Sevgili Dostlar,
İnsanoğlu bazen olmaz dedikleri bir konuyu savunmak zorunda kalmaktadır.
Bu gün asla savunmayı düşünmediğim bir konuyu savunmak durumunda kaldığımı itiraf etmekle karşınızdayım.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç, 1990 yılında Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeliğine seçilirken, (kendisi Hukuk Fakültesi mezunu olmasa da) Sayıştay mensuplarının Yargıçlar sınıfından olması nedeniyle meslektaşımız sayılıyordu.
O dönemde görevde olduğumdan, Sayın Kılıç’ın seçiliş biçimini, seçilmesini sağlayan yasa maddesinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle AYM tarafından iptal edilişini, AYM kararlarının geriye yürümezliği nedeniyle üyeliğinin düşmemesini yakından izleme olanağı bulmuştum.
Sayın Kılıç ile siyasi görüşlerimiz ayni olmamasını normal karşıladığım gibi AYM tarafından verilen kararlarda siyasi görüşünü ön planda tutmasını da bir Yüksek Yargıca yakıştırmadığım için hiçbir zaman onaylamadım.
Bir Yargıç ve Cumhuriyet Savcısının, aydın olarak ülkenin gündeminin dışında kalmasını ve bir siyasi düşüncesinin olmamasını ayıp sayarım.
Ancak bu siyasi düşüncesini kararlarına yansıtmasını da ayıbın ayıbı olarak kabul ederim.
Diğer bir söylemle, bir Yargıç ve Cumhuriyet Savcısının iki şapkasının bulunmasını, özel yaşamında dünya görüşü şapkasını, kararlarında ise Yargı şapkasını kullanmasını gerektiğine inanır ve zorunlu sayarım.
Bu açıklamalardan sonra Sayın Kılıç’ı neden savunma zorunluluğunu duyduğuma gelelim.
Hala yargıda çok sayıda tarafsız ve adil Yargıç ve Cumhuriyet Savcısı olduğuna inanmaktayım.
Ancak, son yıllarda özellikle kaldırılan Özel Yetkili Mahkemelerde, görev yapan Yargıç ve Cumhuriyet savcılarının tutum ve davranışları nedeniyle, yurttaşlarda oluşan algıya göre yargı büyük bir yara almış ve güvenirliliğini kaybetmiştir.
Yargılamaların tarafsız ve adil yapılmadığı, uzun tutuklamaların büyük hak kayıplarına neden olduğu, herkes tarafında tartışma konusu yapıldığı bir anda, Sayın Haşim Kılıç’ın AYM’nin 52. Kuruluş yıldönümünde yaptığı ve gerçekleri cesaretle dile getiren içerikli konuşması ve bireysel başvurular sonucu Mahkemece verilen kararlarda ki tutumu nedeniyle, yargı bağımsızlığı adına büyük bir kazanç olmuştur.
Uzun yıllarını yağıda geçiren biri olarak, yargının tartışma konusu yapılmasına, güvenirliliğine kaybetmesine üzüldüğüm kadar, bağımsız ve adil kararlar vermesine, yurttaşlar arasında en güvenilir kurum olmasına da çok sevinirim.
Geçmişteki davranışlarını bilmeme karşın, Sayın Kılıç’ın son kararlarıyla yargıya kazandırdıklarından ötürü kutlamak istiyorum.
İşte bu nedenle, olmaz dediğin, oluyor işte…..
09.05.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder