Sayın BAYKAL, bugün (06/07/2015) saat 21.00 itibarıyla, tarafsız bölge proğramına çıktı ve Tayyip Bey ile yaptığı görüşmenin hesabını veriyor ve gazetecilerin konuya ilişkin sorularını cevaplandırıyor.
Sayın BAYKAL'ı bugüne kadar televizyonlardan çok izledik, hiç bu kadar tutuk olduğuna, kem küm ve eee dediğine tanık olmadık.
BAYKAL çok tutuk ve sıkıntılı, suçluluk psikolojisi içindeki bir kişinin tüm özelliklerini üzerinde taşıyor.
BAYKAL'ın vücut diline baktığımızda, pek de gerçekleri ifade etmediği anlaşılıyor.
Genel Başkan KILIÇDAROĞLU'nu, kendisinde bulunan iki telefon numarasından birisini çevirerek aradığını, üç kez çaldırmasına rağmen telefonun açılmadığını, gece vakti olması nedeniyle, kendisindeki ikinci telefon numarası ile yeni bir arama yapma gereği duymadığını, ertesi gün aradığını söylüyor ve ilk aradığı ve cevap alamadığı telefon'un, kullanılmayan sabit telefon olduğunu açıklamak zorunda kalmıştır.
Sayın BAYKAL'ın, ertesi gün Tayyip Bey'in kendisiyle görüşme isteğini kendisine bildirdiği, CHP Genel Başkanının, kendisine, bu görüşmeyi yapma demediğini, ancak bu görüşmeyi sizin aleyhinize kullanabilirler diye uyardığını söylüyor,görüşmelerinin kaçak sarayda olmaması konusunda da kendisini uyardığını söylüyor.
Sayın BAYKAL,; Sayın KILIÇDAROĞLU,açıkça bu görüşmeyi yapma deseydi görüşmeye gitmeyeceğini, ancak genel başkanın açıkça gitme demediği için bu görüşmeyi yapma gereğini duyduğunu, kendisine güvenen bir politikacı olarak bu görüşmeyi yapmayı kendisine görev addettiğini açıklamıştır.
Sayın BAYKAL'a buradan sormak lazım. Partinin genel başkanlığını yapmış olan bir kişiyi Sayın KILIÇDAROĞLU daha nasıl uyaracktır? Adam sana, saygısından ve kibarlığından dolayı, açıkça görüşmeye gitme dememiş ama, bu görüşmeyi ileride aleyhine kullanabilirler demiş, daha ne söylemesini bekliyorsun Sayın BAYKAL? Artık anlasana, KILIÇDAROĞLUsana daha ne diyecekti ki?
Sayın BAYKAL'ın açıklamaları hala devam ediyor ve kendi içinde çelişiyor.
Sayın BAYKAL, seçim sonuçlarını konuşmadıklerını, koalisyon konusunu görüşmediklerini beyan etmesine rağmen, Tayyip Bey'in kendisiyle görüşme ihtiacı duymasının gerekçelerine baktığımızda, Sayın BAYKAL'ın inandırıcı olmadığı ve gerçekleri gizlemeye çalıştığı anlaşılmaktadır.
Sayın BAYKAL; Tayyip Bey, 7 Haziran seçimlerinden sonra,12 yıl boyunca hiç alışmadığı bir sonuçla karşılaşmış, partisi iktidarı kaybetmiş, bu yeni durum karşısında ne yapacağını tayin etmek, yeni bir yol haritası hazırlamak için istişare yapma ihtiyacı duymuş ve tecrübeli bir politikacı olarak benimle görüşme gereği duymuştur,diyor.
Sayın BAYKAL, Tayyip Bey ile yaptıkları sörüşmenin temelinde yatan gerekçeyi bu şekilde açıklıyor.
Görüşmenin temelindeki bu gerekçeye baktığımızda, seçim sonuçlarının ve bu sonuçlara göre bundan sonra yapılması gerekenlerin, muhtemel koalisyon senaryolarının görüşülmüş olması zorunludur. Sayın BAYKAL, kaçak güreşmekte ve yalan söylemektedir. Sayın BAYKAL'ın Tayyip Bey ile yaptığı görüşmenin, geçici Meclis Başkanlığından kaynaklanmadığı açıklık kazanmıştır.
Sayın BAYKAL; her başı sıkışanın, özellikle de her şeyi bildiğine inanan tek adam Tayyip Bey'in kendisine başvuracağı bir Marko Paşa mıdır?
Sayın BAYKAL; Tayyip Bey'in akıl hocası mıdır, Tayyip Bey, başkasının aklına göre hareket eden, alçak gönüllü, uzlaşmacı bir şahsiyet midir?
Sayın BAYKAL; Tayyip Bey'in, başı her sıkıştığında kendisini hatırlayıp sığınacağı bir liman mıdır?
CHP'nin kurucuları; ATATÜRK'e ve İNÖNÜ'ye iki ayyaş diyen, CHP;camileri kapattı ahır yaptı, ezanı yasakladı, imam hatip lislerini kapattı diyerek meydanlarda avazı çıktığı kadar bağıran, CHP Genel Başkanını, iki koyunu güdemeyecek kadar becriksizlikle suçlayan, genel müdür diyerek itibarsızlaştıran, yolsuzlukların üzerini kapatan, bağımsız olması gerekirken, AKP Genel Başkanı gibi seçim mitingleri düzenleyen ve CHP'yi yerden yere vuran, Sayın BAYKAL'a seks kumpasını kuran ve istifa etmek zorunda bırakan, Tayyip Bey değil midir?
Sayın BAYKAL, açıkça saçmalamaktadır.
Sayın KILIÇDAROĞLU da, tarafsızlığını kaybeden, parlamenter sistemi bekleme odasına alan, özgürlükleri kısıtlayan, yolsuzluklara adları karışan bakanları kollayan, kaçak sarayda lüks ve debdebe içinde yaşayan, gereksiz iftar sofraları dzenleyerek lale devrini hatırlatan, devletin kesesinden kendi imzasını ihtiva eden kravatlar işmal ettirerek iftar davetlerinde dağıtan ve bundan mutluluk duyan, hala hükumet kurma görevini vermeyerek istifa etmiş bir hükümet ile ülkeyi yönetmeye çalışan Tayyip Bey ile Baykal'ın görüşmesine açıkça engel olmadığı için suçludur. Sayın KILIÇDAROĞLU bostan korkuluğu mudur?
MHP'nin Meclis Başkanlığı seçiminde takındığı tavırdan dolayı çok kızmış ve üzülmüş bir kişi olarak, MHP'nin; Sayın BAYKAL'ın Meclis Başkanlığına seçilmesini önlemiş olmasını, Baykalın, Tayyip Bey ile yaptığı görüşmeye dayandırarak kendisine haklılık payı çıkarmasına neden olan bu görüşmeden dolayı Sayın KILIÇDAROĞLU'nun duyduğu endişenin gerçekleştiğini görüyoruz.
Sayın BAYKAL hala konuşuyor ve saçmalamaya devam ediyor, terliyor, ringde rakibinin yumruklarından bunalan boksör gibi düştü düşecek durumda ve aciz bir şekilde konuşmasını sürdürüyor.
Şimdilik bu kadar. Deniz BAYKAL, bize göre, Tayyip Bey'in oyununa gelerek, hayatının en büyük hatasını yapmış ve politika yaşamının jübilesini yapmıştır.
Güle güle Sayın BAYKAL.
06/07/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder