Menderes ve Erdoğan’ın Örtülü Ödenek Savurganlıkları

Menderes ve Erdoğan’ın Örtülü Ödenek Savurganlıkları Adnan Menderes ve şimdiki Başbakan R.T. Erdoğan’ın örtülü ödenek harcamalarına ilişkin siyasi sav

Menderes ve Erdoğan’ın Örtülü Ödenek Savurganlıkları
Her yıl bütçe kanunu ile başbakanlara devletin gizli istihbarı, güvenlik amaçları için belli bir miktarda harcama yetkisi verilir ki buna “örtülü ödenek” denir. Bunun kaynağı da, her yıl büt­çe gi­der­le­ri­nin bin­de 5’i ora­nın­da ay­rı­lan miktarı kadardır.

Eski Başbakan Adnan Menderes ve şimdiki Başbakan R.T. Erdoğan’ın örtülü ödenek harcamalarına ilişkin siyasi savurganlıklarına, Soner Yalçın’ın “Efendi Beyaz Türklerin Büyük Sırrı” kitabından alıntılar yaparak değineceğiz.

Başbakan Menderes’in on yıllık hükümeti döneminde örtülü ödeneği kendi kişisel ihtiyaçları ve öteki amaçları için kullandığı iddia ediliyordu. Bu nedenle örtülü ödeneğe “Adnaniye” deniyordu.

27 Mayıs 1960 da yapılan Cemal Gürsel darbesi ile Başbakan Menderes, tüm partili milletvekilleriyle birlikte Yassı Ada’da yargılanmıştı.

Birçok konu ve davalar ile birlikte “Örtülü Ödenek Davası’yla” Başbakan Menderes yargılandı.  On üç oturum süren 25 Kasım 1960 başlayan bu dava 2 Şubat 1961 de sonuçlandı.

Yassıada Mahkemesi, on yıllık (1950-1960) gizli örtülü ödenek cetvellerini istedi. Menderes’in Örtülü Ödenekten tüm harcamaları tek tek kayıt altına alınmıştı. [i] Bu kısaltılmış döküme baktığımız zaman, muhalif gazetecileri hapse atan Menderes, yandaş gazete ve gazetecilere örtülü ödenekten epey yüklü paralar verdiğini, örtülü ödenek dökümünde görmekteyiz. Örneğin, Türkiye’de gericilerin bayraktarlığını yapan, Başbakan RTE nin daha nice muhafazakârların rehber saydığı, birkaç kez hapse girip çıkan Necip Fazıl Kısakürek’in, değişik tarihlerde Menderes’in örtülü ödeneğinden altı kez 98 500 lira para aldığı görülüyordu. Ne ki Necip Fazıl öylesine korunuyor ki, aşağıda görüldüğü üzere, eşi Neslihan Kısakürek’e 5000 lira para yanında dört adet kurban bedeli 375 lira verildiği paranın dökümünden anlaşılmakta. Böylece Necip Fazıl Kısakürek ailesine toplam 103 875 lira örtülü ödenekten para verildiğini; Laik TC nin gerici Başbakanı Menderes’in de, gerici yazar olarak bilinen Necip Fazıl’a böylesine para verdiğini mahkeme kayıtlarından öğreniyoruz.  Demek ki böyle şair ve yazarlar, iktidarın görüş ve siyasal çizgisinde, beslendikleri oranda uygun davranıp, “yandaşlığını” sürdürmüşler, halen sürdürmekteler. 

Ayrıca daha başka gazete ve gazetecilere değişik miktarlarda, örtülü ödenekten paralar verdiğini görmekteyiz.

Menderes, Necip Fazıl’a binlerce lira verirken, Nazım Hikmet için de onun avukatına sadece 300 lira vermiş. Her iki şair, düşün, fikir adamımız Nazım Hikmet ve Necip Fazıl, Ankara Ulucanlar Cezaevinde yatmışlardı. Müze haline getirilen Ulucanlar Cezaevine yolunuz düşerse, her ikisinin yattıkları koğuşları, hücreleri, duvarlarda hapis yatan gazetecilerle çekilmiş resimlerini görebilirsiniz. Duvarın birine Nazım Hikmet’in bir şiirini, hemen yanındaki başka duvara da Necip Fazıl Kısakürek’in bir şiirini kocaman yazılarla yazmışlar;  duvarda şiirler ve iki ozan biri bir tarafta, biri öbür uçta bir fanı olarak orada durmaktalar.

Başbakan Menderes, partizanlığı ve yandaşlığı korumayı, muhalifleri sindirmeyi öylesine bir düzeye getirmişti ki, Cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakanın yapmadığı partizanlığı yapmıştır. Örneğin Kırşehir’den DP ye oy gelmiyor diye, Kırşehirli olan CKMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı’yı hapse attırırken, Kırşehir’i ilini kaza yapıyor, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün de dokunulmazlığını kaldırıyordu. İşte bu baskıcı partizan ortamda en çok baskıyı da gazeteler ve gazeteciler görmüştü. Menderes’in o devirdeki Adalet Bakanı Esad Budakoğlu TBMM inde bir soru önergesi ile mecliste yaptığı konuşmada 1954-1958 yılları arasında 238 gazetecinin mahkûm olduğunu açıklıyordu. (sf 494)

Partizan DP-Menderes, gazete ve gazetecilere öylesine bir baskı uyguluyordu ki, DP yi eleştiren gazeteciler, Metin Toker, Ülkü Arman, Nihat Subaşı, Fethi Giray, Beyhan Cenkçi, Bedii Faik, Ali İhsan Göğüş, Kurtul Altuğ Cüneyt Arcayürek hele 79 yaşına gelmiş Hüseyin Cahit Yalçın gibi nice gazeteciler peş peşe hapse konuluyordu (sf 499).

Tüm bu hukuksuzlukları eleştiren, hukukun üstünlüğünü savunan Yargıtay Başkanı Bedri Köker, Cumhuriyet Başsavcısı Rıfat Albay, Yargıtay İkinci Başkanlarından Haydar Yücekök, üye Kâmil Coşkunuoğlu, üye Melahat Ruacan, üye Faik Uras, üye İlhan Dizdaroğlu, DP-Menderes tarafından “görülen lüzum üzerine” hemen emekli ediliyorlardı. Ama 1960 lara doğru, tüm üniversiteler, ne ki Harbokulu öğrencileri bile protesto eylemlerini sürdürüyorlardı. Aynısına, Menderes’i kendine rehber gören R.T. Erdoğan da, hukukçulara baskı kurarak, görevden alarak faşizan uygulamalarını sürdürmekte olduğuna tanık olmuyor muyuz?

 PEYGAMBERE BANZETİLEN BAŞBAKANLAR
Günümüzün Başbakanı R.T. Erdoğan’ı yandaşları nasıl “peygamber” benzetmesi yaparak onu güya yüceltiyorlarsa,  zamanın Başbakanı Adnan Menderes de yandaşları tarafından aynı benzetmelerle ilahlaştırılıyordu. Bu nitelemeyi, yüceltmeyi, “Allah’ın yer yeryüzündeki gölgesi” diyerek Osmanlı padişahları için yapıldığı gibi, Menderes için de öylesine ilahlaştırılıyordu: Menderes’in 17 Şubat 1959 da uğradığı Londra’daki uçak kazasından döndüğünde, Eyüp Sultan’da develer kesiliyor, büyük iftar yemekleri verilirken DP Konya Milletvekili Himmet Ölçmen, “bu milletin başında Peygamber’in, Allah’ın tayin ettiği bir lider var, bu da Menderes’tir” diyordu. Oysa iki yılı geçmeyen bir zaman içinde peygambere benzetilen Menderes, daracında yaşama veda edecekti.

Türkiye’de söylem ve uygulamalarıyla Atatürk Devrim ve ilkelerine karşı irticaya, bağnazlığa geçişi sağlayan  Devrin Başbakanı Adnan Menderes, hükümetinin güven oyu almasına böbürlenerek şöyle teşekkür ediyordu: “Aslanlar gibi insanlarsınız, siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz!...” (sf 482)

Menderes’ten 50 yıl sonra günümüzün Başbakan R.T. Erdoğan’ı partisindeki bazı bakanlar, vekiller, "onun doğduğu yer kutsaldır, yediği içtiği kutsaldır, o bizim için ikinci peygamberdir," diyorlar; sonra da Cemaatle arası bozulunca, paraleli Fetullah Gülen’i kastederek, Başbakan çıkıp, "bu ülke sahte peygamberlere izin vermeyecektir,"  filan diyor, bu nasıl çelişki?  (Yorumu siz yapın). Başbakan R.T. Erdoğan için “peygamber” benzetmesini duyduk da, Fetullah Gülen için duymamıştım.
Menderes ve Erdoğan’ın Örtülü Ödenek Savurganlıkları
Demek ki, Menderes’i kendine örnek, kılavuz gösteren Başbakan R.T. Erdoğan’da, hukuk ve adalete, tüm gazetelere,  gazetecilere, TV lara yaptığı korkunç baskı ile Menderes’in yolundan gidiyor olmalı, demekten kendimizi alamıyoruz. (Halk arasında böyle çarpıcı örnekler için, “ yaşı benzemesin”  derler ya, yine de işte öyle bir şey). Böylece Adnan Menderes ve R. T. Erdoğan TC nin iki Başbakan’ı yandaşları, çıkarcıları tarafından garip bir şekilde günaha da girerek tabulaştırılıyordu. İşin daha da garibi, bu iki başbakan karşı çıkacakları yerde, bu tabulaştırmalara hiç itiraz etmiyorlardı, bıyıklarının altından sinsice gülümsüyorlardı.

 YABANCI DEVLETLERDEN İSTİHPARAT RÜŞVETİ ALINDIĞI ORTAYA ÇIKTI.
“Örtülü Ödenek Davası” duruşmalarında hazin bir gerçek ortaya çıkmıştı.  Rüşvet ve yolsuzluğun bakanlar seviyesinde ayyuka çıktığı günümüzde, Menderes devrindeki bu ilginç rüşvet olayına yer vermek istedik. Duruşmalarda, yabancı devletlerin parasal yardımlar yaparak (rüşvet vererek) Türk istihbarat birimlerine sızdıkları da ortaya çıktı. İngiltere’den ayda 30 000 lira, Fransızlardan 7000-8000 lira, İtalyanlardan 4000 lira alınıyordu. İtalyanlar ile Fransızlar parayı merkeze veriyorlardı. Sınırsız para harcayan Amerikalılar ise doğrudan doğruya memurlara ödeme yapıyorlardı! Dinleme servislerindeki memurların tamamı Amerikalıların elindeydi. (sf 536)

 İŞTE MENDERES’İN ÖRTÜLÜ ÖDENEK HARCAMALARININ BAZILARI

Şimdi Soner Yalçın’ın “Efendi” kitabından alıntıladığımız, mahkeme kararıyla istenilen örtülü ödenek harcamalarını, Başbakan Adnan Menderes’in on yıllık iktidarı döneminde yapılan binlerce harcama kaleminden en ilginç olanlardan örnekleri aşağıya alıyoruz. İlginç ödemelerin içinde, Başbakan Menderes’in, örtülü ödenekten, sevilisi Ayhan Aydan’a, berberlerine, otellere bile bahşiş, çocuklarına alınan evler ve tahsil masrafları, karısına İsviçre’den alınan ayakkabı parası, evine alınan kömür, başka partiden DP partiye geçme ücreti gibi daha çok çeşitli eşe, dosta verilen paralar örtülü ödenekten verilmiş.

Cumhuriyet Tarihinin en büyük, rekor denecek kadar örtülü ödenek harcaması yapan, nerelere harcadığını bilemediğimiz Başbakan R.T. Erdoğan’ın harcama dökümü çıkarılsa, Menderes’inkinden aşağı kalmaz, başta terör örgütleri olmak üzere daha ilginç harcamalar ortaya çıkar sanıyorum.

Adnan Menderes, örtülü ödenekten usulsüz olarak 4 877 780 Lira 19 kuruş zimmetine geçirdiği için 11 yıl ağır hapse mahkûm oldu.(sf 536)  Ayrıca bu zimmetin ödenmesi için, bütün mal varlığına (Çakırbey Çiftliği dâhil) el konuldu.

Sanırım siz de ilginç bulacaksınız (Yıl içinde kişiye birden fazla yapılan ödemelerde de sadece biri alınmıştır):

1950: İdris Özvatan’a (DP ye küfreden adama tokat atmaktan mahkûm) 30 lira, (nedense, Mecliste CHP lideri Kemal Kılıçtaroğlu’na yumruk atan vatandaş aklıma geldi, çünkü tokat atana para verilerek yaptırıldığı dedikodusu yayılmıştı). Hayri Özgir’in ev kirası 125 lira, DP balosu bilet ücreti 225 lira, Üzeyir Avunduk’a seçim için 12 000 lira vb.

1951: Mehmet Ali Sevük’e (Nazım Hikmet’in avukatı Samed Ağaoğlu’nun emriyle) 300 lira, Necip Fazıl Kısakürek’e 5000 lira, Şair Ahmet Muhip Dranas’a (Samed’in emriyle) ikikez 500 lira, Yazar Orhan Seyfi Orhan’a (Refik Koraltan’ın emriyle 500 lira, Mehmet’in cezaevinde harcaması için 500 lira, Enis Behiç Koryürek’in Miras isimli şiir kitabının matbaa masarfı 1803 lira 40 kuruş, Kazım Nami Duru’ya 150 lira, Ali Naci Karacan’a  (A. Menderes’ten borç alarak) 5000 lira, Mizah gazetresine 8000 lira vb.

1952: Ferit Alnar’a İsviçre seyahati için 3000 lira, Tarık Zafer Tunaya’ya “Türkiye’de Siyasal Partiler” kitabı için 1530 lira, Yahya Kemal’e Arap tetkik seyahati için 1700 lira, Nadir Nadi, Ahmet Emin Yalman ve Ahmet Şükrü Esmer’e Londra seyahatine refakat için 1000 lira, Beyaz Kitap için Hüsnü Yaman’a 11494 lira 78 kuruş, Sivas DP teşkilatına 8055 lira, Necip Fazıl Kısakürek’e 50 000 lira vb.

1953: Peyami Safa’ya 10 000 lira, Mükerrem Sarol’a döviz olarak 3000 lira, Emin Kalafat’a 10 000 lira,  Burhan Belge’ye altı aylık ev kirası 1650 lira, Halil Lütfi Dördüncü’ye (gazete patronu) 5865 lira, Ferit Alnar’a döviz olarak 2025 lira, Ali Fuat Cebesoy Paşa’ya Milli Mücadele adlı kitabı için 1500 lira, Yusuf Ziya Ortaç’a 15 000 lira, Behzad Bilgin’e 1000 lira, Selim Galip Emeç’e 1000 lira, Bedii Faik ile Şevket Rado’ya 1200 lira, Cemal Kutay’a 400 lira, DP İzmir İl Başkanı Burhan Mater’e 10 000, lira, DP teşkilatları için yedi cip bedeli 67 000 lira, Masajcı Kazım Nefes’e 50 lira vb.

1954: İsviçre’ye gönderilmek üzere Yüksel Menderes’e 1617 lira, Recep Bilginer’e (gazeteci)  1000 lira, Ferit Alnar’a 1000 lira, Osman Kapani’ye 500 lira, Şoför Hayri’ye arsa taksiti 1212 lira 24 kuruş, Yugoslavya’ya giden gazeteciler için bakiye 1000 lira, Kâzım Namı Duru’ya 500 lira, Demokrat İzmir gazetesine 21000 lira, Necip Fazıl Kısakürek’e 18 500 lira, Berber Fahri’nin kızına nişan masrafı için 100 lira vb.

1955: Faliha Bilgin’e (Mükerrem Sarol’un boşanmış eşi) 3000 lira, Orhan Apaydın’a 3 550 lira, Ferit Alnar’a 500 lira, Cihat Baban’a 2000 lira, İzmir Gazeteciler Derneğine 100 lira, Kâzım Nami Duru’ya 550 lira, Necip Fazıl Kısakürek’e 10 000 lira, Maltepe’deki evin döşeme masrafı 4.254 lira vb.

1956:  Aydın ve Berrin Menderes’in Avusturya seyahati için 1500 lira, Emin Kalafat’a 1000 lira, Nihat Erim’e bir halı hediye 2300 lira, Hayati Kalafat’a 10 950 lira, Reşat Nuri Güntekin’e dolar mukabili 3000 lira, Kazım Nami Duru’ya 3000 lira, DP Genel Başkanlığı odasının mobilyası için 12 000 lira,  Burhan Belge’ye 6 750 lira vb.

1957: Burhan Belge’ye 4 800 lira, Emin Kalafat’a 5000 lira, Ayhan Aydan’a 539 lira, Neslihan Kısakürek’e (Necip Hazıl’ın eşi) 5000 lira, dört adet kurban bedeli 373 lira, Park Otel’de bahşiş 340 lira, Başbakan Menderes’in evi için stor 500 lira, DP Genel Kurulu hesabına 35 000 lira, Necip Fazıl Kısakürek’e 5000 lira vb.

1958: Mutlu Menderes’e (Necdet Aslanlar vasıtasıyla iki buçuk ayda yapılan masraf) 1305 lira, Emel Zorlu’ya seyahati için 1000 dolar, Aydın Menderes’in birinci mektep taksiti 900 lira, Berin Menderes’in İsviçre’ye ayakkabı parası 131 lira, kayınvalidesinin (Naciye Evliyazade) tedavi masrafı için 2732 lira, Mendereslerin evi için kömür 521 lira 15 kuruş, Emin Kalafat’a 2 885 lira, Cemal Tarlan’a eşiyle seyahat için 12 210 lira, Refik Koraltan’a tedavisi için 12 460 lira,  Eyüp Sultan’a kurban bedeli 300 lira, DP Ankara İl İdare Kurulu’a 50 000 lira, Türk Ansiklopedisi için 3000 lira, Necip Fazıl Kısakürek’e (bir kısmı Tevfik İleri eliyle) 10 000 lira vb.

1959: Bülent Nuri Esen’e avukatlık ücreti 2000 lira, İhsan Sabri Çağlayagil’in kızının tahsili için 5000 lira, Ferit Alnar’a döviz 2163 lira 35 kuruş, Hüsrev Gerede’ye 10 000 lira, Madam Sami’ye 1000 lira, Eyüp Sultan’da kesilen kurbanlar 1000 lira, ansiklopedi ve kitaplar için Akay Kitabevi’ne 2998 lira, Bayan Menderes’e koyun 190 lira, Amerikan Neşritına 2626 lira, DP den Zeki Akalın’ın mahkûm olduğu para karşılığı, Kırşehir Heyetine 30 000 lira, yazar Yusuf Ziya Ortaç’a 8000 lira, Peyami Safa’ya 3000 lira, Mutlu Menderes’e döviz olarak 1 270 lira, Yüksel Menderes Mebusevleri’nde alınan dairenin taksiti) 2705 lira vb

1960: Hürriyet Partisi’nden geçen beş kişiye 4000 lira, Namık Gedik’in kızının düğün hediyesi 2 400 lira, Melahat Ersu’ye Ortaköy Kooperatifi için 45 400 lira, Nesrin Sipahi’ye 500 lira, İktisat ve Ticaret Ansiklopedisi için 1000 lira, Aydın Menderes’e okul taksiti 775 lira, Mutlu Menderes’e 2 270 lira 96 kuruş vb.

Burada, ister istemez, gazetelerin yazdığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın TC tarihinin rekor düzeye çıktığını söylenilen örtülü ödenek harcamaları aklımıza takılıverdi. Günahı üstünde dursun, tıpkı Menderes’in yaptığı gibi, çocuklarına “gemicik” filan mı aldı diye, şeytan aklımıza bunları getiriyor. Keşke olanak olsa da R.T Erdoğan’ın da tıpkı Menderes’inki gibi mahkeme kararı ile örtülü ödenek harcamaları açıklansa, neler görürdük…

Ayrıca, Suriye ve Irak’taki mezhep kavgalarını, Mürsi gibi dinci yönetimleri, Esad’a karşı çarpışan dinci teröristleri destekleyen ve onlara tırlar dolusu silah sevk eden R. T. Erdoğan, böylece Ortadoğu’nun başına bela olan IŞİD gibi bela Sünni terör örgütünü de yaratmış oldu. Muhtemelen örtülü ödenek paralarını da oraya akıtmıştır. Bu konuda Aydınlık’ta yazan Sabahattin Önkibar 12 Haziran 2014 günlü köşesinde şöyle diyor:

“Örtülü Ödenekten IŞİD E Kaç Para”

“….Suriye'deki silahlı muhalif unsurlar içinde etkin olma adına IŞİD'e lojistik destekler ve hatta para yardımı bile söz konusu olmuş…”

Sonuç ortada!”

Yine Önkibar, Aydınlıktaki köşesinde, 4.7.2014 günlü yazında bakınız ne diyor:

“Örtülü Ödenek İle Kampanya!

Sadece geçen yıl Başbakanlığın örtülü ödeneğinden harcanan para 1 milyar doların üstünde.

Peki, bu rakam Tayyip Erdoğan öncesi Başbakanların döneminde ne kadar mıydı?

Dolar olarak hiçbiri bir yıl içinde 50 milyon doların üstünde bir harcama yapmadı!

Peki, 20 misli bu artış niçin ve nereye sorusu sorulabilecek mi?

Yasa ortada sorulamayacak!

Başbakan kendisi için olmak ya da olmamak anlamında olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde örtülü ödenekten bir kaç yüz milyon dolar harcasa bir müeyyidesi var mı?

Kanunlara göre hiçbir şekilde bu harcamalara hesap yok!

Durum bu ise Yüksek Seçim Kurulu dürüst ve şaibesiz bir seçim için sırf bu sebeple bile Erdoğan'ın Başbakanlıktan istifasına hükmetmeliydi”. [ii]


KARISINA İSVİÇRE’DEN ALINAN AYAKKABI PARASI ÖRTÜLÜ ÖDENEKTEN ÖDENMİŞ
Menderes’in örtülü ödenekten (milletin parasından) yukarıdaki harcamalarını şimdilerde gördükten sonra, kendi kendime Menderes’e içimden kızmağa başladım. Çünkü işte bu harcamaların yapıldığı yıllarda ben köyde ilkokulda yoksulluk içinde okuyordum. Menderes, örtülü ödenekten, milletin parasından çocuklarına, evine kömür, sevgilisine, kaynanasına, eşine, dostuna para verirken, saçıp savururken, köyde köy çocukları ayakkabı bile bulamıyorlardı. Yine yukarıdaki harcamalardan öğrendiğimize göre, Menderes de, İsviçre’den karısına alınan ayakkabı parasını örtülü ödenekten ödermiş.

Ben ilkokula,  yazın yakan kışın üşüten halkın “soğukkuyu” dedikleri lastik ayakkabı ile giderdim. Ayağıma yeni bir ayakkabı alındığı zaman, ayakkabım eskimesin diye çıkarır, yalın ayakla top oynardım. Yine babalarımız 1950 li yıllarda bile, ayaklarında çarıkla öküzlerle tarlayı sürmeğe giderlerdi. Menders’te, örtülü ödenekten-milletin parasını, tüm ailesi, çoluğu-çocuğu, eşi-dostu, metresi, berberi vb ele güne dağıtıyormuş.

İşte o yıllarda ben ilkokulda okurken büyüklerimiz kızarak şöyle derlerdi:, “Bizim Bölükbaşı’ya  kızan Menderes Kırşehir’i kaza yapmış, Kaman’ı da Ankara’ya bağlamış” .Okulda yakıp ısınalım diye, koltuğumuzun altında tezekle okula giderdik. Ama yukarıdaki harcama listesinden öğrendiğimize göre, Mendereslerin evine alınan kömür parası, çocuklarının tahsil, ev paraları örtülü ödenekten ödenirmiş. Yorumunu siz yapın.

Menderes’inki böyle de, tabanı delik ayakkabı, kiralık evde siyasete başladığını, başbakanlık maaşıyla geçinemediğini söyleyen R. T. Erdoğan, bu kadar villaları, evleri, gemicikleri, bankadaki milyonları nasıl elde etti, diye sormaktan kendimizi alamıyoruz.

Kısacası denetlenmeyen, kontrol edilemeyen örtülü ödenek paraları, görüldüğü gibi,  metreslere, yandaşlara, ev ve özel harcamalarla, sağa sola savurup çarçur edilirken, terör gruplarına bile paralar verildiğini gizli giden tırlardan öğreniyoruz.

Gezi direnişçilerine “çapulcu”, ne ki “terörist” diyen R.T.Erdoğan, Türkleri katleden, insanların kanını içen IŞİD, El Nusra, katliamcı ve bölücü PKK gibi örgütlere bir türlü terörist diyemiyor. Artık Orta Doğu’da bir bela olmaya başlayan, “Kâbe’yi yıkacağız” diyen,  gönderdiği tırlar dolusu silahlarla “İstanbul’u alacağız”  diyen IŞİD’ı yaratan R.T. Erdoğan’dır. Böylece Başbakan Erdoğan sayesinde ülkemiz bir terör devleti olmakta; muhtemel ki devletin örtülü ödeneğinden milyonlar terör örgütlerine para ve silah olarak akmakta.

Dinciliğe, dinsel siyasete, mezhepçiliğe eylemiyle söylemiyle yatırım yapan RTE, Suriye’de kafa kesen, kalp yiyen teröristlere yardım ederek nihayet IŞİD belasını yaratma becerisini gösterdi…

Ör­tü­lü öde­nek­ten ya­pı­la­bi­le­cek har­ca­ma­lar, 2013’te “re­ko­ra doğ­ru­” gi­di­yor. Her yıl büt­çe gi­der­le­ri­nin bin­de 5’i ora­nın­da ay­rı­lan ör­tü­lü öde­nek, 2013 yı­lı için 404 mil­yar TL büt­çe gi­de­ri­nin bin­de 5’i ka­dar ya­ni yak­la­şık 2 mil­yar TL ola­rak be­lir­len­di. İlk 5 ay­da 537 mil­yon li­ra olan ör­tü­lü öde­nek har­ca­ma­la­rı­nın, yıl so­nu iti­ba­riy­le 1.5 mil­yar TL’­yi aş­ma­sı ve “re­kor kır­ma­sı­” bek­le­ni­yor. [iii]

Yukarıdaki yazım RTE Başbakanken yazıldı.

Tüm bu saraylı köşklü AKP-RTE saltanatı yetmiyormuş gibi, R.T. Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak seçildikten sonra, bir torba kanununun içine sokuşturularak, Cumhurbaşkanına örtülü ödenek harcama yetkisi verildi. Cumhuriyet tarihinde hiçbir cumhurbaşkanına böylesine bir örtülü ödenek harcama yetkisi verilmemişti. Zaten Cumhurbaşkanlığının ayrı bir bütçesi olduğu halde, örtülü ödenek harcama da neyin nesi? Yürütmenin başı başbakan olduğuna göre,  örtülü ödenek de başbakana ait olması gerekir. Ama ülke yağma Hasanın böreği olmuş kime ne. Ne demiş hiciv ozanı:

“Hasandağı arpalıktır, eğer saban yürürse 
Her derede bir değirmen eğer suyu gelirse 
Her kümesten birer tavuk eğer köylü verirse 
Güzel gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse.”

Cevat Kulaksız
ckulaksizster@gmail.com
DİPNOTLAR

[i] Efendi Beyaz Türklerin Büyük Sırrı Soner Yalçın Doğan Kitap İstanbul, 2004” sf 536-537
[ii]http://www.aydinlikgazete.com/yazarlar/sabahattin-onkibar/45044-sabahattin-onkibar-abdullah-gul-boyle-tehdit-edildi.html
[iii]  http://sozcu.com.tr/2013/gundem/tayyipin-cep-harcligi-rekora-gidiyor-324689/Efendi Beyaz Türklerin Büyük Sırrı Soner Yalçın Doğan Kitap 2004

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget