Tayyip Bey Atatürk Orman Çiftliğini talan ederek milletimizden gizli olarak yaptırdığı kaçak sarayı savunmaya ve bu sarayın kendi şahsi malı olmadığını,milletin sarayı olduğunu söylemeye devam ediyor.
Kaçak saray konusundaki eleştiriler hayli canını sıkmış ki, her vesileyle kaçak sarayı savunuyor.
Tayyip Bey, Çırağan Sarayında düzenlenen Anadolu Aslanları İş Adamları Derneğinin 9.Olağan Genel Kurulu toplantısında yaptığı konuşmasında, kaçak saraya yapılan eleştirilere verdiği cevaplara bir yenisini eklemiş,sarayı eleştirenlerin büyük düşünemediklerini, büyük devlet olmak ve büyük düşünmek isteniyorsa, bu sarayın eleştirmemesinin gerektiğini, her kafadan bir sesin çıktğını, iddia edildiği gibi sarayda 1000 oda değil, bunun da üzerinde 1150 küsur odanın bulunduğunu kinayeli bir şekilde beyan etmiş ve cumhurbaşkanlığı kadroları için bu odaların planlandığını ilave ederek, kendisini eleştirenlere meydan okumuş, ben alışıldık cumhurbaşkanı değilim, olamam da diyerek, Anayasa bana vız gelir,Anayasayı tanımıyorum demek istemiştir.
Tayyip Bey'in beyanlarında yer alan ve bizim dikkatimizden kaçmayan altı çizilmesi gereken bir husus; Tayyip Bey'in, bu saray ve odalarının cumhurbaşkanlığı kadrolarına göre planlandığı şeklindeki beyanı olmuş ve Tayyip Bey bu beyanıyla; cumhurbaşkanı seçiminden iki üç sene önce, bu kaçak sarayın yapımına karar verirken, bu kaçak sarayı, Cumhurbaşkanı seçileceğinden emin bir şekilde, aslında Başbakanlık binası olarak değil, cumhurbaşkanlığı sarayı (Anayasayı değiştirne başarısını gösterebilirse başkanlık sarayı)olarak planlayıp inşaatına başlattığı açık ve net bir şekilde ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Demek ki, Tayyip Bey sözüm ona partisinin yetkili kurullarında uzun uzun ve üst üste yaptığı istişareler sonunda cumhurbaşkanlığına adaylığını koymamış, sarayın inşaatını cumhurbaşkanı olacağından emin bir şekilde başlatmış ve cumhurbaşkanlığına adaylığı konusunda halkımızı aldatmıştır. Şimdi anlaşılıyor ki, kaçak sarayın inşasını planlayıp fiiliyata koymadan önce, kendi kafasında cumhurbaşkanlığına aday olmayı kesin olarak kararlaştırmıştır.
Tayyip Bey'in iddia ettiği gibi, büyük devlet olmanın yolu, fakir halkımızın paralarıyla, çok pahalı, 1150 odalı, gösterişli ve şaşaalı olarak inşa edilen kaçak saraylardan geçmemektedir.
Tayyip bey eleştirilere ne cevap verirse versin, ne kadar yırtınırsa yırtınsın, yaptırdığı kaçak saray, asla milletin değildir, milletin de olamaz. Bu saray bal gibi, Tayyip Bey tarafından kendi egosunun tatmini için yapılmış kişiye özel bir saraydır.
Kaçak sarayın tapusu, yani mülkiyeti, tabiatıyla Tayyip Bey'in olmayıp kamunundur. Ancak, bir sarayın tapusunun kamuya ait olması, o sarayı kamuya, yani millete ait kılamaz.
Bu sarayın millete ait olabilmesi için, öncelikle;
Ülkenin ve milletin temsili yönünden gerçekten böyle bir saraya ihtiyaç duyulması,
Sarayın yapımı öncesinde, yeni bir cumhurbaşkanlığı sarayının yapımının düşünüldüğünün milletin bilgisine sunulması ve bu düşüncenin milletle paylaşılması ve şeffaf olunması,
Sarayın yapımı konususnda milletin tepkisi ölçülerek yapımına kesin olarak karar verildikten sonra, saray için ulusal veya uluslararası bir proje yarışması açılması ve halkın görüşlerine de başvurularak şeffaflık içinde belirlenecek projeye göre uygun bir yer seçilerek inşaata başlanması, projenin maliyeti konususnda milletin bilgilendirilmesi, aşırı lüks harcamalardan kaçınılarak, Türk Milletinin ortalama yaşam seviyesiyle ve bütçe olanaklarıyla orantılı bir sarayın inşasının gerçekleştirilmesi, gerekirdi.
Kaçak saraya baktığımızda, bu kriterlerin hiçbirine riayet edildiğini göremiyoruz, milletin görüşü sorulmadı, şeffaf davranılmadı, sarayın projesi yarışmaya açılarak belirlenmedi, inşaatına milletimizden habersiz gizlice başlandı, mütahit seçimi rekabete açık ve şeffaf yapılmadı, sarayın projesi ve mimarisi tamamen Tayyip Bey'in kendi zevkine ve şahsi tercihlerine göre tamamen kişisel olarak belirlendi, demokrasinin ilkeleri, basın özgürlüğü başta olmak üzere, insan hak ve özgürlükleri ayaklar altında çiğnenerek devletimizin itibarı yok edilirken, devletimizin yok edilen bu itibarının, ihtişamlı saraylarla yeniden kazanılacağı yanılgısına düşüldü.
Bu itibarla, Tayyip Bey ne derse desin, kendisini ne kadar yırtarsa yırtsın, bu kaçak saray, asla milletimizin değildir. 4/Aralık/2014 tarihli “Halkın Sarayı” başlıklı yazımızda belirttiğimiz gibi; Tayyip Bey'in, hiçbir önceliği ve gereği yokken, halkları yoksulluk içinde kıvranırken kendileri zevk ve safa içinde lüks hayat süren geri kalmış ülkelerin diktatörlerini çağrıştıracak şekilde, halkından gizleyerek inşaatını başlattığı 1000 (Tayyip Bey'in beyanına göre 1150 küsur) odalı ve görkemli kaçak saray, asla halkın sarayı olamaz.Bu saray milletimiz için bir yüz karasıdır.
Milletimize ait olmayan bu kaçak sarayda, milletimize ait olan tek şey, bu kaçak sarayın yapılması için çarçur edilen paralardaki yoksul milletimizin alın teridir.
06/Aralık/2014
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder