Ülkemizde, sıkça kullanılan ve artık bir ata sözü veya deyim haline gelmiş bulunan güzel ve anlamlı bir söz vardır.
Merdi Kıpti Şecaat Arzederken Sirkatin Söyler.
Bu sözü herkes duymuştur ve ne anlama geldiğini de bilir ama, bu söz Türkçe olmadığı için, ben dahil, yeri geldiğinde çoğumuz söylemeye başlarız ama, oldukça uzun olan bu sözün ya sonunu getiremeyiz, ya da yanlış söyleriz, buna rağmen lafın gelişinden ne söylemek istediğimizi karşımızdakiler anlar, zira, ülkemizde çok sıkça tekrarlanan anlamlı bir sözdür.
Bu sözün tam Türkçe karşılığı; “Çingenenin mert olanı, yiğitliğini anlatırken hırsızlığını söyler” şeklinde ifade edilebilir.
Tabi bu sözü birisi için kullanırken, o kişinin Çingene ve hırsız olduğu iddia edilmemektedir. Bu söz bir benzetme olarak söylenir, zira teşbihte hata olmaz.
Peki bu sözü, ne zaman ve kimler için kullanabiliriz?
Şayet, bir kişi, kendisini övüyor ise ve kendisini överken de doğrudan ya da dolaylı olarak kendi suçlarını ve hatalarını ortaya koyuyorsa, o kişi bu sözü hak eder.
Değerli okurlar, lafı nereye getireceğimi çok iyi anladığınızı, bıyık altı gülüşünüzden görüyorum.
Biliyorsunuz, CHP ve Atatürk'ü kötülemek ve karalamak için, AKP ve yandaşları ellerine güzel bir oyuncak geçirdiler, oynuyorlar da oynuyorlar. AKP ve yandaşlarının bu çok sevdikleri güzel oyuncağın ismi, Dersim ve Dersimde yapıldığı iddia edilen katliam.
Daha önce bu Dersim oyuncağını oynayan ve bu oyuncak üzerinden CHP ve Atatürk'e saldıran eski Başbakan Tayyip Bey'den sazı eline eline alan yeni Başbakan Ahmet Bey de, bu Dersim oyuncağını çok sevdi, elinden ve dilinden düşürmüyor, sürekli bu oyuncakla oynuyor.
Ahmet Bey; Başbakan olarak, devlet imkanlarını ve büyük koruma ordusunu kullanarak, Dersim'e, yani Tunceli'ye gidip rahatlıkla konuşabiliyor ya; bununla övünüyor ve Dersim olaylarının devlete yönelik bir isyan olduğunu ve bu olaya karışanların da asi olduklarını savunan muhalefet partisi MHP'nin lideri Bahçeli'nin, Dersim'e giderek, Dersim olaylarıyla ilgili olarak Ankaradan yaptığı bu değerlendirmesini, orada Tunceli halkına yapacağı konuşma ile onların yüzlerine karşı tekrarlamaya cesaret edemeyeceğini iddia etme hakkını kendisinde bulabiliyor.
Bu ülkenin Başbakanlık koltuğu, devlet imkanlarını kullanarak, büyük bir koruma ordusuyla Dersim'e gidip orada bir konuşma yaparak bununla övünme ve hava atma makamı değildir.
Önemli olan, bu ülkenin en sorumlu ve yetkili yöneticisi olan Başbakan'ın, tüm parti liderlerinin ve en sade vatandaşların dahi, can güvenliği içinde, korkusuzca ve rahatlıkla Dersim'e ve ülkenin her yerine gidip ziyarette bulunabilme, seyahat edebilme ve konuşma yapabilmelerinin önündeki tüm engelleri kaldırabilmesidir.
Nitekim, Sayın Bahçeli tüm riskleri göze alarak Dersim'e gitmiş ve sınırlı da olsa, Ankarada söylediklerini orada da aynen tekrarlayarak, Ahmet Bey'e gereken cevabı vermiş olmasına rağmen, ülkenin güvenliğinden ve vatandaşlarının güvenli bir şekilde ülkenin her iline ve köşesine seyahat edebilme imkan ve özgürlüğüne kavuşturulmasından sorumlu olan Ahmet Bey, Bahçeli'nin bu ziyaretini ve yaptığı konuşmayı yetersiz bularak, iddiayı kendisinin kazandığı anlamına gelen sözleri sarf etmekten geri kalmamıştır.
Başbakan Ahmet Bey, bu ülkede vatandaşlarının can güvenliklerini, özgürce ve korkusuzca ülkenin her köşesine seyahat edebilme özgürlüklerini sağlamakla görevli olduğu Başbakanlık koltuğunda oturduğunu gözardı ederek, MHP lideri Bahçeli'nin Türkiye Cumhuriyetinin sınırları içinde bulunan bir iline giderek orada bir konuşma yapma cesaretini gösteremeyeceğini, utanmadan ve sıkılmadan, dile getirebilmekte ve bundan da siyasal rant elde etmeyi düşünmektedir.
Şimdi gel de, Merdi Kıpti Şecaat Arzederken Sirkatin Söyler sözünü hatırlama, hatırlamamak mümkün mü?
Tanrım, bu milletin aklına mukayyet ol, ülke yönetimi kimlerin elinde kaldı, yazık bu ülkeye ve millete.
01/12/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder