olacaktık.
Erteledik mecburen.
Nihayet, 5.Mayıs Pazartesine ertelediğim yemekte buluştuk.
Restoranda uzun bir masada oturuyorlardı içeri girdiğimde öyle bir sevgi ile karşılandım ki mutluluğumu anlatamam.
Yılların emektarı Suna Oral ablamızda bütün sevimliliği ile oradaydı.
Ben bir sohbet toplantısı, güncel siyaseti konuşacağımızı sanıyordum.
Meğer bana güzel bir sürpriz hazırlamışlar!
Üst kurullarımızın akıl etmediği bir plaket sundular.
Hayatımın en anlamlı bir ödülüydü bu.
Öylesine şaşırmış ve öylesine duygulanmıştım ki gözlerim doldu.
Plakette aynen şu sözler yazılmıştı.
Sn. Tünay Süer
(Kadın Kolu Başkanı)
Atatürk İlke ve devrimlerinin yılmaz savunucusu sevgili başkanımız partimize, amacımıza ve bize verdiğiniz emeklerden dolayı teşekkür eder şükranlarımızı sunarız.
Kadın Kolu çalışma Arkadaşlarınız
(Melekleriniz)
Meleklerim ve ben! - Tünay Süer
                                                         ****
Başkanlığım sırasında ben onlara meleklerim derdim.
Çünkü onlar ciddi görünümleri ile birlikte altın kalpli gerçek birer meleklerdi.
Daima saygılı, çalışkan ve bendensin, ondansın ayırt etmeden tüm kadın örgütünü sevgiyle kucaklayan yöneticilerimdi.
Ne kadar başarılı olduğum söylenir.
İnanın ki esasında bu başarıyı hak eden onlardı.
Onlar olmasa böylesine başarı asla olmazdı.
Benim için onların her biri başlı başına birer başkandı zaten.
Görev sıramızda abartmıyorum, Türkiye’ye örnek olacak çalışmalar yaptık. Ortada seçim filan yokken bizler göreve gelir gelmez yarın seçim olacakmış gibi çalışmaya başlamıştık.
 4 Mahalleyi yazın cehennemi sıcağında, kışın ayazında elimizde mahalle haritaları kapı kapı dolaşarak taramış, raporlar tutmuş bir üst kurula iletmiştik.
Yaz boyu çoğu kişi tatil yaparken biz tatile gitmeyenlerle, tatilden dönenlerle,
durumlarına göre sabah 9 dan saat 13.00 çe kadar, öğleden sonra saat 14.00 de ikinci posta olarak saat 18 ze kadar taramalarımızı iki vardiya  olarak  sürdürmüştük.
O mahallelerde (Fikirtepe-Eğitim-Dumlupınar-Rasimpaşa-)hangi evde hasta, hamile, işsiz, ihtiyaç sahibi yoksul var hepsini tespit edip raporlarımıza almış, partimizin propagandasını yapmıştık. Kaç üyemiz var, kaç CHP gönüllüsü var hepsini tespit etmiştik.
                                                        ****
Referandum çalışmalarımızın merkezi Kadıköy Metrobüs Duraklarının yan tarafındaki geniş alandı. Çalışmalarımız boyunca her gün en az 125 kadın arkadaşımızla birlikte görev yapmıştık. Pazarlara, caddelere belirli yerlere stantlar açmaya sabah 8.30 da başlıyorduk.
Tüm Kadıköy Kadın Örgütü ile sanki kenetlenmiş, görevleri severek, yorgunluk nedir anlamadan yapıyorduk.
Yönetimimiz sırasında ilçe genişletilmiş toplantılarımızda vücut dili, toplantı düzeni, hitap gibi eğitimler veriyorduk.
Sokak taramaları ve ilçe toplantıları dışında kalan günlerimizde mutlaka sendikaları, işçileri, STK ları ziyaret edip iletişim kuruyorduk.
Benim meleklerim bu ağır çalışma temposundan bir tek gün yakınmamışlardı
Kadın Kolu olarak İlçemize birçok yenilik katmıştık.
Çok seviliyorduk, bir gün olsun şımarmadık, kimseye tepeden bakmadık.
İşte bugün seviliyorsak, alçak gönüllü olmamıza ve her bireyi sevgi ile kucaklamamıza, ben değil daima biz olmamıza bağlıdır bu sevgi ve saygı.
İtiraf edeyim ki böyle çalışkan bir kurul, kadın örgütü ne yazık ki Sn.Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP de yok sayıldı. Küskünlükler oldu ve son İstanbul seçimleri ile ne kadar başarılı olduğumuz meydana çıktı.
 Bugün Kadıköy ile çok büyük başarı kazandığımızı düşünmek hata olur. Kadıköy’den kim aday gösterilse kazanırdı. Kadıköy halkı asla demokrasiden, Atatürk’ün partisi CHP den hatalara rağmen vaz geçmemiştir.
Aslında bu dönemde Kadıköy ilçemiz 100 de yüz kazanılmalıydı.
                                                  ****
Bana geçmişteki birlikteliğimiz hatırlatan hatta yeniden yaşatan;
Neptün Yıldırım, Tülay Menga, Semra Topa, Tülin Tomru, Ayşe Çavuş Yönetim Kurulunu oluşturan arkadaşlarıma,
Acıbadem Mahalle Sorumlumuz Gülşen Kartoğlu’na benim bu mutlu gecemde yanımda olan sevgili Suna Oral ablama
Ve de sonraları İstanbul İl Kadın Kolları Basın Komisyonu Başkanlığım sırasında başkan yardımcım sevgili Hülya Yıldırım’a gecede olan, haberi olmadığı için orada olmayan çalışmalarımızda birlikte olduğumuz Kadıköy Kadın Kolu üyeleri emekçi örgütüme, gönülden teşekkür ederim.
Bu ödülü aslında hepiniz hak ediyorsunuz.
İyi ki varsınız ...

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget