Burak Erdoğan Onassis yolunda! - Tünay Süer

(Burak’ın gemicikleri)
Burak Erdoğan Onassis yolunda! - Tünay Süer
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Burak’ın 29 Nisan 2014 tarihli Aydınlık gazetesinde
Gemicik Esat’a çalışıyor haberi ilgimi çekti.
Gazetede geminin bir de resmi vardı.
Erdoğan oğlunun ilk gemisi konu olduğunda kedicik der gibi gemicik demişti.
Resme baktım, bu ne kedicik, ne de gemicikti.
Basbayağı kocaman bir gemiydi.
Adı G.İnebolu’ydu.
Safran-1,Sakarya, G.İnebolu, Cihan, Bosna ve Penye isimli gemilerin hepsinin sahibinin de Burakcık olduğu yazılıydı.
Vay canına dedim!
Bir değil, iki değil, üç değil tam altı kocaman gemi.
Gemi almak bu kadar kolay mı acaba?
Kolaysa neden herkesin bir gemisi yok diye düşünürken aklıma Yunanlı Armatör Onassis geldi.
Çocukluğumuzdan hatırlıyorum.
Dünyanın en büyük taşıma filolarından birinin sahibi ve çok zengin olduğu, özel yatı” Christina”da düzenlediği görkemli eğlenceler ile basına düşer, büyükler arasında konuşulurdu.
Amerika başkanlarından Kennedy’nin dul eşi Jacqueline Kennedy ile evliliği tüm dünyada bayağı ses getirmişti.
Bu adam nasıl olmuşta dünyanın en zenginleri arasına girmiş diye merak ettim.
Meğer babası Anadolu da doğan ve tütün tüccarlığı yapan bir Rum vatandaşmış.
Onnassis de 15 Ocak 1906 da İzmir’de doğmuş.
Aman ne güzel! Türkiye’den dünya çapında bir armatör çıkmış. Bravo diye düşündüm.
Tabii aslı öyle değilmiş.
1919'da Yunan birlikleri tarafından işgal edilen İzmir'in 1922'de tekrar Türklerin eline geçmesinden sonra, aile Midilli Adası üzerinden Atina'ya kaçmış.
Ailesinin yeniden tütün işine girme çabaları başarısızlıkla sonuçlanınca iş bizim Onnassis’e düşmüş.
Tabak yıkamak, otellerde komilik, gece bekçiliği ve telefon santral memurluğu gibi işler yaparak biriktirdiği bir milyonla tütün eksperliğine başlamış.
Kısaca yapmadığı iş kalmamış yani bileğinin, emeğinin karşılığı, kendi çabalarıyla varlığını kazanmış.
Gelelim bizim Burakcık’a.
Burak cık hangi işlerde çalıştı ve bu kadar gemiyi hangi para ile nasıl aldı?
Şüphesiz Onassis’e özenmiş ve onun gibi dünya çapında bir filonun sahibi olmak istiyor istemesine de, değirmenin suyu nereden geliyor acaba?
Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu olmanın avantajı mıdır bu?
Başka ne olabilir ki?
Şanslı çocuk vesselam!
AKP iktidarına kadar çocukları olmayanların dışında hiçbir başbakan, bakan çocuklarının bu kadar varlıkları olmamıştı.
Esad’ı katil diye suçlayan bir başbakan varken Rusya, Suriye arasında ticaret yapmak hiçte kolay değildir.
Gelin görün ki ticaret yapan o başbakanın oğlu olunca akan sular duruyor.
Cumhurbaşkanının oğlu dâhil, başbakan ve bakan çocukları memlekette bunca üniversite mezunu geçlerimiz işsizlikten kıvranırken, onlar bir çırpıda köşeyi dönüveriyorlar.
İst. Büyükşehir Başkanı Topbaşın oğlu da medyaya düştü.
Sermayesini 750 bin liradan 3 milyon liraya çıkartmış.
Şimdi İBB den ihaleler almaya başlamış.
İktidar ve yandaşları zenginleştikçe halk gittikçe fakirleşiyor dikkat edersek.
Ayakkabı kutularından çıkan dolarlar, yatak odalarında para sayma makinaları başbakanın evinden nasıl çıkarttığı meçhul o meşhur paralar, yedi yüz bin liralık kol saatleri filan falan.
Esef duyuyorum!
Onlar bizleri affedersiniz ama koyun gibi güdüyor, inek gibi sağıyorlarken halen sen ben kavgasında gittikçe batağa gömülüyoruz.
Bunlar iktidarı iki nedenden ötürü kaybetmek istemezler.
1-Yüce Divanda yargılanmamak,
2-Bu kadar lüksü, malı mülkü ve akan parayı, debdebeyi bırakmamak için.
Güneydoğuda askerimiz, halkımız kaçırılmış, memleket ortadan ikiye bölünecekmiş umurlarında değil.
Osmanlının son zamanları gibi birkaç yer ellerinde kalsın, yeter ki kalanla da sultanlıklarını sürdürsünler. Onların isteği bu sanırım.
Peki, bizler buna eyvallah mı diyeceğiz?
Mızrak çuvala sığmamaya başladı.
Uyan artık ey halkım! Uyan  lütfen...

Homer Onassi (1906 - 1975)
https://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=130

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget