AKP iktidara geldiği günden beri gündeminin ilk iki sırasını, dini bir simge olan Türban ve İmam Hatip Okulları oluşturmaktadır…
Sabır ve inatla bu iki konuyu da düşünceleri doğrultusunda gerçekleştirmiş bulunmaktadır…
Üniversiteler ve devlet daireleri kamu alanı kabul edildiği için Türbanın buralarda yasak olduğu dönemlerde, gerek AKP’liler, gerekse yandaşlar ve “yetmez ama evet” diyen liberaller, türban yasağının bir özgürlük konusu olduğunu, mutlaka her alanda serbest bırakılmasını savunuyorlardı…
Karşı görüşü savunanlar ise, gerek AKP, gerekse onun gibi düşünenlerin amaçları, türban takanlara özgürlük sağlamak değil, laik cumhuriyet kazanımlarını ters yüz ederek yerine dinsel bir düzen getirmek için türban ve İmam Hatip okullarını araç olarak kullanılmaktadır diyorlardı…
Bu gün geldiğimiz noktada karşı görüşte olanlar haklı çıkmış bulunmaktadır…
AKP, önünü gören ne yaptığını bilen ve sabırla Cumhuriyet kazanımlarının yerine dinsel bir düzen getirmesinin gayretini göstermektedir…
Neredeyse tüm okulları İmam Hatip Okullarına çevirmiş olup, veliler çocuklarını gönderecek düz lise bulmakta zorlukla karşı karşıdırlar…
Yukarıda bahsedilen bağlayıcı yargı kararlarına karşın, önce YÖK Başkanı bir genelge ile türbanı Üniversitelerde serbest hale getirdi…
Sonra çıkarılan bir yönetmelikle önce devlet dairelerinde, ardından tüm ilköğretim okullarında türban serbest bırakılarak 9 yaşındaki bebeklerin başı bağlandı…
18. Milli Eğitim Şurasında 4+4+4’ öneren ve kabul ettiren Eğitim Bir-Sen, Yazılı basına yansıyan haberler göre şimdi de 19. Milli Eğitim Şurasında ilkokul 1. 2. ve 3. sınıfa Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi konulması önererek kabul ettirdi…
Gerçekleştirilen bu durumlar konusunda Kimsenin AKP’ye bir şey demeye hakkı yoktur. Çünkü herkesin gözünün içine baka baka ve kimseyi dinlemeden kendi programlarını gerçekleştirmektedir…
Ancak, buna çanak tutan ve kamuoyunu hazırlayan, AKP lehine demokrasi havarisi algısını yaratan, kendilerini aydın ve liberal olarak tanımlayanlar, 1971 tarihinde kurulan Nizam Partisinden AKP’ye kadar olan tüm önceli partilerin, “laikliğe aykırı eylemlerim odakları oldukları” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldığını görmezden gelerek, AKP’nin “demokrasi ve özgürlük getiriyoruz” söylemlerine inanmış ve bir metre önünü görmez öngörü yoksunudurlar…
Ülke ne çekiyorsa bu öngörü yosunlarından ve bana necilerden çekmektedir…
Humeyni döneminin solcu, demokrat ve liberal geçinen aydınları da ayni hataya düşmüş, sonuçta kaçanlar canlarını kurtarmış, kaçamayanlar ise hayatlarıyla ödemişlerdi…
Tarih öngörü yoksunlarını affetmeyecektir…
03.12.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder