Yazının başlığını, yazılı medya haberlerinden ödünç aldım…
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül hakkında, MİT Tırlarını haber yaptıkları için açılan dava dün Çağlayan adliyesinde devam ederken, Cumhuriyet Savcısının isteğine uyan Mahkeme gizlilik kararı aldı…
Duruşmayı izleyen CHP ve HDP milletvekilleri, bu kararın hukuka uygun olmadığını ileri sürerek duruşma salonundan çıkmayı reddettiler…
Bunun üzerine mahkeme duruşmayı 1 Nisan 2016 gününe ertelerken, milletvekilleri hakkında, "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten" Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmaya karar verdi…
İşte yazının başlığı mahkemece alınan bu kararın medyada haberleştirilen bu tümcesinden alınmıştır…
Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünmeye ve aklımıza gelenleri söylemeye başlayalım…
-Davanın konusu gazetede yapılan haber olup tüm Türkiye ve dünya kamuoyunca bilinmekte ve gizli bir tarafı bulunmamaktadır…
-Alınan gizlilik kararı bu nedenle bizce de hukuka uygun değildir…
-MİT mensupları, Tırların aranması sırasında oluşan olaylarda taraflardan biri olduğu için davaya müdahil olma isteklerinin kabul edilebilir…
-Cumhurbaşkanının davaya müdahil olarak kabul edilmesi yanlıştır…
-Mahkemenin tutumu adil yargılamayı ortadan kaldırmıştır…
-Adil yargılama olmadan, adil yargılamayı engellemeye teşebbüste olamaz…
-Hukuka uygun olmayan bir karara itirazın yasal yollardan yapılması gerekmektedir…
-Bu nedenle milletvekillerin fiili direnişle dışarı çıkmamaları, mahkemece alınan karar karşısında vicdana uygunsa da, hukuka uygun değildir…
-Yapılacak hukuki işlem, gizlilik kararının alınmasını gerektirecek bir durum olmadığı halde, mahkemenin böyle bir karar alması, görevin kötüye kullanılması olduğundan bahisle, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na suç ihbarı yapılabilirdi…
2009 yılında beri devam eden bu tür davalarda, hukuk kurallarına mutlaka uyulması gerektiğini, günün birinde herkesin hukuka gereksinim duyacağını, hukuk kuralları yok sayıldığında o gün geldiğinde, aranan hukukun bulunamayacağını söyleye, söyleye dilimizde tüy bitti…
Ne yazık ki her seferinde bu hatalar yapılmakta ve kamuoyunda yargıya olan güven gün geçtikçe azalmaktadır…
Ergenekon diye adlandırılan malum davanın Cumhuriyet Savcıları ve Yargıçları, hukuk tanımazlıkları ile dile düştükleri dönemde hiç kimseyi dinlemeden, camcı dükkânına giren fil örneği hukuku darmadağın ettikleri için, şimdi kendileri hukuka gereksinim duyduklarında, darmadağın ettikleri hukuku arayıp bulamadıklarından canlarını kurtarmak için çareyi kaçmakta buldular…
Sevgili dostlar,
Bunları yazarken hukuka yıllarını vermiş biri olarak içimin acıdığını belirtmeden geçemeyeceğim…
Sonsöz;
Görevde olan değerli meslektaşlarım, sizlerde bizim gibi gelip geçicisiniz…
Hukuk kalıcıdır ve günün birinde herkese gereklidir…
Bu gün yaptığınız uygulamaların hukuka uygunluğu ile temellerini sağlamlaştıracağınız hukuk devletinde, çocuklarınız ve torunlarınızın güvencede olacağını unutmayınız…
26.03.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder