Bugün yazılı ve görsel medyaya yansıyan haberde, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 9. Sınıf öğrencisi kızının, matematik dersinden düşük not alması ve yazılı kâğıdını görmesi istemesi üzerine, öğretmenin kâğıdı vermediği ve kâğıttan fotokopi çekilebileceğini söylediği, daha sonrada öğretmenin sınıftan alındığı bildiriliyordu…
Bu haberi okuyunca, bir anıyı anımsadım…
Aşağıda okuyacağınız bu anıda, devlet adamı olmanın ne kadar zor olduğunu görecek ve büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, bunu nasıl başardığını gururla öğreneceksiniz…
İşte o anı:
-Yıl 1934 Milli Eğitim Bakanı Niğdeli Abidin Özmen’dir. Bakanın makamına Atatürk’ün yaverlerinden biri, yanındaki iki çocukla girer ve Bakana bir zarf uzatır…
Zarf Atatürk’ten gelmiştir. Bakan zarfı açar ve mektubu okumaya başlar…
Atatürk; “Yaver Bey’le, size iki fakir ve kimsesiz çocuk gönderiyorum. Bu çocukları, uygun göreceğiniz bir liseye (parasız yatılı olarak) kaydını yaptırıp…” Bakan, bunu Atatürk’ten verilmiş bir emir kabul ederek Orta Öğretim Genel Müdürünü çağırtır ve Genel Müdüre şu emri verir. “Yaver Bey’in yanındaki bu iki çocuğun evraklarını alınız ve bu çocukları H.P. Lisesi’ne paralı yatılı olarak kaydını yaptırıp, her ikisi için de üçer yıllık paralı yatılı makbuzlarının, veli ve ödeyen hanesine Atatürk’ün ismini yazdırarak bana getiriniz” der…
Bakanın emri yerine getirildikten sonra kısa bir mektup yazarak Yaver Bey’le Atatürk’e yollar…
Mektupta şunlar yazılıdır. “Muhterem Atatürk; Yaver Bey’le göndermiş olduğunuz iki çocuk hakkındaki emirlerinizi aldım. Ancak arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Cumhurbaşkanı Atatürk gibi birisi bulunduğu için, bu iki çocuğu fakir ve kimsesiz kabul etmeme, hem yasalarımız, hem de mantığımız izin vermedi. Bu nedenle her iki çocuğun da emirleriniz gereği H.P. Lisesi’ne paralı yatılı olarak kayıtlarını yaptırdım. Çocukların üçer yıllık okul taksitlerine ait makbuzlar ekte takdim ediyorum…”
Atatürk mektubu okuyunca, Başbakan İsmet İnönü’ye telefon ederek “Bak senin Milli Eğitim Bakanın bana ne yaptı” diyerek olayı anlatır. İnönü Bakan adına özür diler…
Atatürk; “Yok özür dileme. Çok memnun oldum. Keşke her devlet adamı bu medeni cesarete sahip olabilse ve gösterebilse” diyerek büyüklüğünü gösterir…
Sevgili dostlar,
Devlet adamlığı budur…
Büyük önder, Müdürü görevden alacağına, onun bu hareketini takdir etmektedir…
Vay benim güzel ülken vay…
21.12.2014
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder