Eskiyi karıştırmak! - Gündüz Akgül

Eskiyi karıştırmak! - Gündüz Akgül
“Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış.” Güzel özdeyişlerimizden biridir.
2001 yılından bu yana aralıksız amatörce yazıyorum. Yazma azmim hala iflas etmemekle birlikte, 30.04.2014 günlü Hürriyet gazetesinde Midyat İlçesi Kaymakamı ile ilgili çıkan bir haber nedeniyle eskiyi karıştırma gereği duydum.
Bu haberde Kaymakamın;
Belediye Başkanvekili, Emniyet Müdürü, Jandarma Komutanı, daire müdürleri ve Müftünün de katıldığı bir toplantı yaptığı, bu toplantıda mahalle ve köy muhtarları ile din görevlilerini faiz, kız çocuklarının okula gitmesi konusunda uyardığı ve “sizler kız çocuklarınızı, imam hatip okullarında okutmak istiyorsanız, sizler için bu alternatifi de oluşturacağız. Yatılı bölge ortaokulumuzu, bundan sonra sadece kız çocuklarımıza tahsis edeceğiz. Kız İmam Hatip Ortaokulu ve Kız İmam Hatip Lisesi olacak” dediği, hayatları pahasına Doğuda ve Güneydoğuda görev yapan vefakâr öğretmenleri unutarak, "Devlet olarak her köyün, her mahallenin en kılcal damarlarına kadar işleyen, ulaşan tek kesim bizim Diyanet görevlisi ağabeylerimizdir.” Hatırlatmasında bulunduğu yazılıydı.
Bu haber üzerine eskiyi karıştırırken, bir Kaymakam ile ilgili yazdığım bir yazımı anımsadım.
Aşağıda, sizinle paylaşmak gereğini duyduğum o yazıda adı geçen Kaymakam’ın, köylere giderek okuma olanağından yoksun bırakılmak istenen kız çocuklarına (Selcan Güneş, Nihal Gerizli)  nasıl okuma olanağı sağladığını yazmış ve 23. 08. 2011 tarihli Hürriyet gazetesindeki haberde ise o kızlardan Nihal Gerizli’nin okuyarak öğretmen olduğunu ve Kaymakam’ın da, armağanlarla ödüllendirildiğini okuyunca çok mutlu olmuş ve “BU KAYMAKAMA HEDİYE YAĞIYOR...” başlıklı ikinci bir yazı yazmıştım.
Ülkemde, işçi ve emekçinin resmi bayramı olan 1 Mayıs kutlamalarına yasak getirilirken, hala Vezirköprü Kaymakamı gibi önceliği Eğitim ve Öğretime tanıyan Kaymakam var mı?
Bilmiyorum.
1 Mayıs İşçi ve Emekçi bayramı kutlu olsun

01.05.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet savcısı

İşte o yazı:
Sayın Kaymakamım  (Şevket Cinbir Vezirköprü )
Ben 62 yaşında Emekli bir Cumhuriyet Savcısıyım. Üstünüze afiyet nefes darlığım olduğu için, 08.05.2001 günü saat 03.30 sıralarında bu rahatsızlığım nedeni ile uyanıp Televizyonu açtığımda ATV deki programa takıldım. Orada çok sevdiğim sanatçı Sayın Belkıs Akkale’yi görünce normal bir müzik programı sanarak izlemeye başladım. Çok geçmeden programın içeriğini anlayınca büyük bir heyecan duydum. Bu heyecanlarımın nedenlerini, yazıp bitirdiğim “Hayatım ve Anılarım”ın önsözünü göndererek belirtmekle yetineceğim.
Sayın Kaymakamım, Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, sosyal ve siyasi çıkmazları aşmak için, siz ve sizin gibi duyarlı yetkililerin çoğalması ile mümkün olacağına inananlardanım. Ulu Önderimiz bir konuşmasında “Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir doğma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım ilim  ve akıldır……Beni benimsetmek isteyenler bu temel eksen üzerine akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçım olurlar” demektedir.
Vezirköprü ilçesinde başlatmış olduğunuz Eğitim ve öğretim çalışmalarınız için sizi yürekten kutluyorum. Konuşmalar arasında sizin de benim gibi köy kökenli olduğunuzu öğrenince, 13 yaşında elektriği ve sinemayı tanıyan, okumak için Muş’tan Erzurum’a stabilize (oturtulmuş) yollarda kamyon kasasında yolculuk yapan, okuyup aydınlığı yakalamak için o yaşta sekiz ay aile hasreti çeken biri olarak, çocukluğuma döndüm ve göz yaşlarımı tutamadım. Zaten duygusal ve gözü yaşlı biriyim. Köy karanlığından, cehaletten ve yoksulluktan kurtularak, aydınlığa doğru koşmanın ne olduğunu ve bunun heyecanını çok iyi bilirim. Tıpkı kendisine aydınlığa giden yolu engellerden temizlediğiniz Selcan Güneş’in duyduğu heyecanla Kaymakam diyemeyişi gibi.
Konuşmalarınızda büyük bir alçak gönüllülük ile ve tertemiz köylü çocuğu yüreğinizle “hangi yönetici arkadaşım olsaydı bu olayda benim gibi duyarlı davranırdı” şeklinde bir açıklamada bulundunuz. İzninizle ülkenin birçok bölgesinde ve birçok yönetici ile çalışan bir ağabeyiniz olarak, bu açıklamaya katılmıyorum.
 Yukarda da belirttiğim gibi her yetkili bu duyarlılığı gösterseydi, güzel ülkemiz bu günlere gelmezdi. Siz ve sizin gibi davrananlar, Ulu önderin Cumhuriyeti teslim (emanet) ettiği sayısı azalmış gençlersiniz. Bu sayının her gün artmasını diliyorum.
Program sırasında telefon etmeyi düşündüm. Ancak telefonda söyleyeceğim birkaç sözün yetersiz olacağını düşündüğümden, program bitiminde bilgisayarın başına geçerek yazmaya karar verdim. Şu anda o kadar duygu doluyum ki nefes darlığımı bile unuttum. Sağ olasın Kaymakamım, sana binlerce teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Başarılarının devamını diliyor gözlerinden öpüyorum.

 08.05.2001 saat 04.45
Gündüz AKGÜL

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget