Bazı CHP’liler son günlerde ekranlarda AKP ile koalisyon tamammış
havalarında konuşuyorlar. Böylesi bir koalisyonun yaratacağı sorunlara
ise pek değinilmiyor.
CHP, Türkiye’nin normalleşmesi için AKP ile koalisyon kurmalıdır. Ama
bu, Türkiye’yi “Normalleştirirken”, CHP’nin “Anormalleşmesine” yol
açmamalıdır. Bu da ancak aşağıda sıralayacağım konularda CHP’nin
takınacağı tavra bağlı olacaktır.
Lafı dolandırmadan, sorularla konuyu özetleyelim.
AKP-CHP Koalisyonu kurulduğunda, CHP verdiği mücadeleyi unutup, Deniz Feneri soruşturmasını yok mu sayacak?
Dosyanın yeniden açılmasından göreceği zararı bilen AKP, buna müsaade edecek mi?
Yoksa CHP, “Aman hükümeti bozmayalım, siyaset uzlaşma sanatıdır” diyerek asrın yolsuzluğunu geçiştirecek mi?
Ergenekon,
Balyoz ve diğer kumpaslara direnmesi nedeniyle CHP’ye en ağır iftiralar
atıldı. AKP, sorumluluğu cemaatin üzerine yıkarak, işin içinden
sıyrıldığını sanıyor. CHP, koalisyon ortağı AKP’nin kumpaslardaki rolünü
Meclis araştırmasıyla sorgulayabilecek mi?
AKP, kendisine zarar verecek bir girişime müsaade edecek mi?
Yoksa CHP, “Siyaset uzlaşma sanatıdır, kumpaslar geride kaldı, önümüze bakalım mı” diyecek?
AKP-CHP Koalisyonu kurulduğunda, CHP, AKP zulmünün zirve yaptığı Gezi Direnişi dosyasını açamayacak mı?
CHP’nin
Gezi sırasında yaşananları ve işlenen cinayetleri gündeme getirmesinin
kendisine vereceği zararı bilen AKP, dosyanın açılmasına evet der mi?
Yoksa
CHP, ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için Ali İsmail Korkmazları, Berkin
Elvanları ve arkadaşlarını, sonra bakarız diyerek unutacak mı?
AKP-CHP Koalisyonunda, CHP, 17-25 Aralık Yolsuzluklarını ve 4 Bakanın durumunu Meclise getirirse ne olacak?
Dosyaların açılmasının ve bakanların yüce divana gönderilmesinin kendisini bitireceğini bilen AKP, buna müsaade eder mi?
Yoksa CHP, “çözümsüzlüğün adresi olmayacağız, siyaset uzlaşma sanatıdır” diyerek bu konuları da mı es geçecek?
Erdoğan’ın
oğlu Bilal ile yaptığı “Paraları sıfırla” içerikli telefon görüşmesini
Meclis Grup Toplantısında bile dinletmiş olan CHP, AKP ile koalisyon
kurduğunda, bu kayıtları yok mu sayacak?
AKP, Erdoğan’ın bitmesi
anlamı taşıyan bu telefon görüşmesinin, Koalisyon ortağı CHP tarafından
gündeme getirilmesine müsaade edecek mi?
Yoksa CHP, “ülkeyi hükümetsiz bırakmayız” diyerek, bunu da öteleyecek mi?
CHP,
Atatürk Orman Çiftliği’nde yasalar yok sayılarak inşa edilen ve adı
Kaçak Saray’a çıkmış Külliyeye karşı verdiği mücadeleyi unutabilecek mi?
Bunun
gündeme taşınması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sarayından tasfiye edilmesi
anlamına geleceğine göre, koalisyon ortağı AKP böylesi bir girişime
karşı çıkmayacak mı?
Yoksa CHP, siyaset uzlaşma sanatıdır diyerek, Erdoğan ile Kaçak Saray’da değil Dışişleri konutunda mı görüşecek?
Suriye konusunda 2 partinin politikaları taban tabana zıt iken, koalisyonun hatırına AKP keskin bir dönüşü kabul edecek mi?
Yoksa CHP, “aman koalisyon bozulmasın, siyaset uzlaşma sanatıdır” diyerek, Suriye politikasından ödün mü verecek?
Yukarıdaki sorulara vereceğiniz yanıta göre koalisyonun kaderini belirleyebilirsiniz. Tabi sizi dikkate alan olursa.
Gelelim CHP’ye hazırlanan tuzağa.
Son
günlerde gerek MHP gerekse HDP, CHP’yi AKP ile koalisyon kurması
yönünde destekliyor. Her 2 partinin bu işte ne çıkarı olabilir ki?
Fazla
düşünmeye de gerek yok, çünkü hesapları ortada. AKP ile koalisyon
kurması uzun vadede CHP’yi yıpratacaktır. 17-25 Aralık soruşturmalarını,
4 Bakanın Yüce Divana gönderilmesini, Erdoğan ile oğlu Bilal arasındaki
telefon konuşmasını, Gezi Direnişinde katledilen gençleri, Kaçak
Saray’ı, Deniz Feneri’ni, Suriye politikaları ve daha nicelerini MHP ile
HDP Meclise getirerek, CHP’yi sıkıştıracaktır. Bu konularda Muhalefet
ile hareket etmek Koalisyonu bitirecektir. Koalisyonun hatırı için AKP
ile hareket etmek ise CHP’yi bitirecektir.
HDP, kendini solda çekim
merkezi yapmaya çalıştığı için CHP’nin seçmeninin bir bölümünü bu
şekilde alabilmenin peşindedir. MHP ise bu konuları Meclise getirip, hem
AKP’nin hem de CHP’nin bir bölüm seçmenini çekebileceği
düşüncesindedir. Ama bunların da dışında AKP-CHP koalisyonunun yumuşak
karnı Barış Süreci olacaktır. MHP de HDP de, CHP’yi bu süreç üzerinden
vurmaya çalışacaktır. Bu konuyu daha geniş ele alacağız, ama
hatırlatmakta yarar var, 1990’lı yıllarda SHP listelerinden seçilen Kürt
kökenli milletvekillerinin yarattığı sorunların daha büyükleri,
koalisyonda CHP’nin karşısına çıkabilir ve partiyi perişan edebilir.
Benim gibi sıradan birisi bunları düşündüğüne göre, CHP’nin kadroları daha iyisini mutlaka çoktan öngörmüştür.
Yazılarım
için kimi zaman bana hakaretler yağdıran, “Kraldan çok kralcı” bazı
kişiler bilmeli ki, söz konusu yazılarımı önce Kılıçdaroğlu ve partinin
önde gelen Genel Başkan yardımcılarına gönderirim. Şimdiye kadar da,
herhangi bir olumsuz tepki almadım. Bilinmesin de yarar var diye
hatırlatmak istedim.
Gürbüz Evren /Gerçekgündem
Yorum Gönder