Kendisini çözüm sürecinin mimarı ilan eden ve bundan siyaseten nemalanan Tayyip Bey, şu anda ÇİN gezisinde eğleniyor, ÇİN gezisine çıkmadan önce sonlandığını ilan ettiği çözüm sürecinin duvara toslamış olması nedeniyle akan ve akmaya da devam eden şehit kanlarını ve şehitlerin babasız kalan yavrularını görmezden gelerek çıktığı, turistik geziden öteye hiçbir anlam taşımayan ÇİN gezisiyle ilgili olarak, bugün SÖZCÜ Gazetesinin manşetten verdiği, “TAYYİP ÇİN GEZİSİNDE! “ başlıklı haberinin altında yer alan; Tayyip Bey'in kendisini karşılayan Çinli çocuklarla neşeli pozu, Tayyip Bey'in, ülkede akan kandan ve yetim kalan Türk çocuklarından etkilenmediğini ve ülkenin içinde bulunduğu durumu umursamadığını göstermesi yönünden çok çarpıcıdır.
Bu günlere tesadüfen gelinmedi.Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
28.08.2009 da kaleme aldığımız “ÇIKMAZ SOKAK” başlıklı makalemizde, bakınız neler yazmışız? İki paragrafına aşağıda aynen yer veriyoruz.
“AKP iktidarı, Güneydoğuda, etnik temele dayalı bir Kürt sorununun varlığını kabul ederek, bu sorunu çözeceği iddiasıyla meydana çıkmış ve anaların göz yaşlarıyla, evlat acılarını dindirme, barış ve kardeşliği sağlama gibi duygusal ve kulağa hoş gelen sloganlarla, ülkenin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve üniter devlet yapısını ortadan kaldıracak olan tehlikeli gidişi perdelemeye ve halkın gözünü boyamaya çalışmaktadır.
PKK terör örgütünün lideri ÖCALAN' ın, avukatları aracığı ile gönderdiği, kısmen basına da yansıyan yol haritası ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin ülkeyi bölünmeye götürecek olan önerileri, keza bu sürecin ÖCALAN dışlanarak yürütülemeyeceğini ilan eden PKK nın siyasal uzantısı partinin tutumu karşısında, çıkmaz bir sokağa giren AKP iktidarının; PKK teröründen kaynaklanan kanı ve anaların gözyaşını sonlandırarak, barış ortamını yeniden tesis etmeyi ne şekilde başaracağını merak ediyor ve mevcut koşullarda başarısız kalmaya mahkum olan bu serüvenin sonucunu merakla bekliyoruz doğrusu.”
Yine, 19.Ekim.2009 da, Kuzey Iraktaki PKK Kamplarından barış ve kardeşlik adına davet üzerine yurdumuza gelen ve Habur sınır kapısından giriş yapan 34 kişilik PKK grubunun bu girişiyle ilgili olarak kaleme aldığımız 23.10.2009 tarihli “TERÖR'ÜN ZAFERİ” başlıklı makalemizde de, bakınız neler yazmışız?Aşağıda aynen aktarıyoruz;
“ Evet, Yanlış okumadınız, PKK yirmi beş yıllık silahlı mücadeleyi kazanmış ve maalesef terör zafere ulaşmıştır. Daha doğrusu, zafer, Kürt açılımının mimarları tarafından, PKK terörüne adeta hediye edilmiştir.
19.Ekim.2009 pazartesi günü, Kuzey Iraktaki PKK kamplarından sözüm ona barış ve kardeşlik adına planlı bir şekilde yurdumuza davet edilen 34 kişilik PKK grubu, zafer kazanmış ve vatanını düşman işgalinden kurtarmış muzaffer bir ordunun mağrur mensupları gibi, sevgi gösterileri eşliğinde, büyük bir gurur ve coşku ile Habur sınır kapımızdan giriş yapmıştır.
Dağdan inerek, yurda dönüş yapan PKK militanlarının barış ve kardeşliğe katkı yapan bu üstün fedakarlıkları (!) AKP iktidarı tarafından karşılıksız bırakılmamış ve bir karşı fedakarlık örneği gösterilerek, sınır kapısında hazır edilen savcı ve hakimler marifetiyle, usul' en sorgulanan PKK militanları, PKK terör örgütünden kayıtsız şartsız ayrıldıklarını açıkça beyan etmemelerine, Öcalan istediği için yurda döndüklerini beyan etmelerine rağmen, bu beyanları görmezlikten gelinerek, önceden planlandığı gibi ve TCK. nun etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesine aykırı olarak, kısa sürede serbest bırakılmışlardır.
Serbest kalan (34) kişilik PKK militan grubu; PKK' nın siyasal uzantısı partinin öncülüğünde ve organizasyonu eşliğinde yol boyundaki tüm Güneydoğu il ve ilçelerimizi de ziyaret edip konakladıktan sonra, gerçek niyetlerini dolaylı olarak çok güzel ifade eden, başkent olarak nitelendirdikleri son durakları Diyarbakır ilimizde,”Başkente hoş geldiniz” pankartları ile karşılanmışlar ve çok kalabalık ve coşkulu bir miting ile tören resmi geçitlerini, şimdilik tamamlamışlardır.
Kürt açılımı, demokratik açılım, barış ve kardeşlik açılımı; ne söylerseniz söyleyiniz, tüm bu açılımların mimarlarının keyiflerine, şimdilik bir diyecek yok doğrusu.
Bu manzara karşısında, şehit yakınları ile gazilerimizin sert tepki göstermeleri üzerine, bu açılımların baş mimarı, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN' ın keyifi biraz kaçar gibi olmuşsa da, dağdan dönüş yapan PKK' lıları ve malum parti ileri gelenlerini, aşırı kutlamalarla şehit yakınlarını tahrik etmemeleri konusunda uyarma gereği duyan ERDOĞAN; mimarlığını yaptığı malum açılımları halkımıza anlatmak için il il dolaşmaya başlamıştır.
Dönüş yapan PKK militanlarının pişmanlık ifade etmeyen tutumları ve yapılan kutlamalar, PKK ve yandaşlarının daha büyük beklenti içinde olduklarını açıkça ortaya koymaktadır.
Yapılan kutlamaların, en başta AKP iktidarı olmak üzere, bazı kesimler tarafından, barış ve kardeşlik için duyulan ortak sevincin bir tezahürü olarak değerlendirilmesini, biz gerçekçi bulmuyor ve büyük bir beklenti içine sokulan PKK' nın, beklentilerinde hayal kırıklığına uğraması halinde, terörün bugünleri de aratacak oranda şiddet kazanacağını düşünüyoruz.
Barışı ve kardeşliği bozan taraf kim? Allah'ınız aşkına bir açıklar' mısınız.
Hem bölücü terör örgütü kurup binlerce kişiyi öldürerek kendi elinizle barış ve kardeşliği katledeceksiniz, ondan sonra bir nevi gizli af ile af edilerek dağdan inip geleceksiniz ve hiçbir suçluluk ve pişmanlık duygusuna kapılmadan, büyük bir şamata ve kutlama törenleri yapacaksınız, ondan sonra da, biz, barış ve kardeşliğin yeniden tesis edilmesini kutluyoruz diyeceksiniz. Veya birileri sizin adınıza öyle söyleyecek.
Yemezler kardeşim. Yapılan kutlamalar, PKK terörüne kazandırılan zaferin ve Diyarbakır ilimizin, PKK ve yandaşlarının, çok yakın bir tarihte kendi Başkentleri olacağı beklentisini ve özlemini dile getiren, nafile kutlamalardır. Kimse kimseyi kandırmasın, PKK ve yandaşları da boşuna umutlanmasın lütfen.
Kanımızca, PKK ve yandaşlarının umutlandırıldığı ve büyük bir beklenti içine sokulduğu, şehit yakınlarının ve gazilerimizin rencide edilerek açıkça tepki koymaya itildikleri bugün, asıl Kürt sorunu nur topu gibi dünyaya gelmiştir.
Bugün gelinen hepimizin tanık olduğu durum ve manzara, kanımızca, Kürt sorununun sonuna gelindiğini değil, yeni başladığını ortaya koymuştur.
Yeni Kürt sorunu vatana ve millete hayırlı olsun(!) “
Keşke, yıllar öncesine dayalı bu tespit ve değerlendirmelerimizde yanılan taraf biz olsaydık.
30/07/2015
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder