Yer Kadıköy Göztepe ve o semtin en işlek caddelerinden olan Bağdat Caddesi 18-19 yaşlarında üç genç gündüz çalışıyor olmanın yorgunluğunu atmak ve biraz nefes almak için yayaların olması gereken yerde yani kaldırımda sohbet ederek yürüyorlar.
Bu esnada görenlerin söylediğine göre zigzag yaparak ve trafikteki tabiriyle makas atarak hızla ilerleyen bir araç aşırı hızdan dolayı kontrolden çıkarak kendi halinde yürüyen üç gence çarpıyor. Gençlerden biri olay yerinde feci şekilde hayatını kaybederken diğer iki genç yaralı olarak hastaneye kaldırılıyor. Hastaneye kaldırılan gençlerden biri aldığı darbe sonucu yoğun bakımda hayata tutunmaya çalışırken diğer genç leğen kemiğinde olan kırık nedeniyle aylarca yatağa mahkum yaşayacak belki de ömür boyu kalıcı bir sakatlıkla karşı karşıya.
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Daire Başkanlığı'nca hazırlanan trafik kazaları istatistiklerinden derlediği bilgiye göre, 2014 Ocak-Temmuz döneminde bin 556'sı ölümlü, 90 bin 920'si de yaralamalı 208 bin 355 trafik kazası meydana geldiğini göz önünde bulundurursak yukarıda yazdığım kaza, Türkiye’de sıradan bir olay gibi algılanabilir.
Sıradan olmayan bu ölümlü kazaya neden olan sürücünün aynı gün içinde serbest bırakılmasıdır. Edindiğim duyumlara göre Ankara’dan bir siyasinin devreye girmesi ve ailenin zengin olması sürücünün serbest bırakılmasında önemli bir etken olmuş.
O zaman yazımın başlığına bakalım ‘’ET KOKARSA TUZ VAR; YA TUZ KOKARSA.’’
Yani toplum yaşamında suç ve suçlular her zaman olmuştur ve olacaktır. İşte o suçlulara karşı ‘’ADALET’’ devreye girecek ve vicdanları rahatlatacak kararlar vererek toplumsal huzuru sağlayacaktır. Ama vicdanları yaralayan bizzat adaletin verdiği karar olursa işte o zaman kişiler vicdanlarını rahatlatmak için kendi adaletlerini kendileri sağlama yoluna giderler ki bu da toplumsal huzura bomba koymakla eş değeredir.
Bu ve benzeri olaylar göstermiştir ki ülkemizde yargı bağımsız olmalı ve hiçbir zümrenin etkisi altında kalmamalıdır.
Yukarıdaki satırlarda ‘’Sıradan olmayan bu ölümlü kazaya neden olan sürücünün aynı gün içinde serbest bırakılmasıdır.’’ Demiştim ya, sözümü geri alıyorum. Ülkemizde asıl sıradan olan haklıların cezalandırılması, suçluların ödüllendirilmesidir.
Son olarak diyeceğim odur ki; hangi etnik kökenden,hangi dini inançtan ve hangi siyasi düşünceden olursa olsun mazlumlara karşı yapılan haksızlıklara vicdanen karşı çıkmadığımız sürece adaleti sağlayamayız.
Yılmaz Özdemir
Yorum Gönder