Okumuşları Yadsıyanlar, Cehaleti Kutsayanlar - Cevat Kulaksız
“Cahil nesil lazım” mış!
Oysa bu dünyada cehalet kadar karanlık bir şey yoktur.
Hepimiz, dinci bir vakfın kurucusu olan Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı’nın bir TV programında söylediklerini duydunuz veya gazetelerden okumuşsunuz. Ne hikmetse, dinsel yönü ağır basan kurumlardan, kuruluşlardan ve de öylesine kişilerden, cinsel sapıklığa varan tecavüzlerden tutun da, çağ dışı, insanı şok eden söz ve davranışları duyuyoruz izliyoruz. Ayrıca ülkemizde nedense, “dinci kinci nesil” dedikçe çocuğa, kadına tacizler, tecavüzler, cinayetler de artıyor.
Bu sözde aydın olması gereken, bir bilim yurduna yakışan söz ve davranışlar içinde olması gereken Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı, KRT TV programında "cahil, okumamış, tahsilsiz halkın ferasetine güveniyorum" diyerek cehaleti ve cahil insanları kutsuyor. Bir eğitim-öğretim kurumunda bir öğretim üyesinin böylesine, insanın aklına, hayaline gelmeyecek bağnazca bir laf etmesi ne kadar acı. ,İsterseniz, hiç fazla yorum yapmayarak, sözde Prof.Dr. Arı’nın bu garip sözlerine bir bakalım, aynen şöyle konuşuyor:
SÖZDE PROFESÖRÜN GARİP ÇAĞ DIŞI KONUŞMASI
"Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır. Onlar bu yanlışların hiçbirini yapmazlar, o beyannamenin ben neresinden tutayım. Daha önce Jön Türklerin yaptığı gibi ateşe sürüklüyorlar Türkiye'yi. Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık."
“OKUMA ORANI ARTTIKÇA BENİ AFAKANLAR BASIYOR”
"Sultan Hamid devrine geri dönelim, Sultan Hamid, mülkiye olmak üzere Sultanileri kurdu. Yani medreselerde az çok kıt kanaat sadece dini tedrisat olmak yerine, laik eğitimi bütün ülkeye yaydı. Yani Osmanlı aydınlanmasını sağlayan Sultan Hamid'dir. Bu okullarda okuyanlar Sultan Hamid'i devirdiler. Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben açıkçası korkuyorum, ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum. Ben sürekli Refik Halit gibi gözlem yapıyorum, trafikte en tehlikeli tipler üniversite mezunlarıdır. Bakın normalde hiç okumamış kesimler trafikte bir şey verdiğiniz zaman ona uyarlar, bunlar sürekli tehdit oluşturmazlar. Dünyanın gidişatını göremeyenler okumuşlardır. Okuma oranı arttıkça Türkiye'de olayları tahlil kabiliyeti azalıyor." [1]
O bilim yuvasında soyadını taşıyan bir arı kadar bile yararlı, verimli olamayacak kadar bağnaz düşünceler taşıyan bu Arı, ne diyor biliyor musunuz? “Ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır”.
Bu sözleri, ilkokul öğretmeni, bir medrese hocası değil de, Laik TC nin çağdaş olması gereken bir üniversite profesörünün söylemiş olması insanın yüreğini, vicdanını yaralıyor, dehşete düşürüyor.
Medrese hocasından daha beter olan bu profesörün dediğine göre, “Sultan ll. Abdülhamid’i okullarda okuyanlar devirmişler”. Unutmayalım ki, Osmanlı bilimsizlikten battı, son üç yüz yıl Rönesans’ın ve dinde yapılan reformun itici gücü, matbaanın da bilimi, bilgiyi yayan ivmesi ile Batı, nice buluşlarda, keşiflerde hızla ilerlerken, Osmanlı eğitimsizlikten, bilimsizlikten batmıştır. ll Abdülhamit de bu cehalet ortamında sıçrama yapan, ileri gitmek isteyen aydınlar, basın üzerinde tıpkı AKP-RTE iktidarının baskıcı, sansürcü tutumu gibi, toplumu baskı altına almış, artık ll Abdülhamid’in istibdadı toplumu korkunç gerdiği için onu alaşağı etmişler, Türk toplumunun önünü açmışlar.
Arı’nın övdüğü ll Abdülhamit devrinde, cahil çavuşlar, askerler nasıl okullu aydın subaylara saldırıyorlar,öldürüyorlarsa; cahil ve yobazlar, aydın kişileri aşağılayıp onlara saldırıyorlarsa; günümüzün gerici güçleri de kendi ordusuna, aydınına kumpas kuruyor. Hemi de günümüzde, dindeki çarpıklıkları, dinsel sömürüyü halka anlattıkları için, dinden nemalanan politikacılar, cahil imamlar, Zekeriya Beyaz, Yaşar Nuri Öztürk gibi aydın din adamlarına saldırıyorlar, Turan Dursun’u öldürüyorlar. Ne ki Sabahattin Ali’den, Uğur Mumcu’ya, Necip Haplemitoğlu’na kadar nice katledilen binlerce aydının katlinde onların izini bulabilirsiniz.
Bir arı kadar bile yararı olamayacak bu Arı’nın, "cahil, okumamış, tahsilsiz halkın ferasetin”den medet uman ve ll Abdülhamit devrinden bahseden bu adamınsözleri ile nasıl cehaleti ve cahil insanları kutsuyorsa, günümüzden tam 107 yıl önce aynı kafadan, aynı düşünceden olan Derviş Vahdeti de Volkan adlı devrin gerici ve yandaş gazetesinde okuma yazma bilmeyen bir paşayı nasıl kutsuyor:
OKUMA YAZMASI OLMAYAN PAŞAYI ÖVEN VOLKAN
“Derviş Vahdetî 3 Nisan (16 Nisan 1909) Cuma günkü gazetesinde Mehmet Muhtar Paşa’ya çok ağır bir dille cevap verir ve yazısına, “babası Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbinde (93 Harbi) maiyetinde hizmet etmiş ünlü asker Müşir Kurd İsmail Paşa’nın okuma yazma bilmeyen bir insan olmasına rağmen, nasıl harikalar yarattığını bir bir hatırlatır, daha sonra da şöyle diyor: “Ah paşam, o erişilmez manevi kuvvetin ne olduğunu sen bilebilsen ve İttihad-ı Muhammedinin de onurla yanı kavrulmakta ve daima hakikate doğru adımlar atmakta bulunduğunu takdir buyurmuş olsan, sen de hemen bu cemiyetin sancakdarı olmayı canına minnet bilirsin. Lakin çi sûd! (anlayamazsın ki) [2]
Vay Vayy demek ki, okuma yazma bilmeyen vezirlerle (paşalarla), eğitimsiz orduyla teknolojisi gelişmiş ordularla savaşmışız, böylece gerilemiş milyonlarca km2 toprakları kaybetmişiz. Şimdinin güya profları da, cahili, cehaleti övüyor, toplumun böylece geri kalmasına sinyal veriyorlar. Demek bizim bilim yuvalarında böyle prof lu öğretim üyeleri de var ha…Osmanlı’da da böylesine cahil ulemalar vardı. Ne ki Osmanlı’da okuma yazma bilmeyen vezirler, sadrazamlar vardı, ama gerileme devrinde.İşte bu düşüncede olan Osmanlı toplumunda, Osmanlı ordusunda gericiler, gericilik, cehalet, bağnazlık kutsandığı için az sayıda olan aydınlar dışlanıyor, aşağılanıyormuş. Bunun için ordu malı-alaylı denilen cahil çavuşlar, askerler böylesine Arı gibi bağnazların tahriki ile subayları katletmişler. (31 Mart Vakasında Yıldız Kışlası nice subaylar boğazlandı. Ayrıca, Donanmadan Asar-ı Şevket zırhlısı Kaptanı Deniz Binbaşısı Ali Kabûlî Bey ise gemisinin erleri tarafından Yıldız Sarayı’na götürülüp Padişah Abdülhamit’in gözleri önünde şehit edildi. (15 Nisan 1909) [3]
ERDOĞAN GİDERSE BİR ŞEY OLMAZ
Prof. Arı Aynı konuşmasında şunu da söylüyor: "Erdoğan giderse tam bir felaketle karşı karşıya kalırız”. Vay vayy.Atatürk’ten bu yana nice cumhurbaşkanları geldi ne oldu ülkeye, sizinkinden başka hangisinde felaket geldi veya onlardan sonra.
Felaket şunun için olur, çağdaş ülkelerdeki gibi özgür, gerçek ve bağımsız yargı olursa, 14 yıldır AKP-RTE iktidarında, yasa dışı, anayasa dışı eylem ve tavır içinde olanlar, iftira ve kumpasla paralel işler çevirenler, Deniz Feneri’nden, 17/25 Aralık olaylarına kadar bu işlerde izi, bezi olanlar yargılanır. İşte Arı’ın felaket dediği budur.
Cumhuriyet Döneminde başta, Atatürk, İnönü Bayar ve öteki cumhurbaşkanları öldüğü zaman ülkemiz felaketle mi karşı karşıya kaldı? Bu yandaşların endişe ve korkusundan başka bir şey değildir. 14 yıldır Cumhuriyetin gerici frenine, gerici parantezine rağmen, TC ebediyen yaşayacaktır, Arı’lar, sinekler bilmem nice gericiler böylece bilmeliler.
Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
SONNOTLAR
[1] https://www.evrensel.net/haber/275541/sabahattin-zaim-universitesi-rektor-yardimcisi-cahil-halka-guveniyorum
[2] 31 Mart 85 Yaşında Bir Geri Dönüşün Mirası Cemal Kutay Kazancı Kitap 1994 sf 426-446
[3] https://www.izzettincopur.com/index.php?option=com_content&view=article&id=83:31-mart-ayaklanmasi-&catid=44:tarh-olaylar&Itemid=49
Yorum Gönder